Burası karanlıklar ülkesinin en tehlikeli ormanı: "Büyülü orman."
Buraya yolunuz düşerse sakın ağaçların o ihtişamına kapılmayın.
Sizi öyle bir büyüsünde bırakır ki siz buradan hiç çıkmak istemezsiniz.
Ta ki o ana kadar.
Ben Argon,
Yıllar önceydi,
Henüz 17 yaşındaydım. En son evden nasıl çıktığımı hatırlıyorum. Bir gece uyurken bir elin bana dokunuşu ve birden çığlıklar içerisinde uyanışım.
Yatağımdan kalktım çıplak ayaklarımı hafifçe yere bastım. Pencereye doğru yöneldim. Perdeyi araladım gökyüzüne başımı kaldırdım.
-O da ne öyle?
Pencereyi açtım gözlerimi kapattım ve elimi ona doğru uzattım. Birden kalbime bir ışık saplandı dengemi kaybettim pencereden aşağıya düştüm. Hızla peşinden koştum. Gittim gittim gittimmm... Ama bir türlü ulaşamadım ona... Kendimi ormanda buldum bir anda.
-Burası büyülü orman olmalı!
Büyülü ormandan çıkış ararken gök yüzünün kararması ve ağaçların çıkardığı sesler...
İçimi bir ürperti sardı. Buradan nasıl çıkacağımı o kadar düşündüm ki çıkış yollarının hepsinin kapalı olduğunu anladığım an pes ettim ve olduğum yere yığılıverdim.
Ayaklarımdaki o soğukluk beni titretmeye başlattı. Neler oluyordu bana böyle. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı. Kalp atışlarım yavaşladı. Ayaklarımı oynatmak istedim gücüm yetmedi. Yavaştan gözlerimi çaresizce kapamış ümitsizce ölümü beklemekteyken gizemli bir el dokundu elime.
Birden olduğu yerden fırlayan çocuk gözlerini açtığında kulaklarında şırıl şırıl su sesi duyar. Ayağa kalkar ve etrafındaki ağaçlara bakarken yanı başındaki nehirden akan suda bir şey gözüne ilişir.
-Burası da neresi böyle!
-Su!
Nehre doğru koşar. Gözüne bir şey ilişir. Kendisine doğru gelen bir şeyi fark eder.
-Buda ne böyle!
Nehirdeki küçük bir sandaldır.
Sandal karaya yaklaşır üzerinde hiç kimseler yoktur.
-Sahipsiz olmalı bu sandal galiba!
Suya yavaştan ayağını basar önce korksa da sonra korkusuz bir şekilde diğer ayağını suya basar ve sandala doğru yavaştan gider. Sandala yaklaşır elini sandala atar kendine doğru çekerek sandalın üzerine çıkar. Sandalın üzerinde bir sopa ve yanı başında duran bir harita gözüne ilişir. Haritaya bakınca gördükleri karşısında şaşkına döner.
-Bunlarda ne böyle?
-Ne ilginç resimler, insanın içini ürpertiyor!
Haritada karmaşık hayvan şekilleri ve yer altı mağarası görür. Zihninde gelgitler oluşurken hava yavaş yavaş kararmaya başlıyor. Gökyüzünün kızıllığı nehre vurunca harika bir manzara oluşur. Gökyüzü o harika görüntüsünü yavaş yavaş karanlığa bırakır. Bulutlar bir araya toplanır, ardından şimşek sesleri ve gökyüzünün görüntüsü Argonun küçük kalbini korkutmaya yetiyordur. Nehirdeki dalgalar yavaş yavaş hızlanmaya başlar. Dalgaların boyu gittikçe yükselmektedir. Nehrin tam ortasında kalan Argon geriye bakar ve artık çok geç dönüşü olmayan bir yoldadır. Sandalın küreklerini sıkıca tutarak tüm gücüyle dalgalara karşı koymaktadır. Gücü artık tükenmek üzeredir yağmur hafiften başlar.
Gökyüzündeki şimşek sesleri karanlığın gizemi ve kaderi...
Nehrin bir ucunda büyük bir dağ kütlesi görünce çığlık atmaya başlar.
-Kurtuldum!
-Kurtulduuuum!
Gücünü toplar ve kendi kendine söylenmeye başlar.
-Dayan az kaldı!
-Dayan hadi!
Herşey yolunda gitmektedir.
Ta ki o ana kadar.
Birden sandalın altı büyük bir kaya kütlesine çarpar ve sandal sarsılır dengesini kaybeden Argon sandal ile birlikte dalgalara kapılır. Argonu dalgalar nehrin sonundaki dağın hemen dibine kadar sürükler. Her yerini taşlar kesmiştir. Yüz üstü öylece uzanan Argonun başından kanlar akmaktadır. Güneş kendini gösterir ve Argonun gözüne ışık vurunca gözlerini yavaşça açmaya başlar. Bedenindeki kan lekelerini görür elini başına götürerek ayağa kalkmaya çalışırken yere düşer tekrar. Ayağa kalkan Argon koskocaman gövdeli eşsiz manzaralı dağa bakar. Dağa doğru iyice yaklaşır büyükçe bir taşa gözü ilişir. Yanına varınca taştaki resimleri inceler bazı hayvan şekillerine elini dokunur ve içinde bir şeyler oluşunca elini taştan çekerken insan eline benzeyen ve beş taraflı bir delik görür elini uzatır ve yavaşça parmaklarını bu deliklerden geçirir. Taştaki bu delikler Argonun kolunu içeri çekercesine şiddetlenir. Parmaklarını kurtarmaya çalışsa da taşa karşı koyamamaktadır. İçeriden büyük bir ışık dışarı vurarak büyük bir patlama sesi duyulur ve Argon gözlerden kaybolur. Sihirli taş Argonu dağın içerisine çekmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Kralı/ King of the dark
ActionHenüz ergenlik çağına girmemiş bir çocuğun bir gece uykudan uyandıktan sonraki değişen hayatı ve yaşayacağı savaşlar...