1.9

471 37 18
                                    

|Baturay'dan|

Kafam çok karışıktı.

Bir saate yakındır yatağımda uzanmış, üstümdeki ayıcıklı pijamalarım ile terlememe rağmen duvara boş boş bakıyor, bir şeyleri netleştirmeye çalışıyordum.

Sinirliydim.

Kafamın içinde dönüp duran düşünceler vardı ve bunlara bir cevap bulamamak, kördüğümü çözememek beni delirtiyor ve sinirlendiriyordu.

Enes ile üniversitede adımızın çıkması ise… aslında Enes'i suçlamıyordum. Mesajlarına bakarak bile onun yaymayacağını anlayabilirdim. Ama, dediğim gibi sinirliydim ve eninde sonunda Enes'e patlamıştım.

Fazlasıyla kırılmıştı. Onu suçlamama çok kırılmıştı. Fena halde vicdan azabı çekiyordum. Neden bilmem ama hiç karşı karşıya görmediğim bu çocuğu kırdığım için deli gibi üzülüyordum.

Fazla düşünceli bir insan değildim. Birilerini kırar, umursamazdım. Ağlayınca geçerdi sanardım hep.

Şuana kadar kaç kişiyi kırdığım hakkında bir fikrim yoktu. Meryem ile sevgili olmadan önce çok kızla birlikte olmuştum. Hepsine sürtük muamelesi yapmış, seni seviyorum falan diyenlere de sürtüklük yapmasaydın orospu tarzı cevaplar vermiş, ağlayarak gitmelerine sebep olmuştum.

Birkaç tokat yemiş de olabilirdim.

Ama benim umrumda değildi. Hangi insan aşık olduğu kişiyle seks yaptıktan sonra itirafını yapardı ki? Ben ona parasını veriyorum o diyor sana aşığım.

E yarrağım, önceden söylesene aşığım diye? Sevişmezdik yani?

Ayrıca Meryem'i de çok kırmıştım.

İlişkimide fazla seven taraf oydu. Her zaman dibimde durmuş, bana sevgi sözcükleri fısıldamış, sevgisini hissettirmeye çalışmıştı.

Ben ise fazla sevmeyem taraftım. O bana çıkalım dediğinde sap olduğum için kabul etmiştim. Pişman olmamıştım da.

Ama artık bir şeyler vardı. Onun yanındayken sebepsiz bir vicdan azabı çekiyor, sanki birine ihanet ediyormuşum gibi geliyordu.

Bu yüzden olsa gerek son zamanlarda ondan uzaklaşmış, buluşmalarımızı ertelemeye başlamıştım. Sık sık tartışmaya başlamıştık, her tartışmada onu kıracak şeyler söylüyordum. Ama beni her şekilde affediyordu.

Ancak Enes, onun için son damla olmuş olmalıydı.

Enes'le barışmamızdan bir gün sonra karşıma geçmiş, artık bunlara katlanamayacağımı ve daha bir çoğunu söylemişti. Ayrıca bir de tokat atarak beni terk etmişti. O gittikten sonra pek iyi bir durumda değildim. Hayır, hayır! Bu aşk değildi. Ona alışmıştım. Bir anda gitmesi boşluk hissi yaratsa bile bir günde de yokluğuna alışmıştım.

Garipti.

Sanki birini bekliyormuşum gibi hissediyordum. Sanki birini istiyormuşum gibi…

Sikeyim.

Ne saçmalıyorum ki? Hepimiz  o kişinin Enes olduğunu biliyoruz.

Tamam, onu haksız suçlamıştım. Kalbini kırmıştım, nasıl düzelteceğimi bilmiyordum. Kırdığım insanları umursamadığım için hiçbirinin gönlünü almaya çalışmamıştım. Bu bir ilkti.

Onu çok kırmıştım, beni affeder miydi bilmiyordum.

Ama düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı.

Ona ne hissettiğim gibi.

Bana arkadaş olmak istediğini söylemişti. Sırf beni kaybetmemek adına arkadaş olmayı istemiş, acı çekecek de olsa buna katlanmıştı.

Biliyordum, canı yanıyordu. Aşkı bilmesem de sevdiğinle arkadaşça takılmanın acıttığını hissedebiliyordum.

Ona ne hissediyordum… belirsizdi. Bu hisler arkadaşça değildi. Onu kırınca vicdan azabı çekip, kendimi suçlamam, bana arkadaşım deyince üzülmem arkadaşça değildi. Ama aşk demek de biraz abartı geliyordu. Daha çok hoşlantı gibiydi.

Düşüncelerimin ağırlığı kalbime baskı yaparken acıyla inledim. Kalbim acıyordu, ondan özür dilemek istiyordum, ama fazla korkaktım.

Yatakta yan döndüm ve kalbimdeki ağrının geçmesini umarak gözlerimi kapadım.

Bilincim kapanırken içimden geçirdim.

"Yarın" dedim. "Yarın ondan özür dileyeceğim. Gerekirse ayaklarına kapanacağım. Yeter ki affetsin."

* * *
en uzun bölüm :|

kontrol etmeye üşendim <3

sizi seviyom :*

meet.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin