Sen şaka seversin, Baekhyun.Bana ilk kez şaka yaptığında çok korkutmuştun beni. Arka bahçede oturuyorduk ve sen bayılma taklidi yapmıştın bana. Çok korkmuş, çok endişelenmiştim. Seni kaybetme duygusuyla ilk kez o zaman tanıştım ben. Ne kadar korktuğumu görünce dayanamayıp şakaydı demiş, sarılmıştın bana.
Sonra bir daha bana büyük bir şaka yapmadın, yapamadın. Korktuğum için. Sadece küçük şakalar yapıyordun. Bahçede otururken gökyüzünü gösterip heyecanla bakmamı söylüyordun, bende kanıp baktığımda uzanıp çenemi ısırıyordun. Çenemi ısırmayı seviyordun.
Bazen beni öpmek istediğinde de yapardın. Yüzümde bir şey varmış gibi davranırdın. Benden eğilmemi, yaklaşmamı isterdin. Sonra da aniden öpüverirdin. Çok severdim aniden öpmelerini.
Şimdi bir siyah gül var masamın üzerinde, bir bardak suyun içinde. Demiştin ki, siyah güllerin hüzünlü bir asilliği var, bir sonu, kaybolan umutları var.
Şimdi elimde siyah gül. Karşımda ise kırmızı karanfiller var. Demiştin ki, kırmızı karanfiller ölen bir kişiye karşı duyulan sevgi ve özlemi anlatır.
Aralarında solmaya yüz tutmuş pembe bir karanfil var. Çünkü demiştin ki, 'Seni unutmayacağım.' anlamına gelir.
Sen şakayı çok severdin, değil mi? Yeniden çıkıp bir yerden aniden, gülümseyerek kocaman 'Şakaydı!' der misin?
'Şakaydı. Ben ölmedim.'