Alnımda kırmızı bir damgayla uyandım. Damganın nereden geldiğini anlamadım. Banyo yaparken aklıma dün akşam olanlar geldi. Adamın evine gitmiştim. Havadan sudan konuştuktan sonra neden çok heyecanlı olduğumu sordu. Bir şey mi söyleyeceksin dedi. Heyecanlıydım ve korkmuştum. Konuşacak gibi oluyor ama bir şey söyleyemiyordum. Adam en son ne zaman hap içtiğimi sordu. Birkaç saat önce dedim. Adam lavaboya gidip kusmam gerektiği söyledi. Neden bilmiyorum ama adamın dediğini yapıp kustum. Sabahki olaylar aklıma geldi. Birden adamın yanına doğru koştum. Televizyonda gördüğüm şeyden onda da vardı. O ne ?! diye bağırdım. Adam şaşırmış bir şekilde bana baktı. " sakin ol. Buna kitap diyoruz " dedi. Kitap nedir peki diye sordum. Adam neden bu kadar şaşkın olduğumu anlamadı. "Kitapta bir şeyler yazar. Bunları okursun böylece öğrenirsin dedi. "Neler öğrenebilirim" dedim. Şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Adam " yoksa sen yasak kanalları mı izledin" diye sordu. Dilim tutuldu bir şey söyleyemedim. Sadece kafamı salladım. Adam benim gibi sıradan birinin neden böyle bir şey yaptığını anlamamış gibi bana baktı. Siyah ekranı, gördüğüm şeylerin hepsini anlattım. Adam çok merak ediyorsan ara sıra gel. Burada kitap oku dedi. Ama bu galakside kitap okumak yasaktır. Hayatını etkilemesin dikkat et dedi. Peki ya onunkini etkilemiyor muydu. Bir şey anlamamıştım ama kitap denen şeyi okunayı çok istiyordum. Okuma yazmam vardı. Televizyondan öğrenebildiğim kadarıyla... Adama bana bir kitap vermesi gerektiğini söyledim. Adam dikkatli olmamı söyleyip beni evime kadar bıraktı. Eve gelince bir hap daha içip uyudum. Ve şuan neden damgam olduğunu anladım. Hap içince gözlere yerleşen bir tabaka gördüğün ve duyduğun her şeyi kaydeder. Aynı zamanda aklını kurcalayan soruları direk yok eder ve seni her zamanki günlük işleri yapmaya zorlar. Adam beni o yüzden kusturmuştu. Kusunca hapın etkisi gitmiş, aklımdaki düşünceler geri gelmişti. Ben de bunu unutup eve gelince bir hap daha içip kitabı özel bir yere saklamıştım. Gözlerim kitabı kayıt ettiği için polisler rahat bir şekilde beni bulup damgayı basmışlardı. Damga süresi bir haftaydı ve bitene kadar dışarı çıkmak televizyon izlemek yasaktı. Bütün gününü kontrol odasında geçirirdin. Beşinci damgadan sonra yaşam kaliteni belirleyen halkalardan biri azalırdı. Benim 5 halkam vardı. Eğer 4 kalırsa şuanki galaksimden taşınıp eskisinden kötü bir hayat sürerdim. Halkalarım bitince de ölüme terkedilirdim. Bunu istemiyordum. Bu yüzden dikkatli olacaktım. Duşta uzun süre kalmıştım. Bileğimdeki beş halkadan biri yanıp söymeye başlayınca duştan fırlayıp hap içmeye gittim. Kuralları çiğnemek istemezdim. Ama adamın kitabını da merak ediyordum. Bir andan kafamdaki düşünceler gitti. Ben de kontrol odasına gidip işimi yapmaya koyuldum.
