Eunkwang, üç arkadaşıyla birlikte minik ama sevimli bir apartman dairesinde kalıyordu. Başının belası, üniversitede müzik bölümü okuyan Sungjae, evin asıl sahibi, doktor ve cidden zengin olmasına rağmen evini onlara açan Changsub ve son olarak Eunkwang'ın küçükken beraber gittikleri yetimhaneden sonra asla yollarını ayırmadığı Minhyuk.
Minhyukla okulları bitip kaldıkları öğrenci evinden ayrılma zamanları geldiğinde ikisi birlikte kalacak yeni bir ev aramışlardı fakat o zamanlar işlerinde yeni oldukları ve yeterince paraları olmadığı için buldukları evler ya başlarına yıkılacak kadar vasat ya da neredeyse şehir dışındaydı. Tam ümitleri kesildiği sırada Eunkwang'ın hastanede de doktoru olan Changsub'ın teklifiyle ikisi bu eve yerleşmişti daha sonra da sokakta Sungjae'yi görüp evlat edinmiş ve ailelerini tamamlamışlardı. Gerçekten Sungjae'yi evlat edinmişler gibi bir şey olmuştu çünkü Sungjae'yi bulduklarında evlerinin karşısındaki parkta elinde mavi bavuluyla kedi gibi bankta uyumaya çalışıyordu. Onun bu halini camdan görüp yanına gitmişler, üniversite için Seul'e geldiğini ama ne yurt ne de ev bulamadığını öğrenince de eve almışlardı. Dürüst olması gerekirse Eunkwang hepsini gerçek bir aileden farksız görüyordu. Zaten onlarla tanışana kadar da Minhyuk'tan başka ailem diyebileceği kimse olmamıştı. Aklına gelen bu düşüncelere, artık "ailem" diyebileceği birilerinin olduğu gerçeğine gülümsedi ve adeti üzerine yeni ailesine sabah kahvaltısı hazırlamaya koyuldu. Bir yandan domatesleri doğrayıp bir yandan şarkı mırıldanırken arkasından sarılan bir çift kolla irkildi.
"Yah Minhyuk-ah kaç kere söyledim sessiz sessiz yaklaşma diye kolay korkuyorum biliyorsun"
"Biliyorum biliyorum ama bu sadece seninle eğlenme isteğimi daha fazla kamçılıyor"
Eunkwang sanki diğeri görebilecekmişcesine gözlerini devirdi ve işini yapmaya devam etmeye çalıştı. Fakat bu Minhyuk'un dudaklarını ve dişlerini boynunda hissetmesiyle son buldu.
"Yah yah deli herif sana kaç kez bana sahte hickeyler yapmayı bırakmanı söyledim. Birileri bir gün görecek ve cidden başka bir şey sanacak."
"Sansınlar, amacım o zaten etrafta çok fazla pis ve sinsi kız var bunlar hep seni onlardan korumak için."
"Senden büyük olduğumu ve seveceğim kişiyi seçebilecek kadar mantığa sahip olduğumu belirtmek isterim. Ayrıca madem tüm kızlar pis ve sinsi sen neden Aeri ile çıkıyorsun?"
Eunkwang şimdi tamamiyle arkasını dönmüş Minhyuk'un gözlerinin içine bakıyordu.
"Hayır, tüm kızlar sinsi demedim etrafta çok fazla sinsi kız var dedim laflarımı çarpıtma lütfen. Hem gömleğinin düğmelerini bu akşam açmazsan hiçbir sorun olmaz dimi ha kızı ilk buluşmadan yatağa atmalı bir ilişki planı kurmadıysan tabi"
Diyip tek kaşını kaldırdı Minhyuk.
"Öyle bir insan olmadığımı pek ala biliyorsun"
"Evet biliyorum o yüzden senin kızı yatağa atma ihtimaline karşı değil kızın seni ilk günden yatağa atma ihtimaline karşı bu işte. Hem bu kadar sinirlendiysen sen de bana yap ödeşelim"
Eunkwang birden bir kahkaha koyverdi
"Ya işte iyice saçmalamaya başladın sevgilin var senin Aeri görürse ne diyeceksin peki?"
"Hmm sorun olacağını sanmıyorum pek" diyerek ağzında bir şeyler geveledi Minhyuk.
Gözleri faltaşı gibi açılan Eunkwang şaşkınlıkla sordu
"Yok artık, en son gördüğümde Aeri bu kadar geniş değildi sanki?"
"Hala değil, yani görse evet üçüncü bir dünya savaşı kopar ama göreceğini sanmıyorum"
Eunkwang duyduklarına anlam vermeye çalışarak gözlerini kırpıştırdı.
"Nasıl görmesin ki. Yani ben bile günün en az yarısında üst bedenini çıplak görüyorum kaldı ki o senin sevgilin."
Minhyuk gözlerini kaçırdı ve kafasının arkasını kaşıyarak çekingen bir şekilde cevap verdi.
"Dediğim gibi bizimkisi yavaş ve sakince ilerleyen bir ilişki"
"Pffftttt AHAHAH bizim Minhyuk, çapkın Minhyuk işleri ağırdan alıyorsun öyle mi? Woaah cidden çok seviyor olmalısın Aeri'yi, kıskandım."
Son kısmı her ne kadar sessizce söylemiş olsa da Eunkwang, Minhyuk duymuştu.
"Kıskandın? Neyi kıs-"
"Ahh işe geç kalacağım neredeyse sabah sabah lafa tuttun o kadar. Hem senin yüzünden şu sıcakta tüm düğmelerimi iliklemek zorunda kalacağım."
Hazırladığı kahvaltılıklardan alel acele ağzına atıp odasına doğru hızlıca ilerlemeye başladı Eunkwang. Ağzındaki yemekleri çiğneyip aynı anda odasının kapısını kapatırken içeriden seslendi;
"Bunun intikamını alacağım Lee Minhyuk benden kurtulduğunu sanma."●○●○●○●
Selaaam ben geldim yine lidomu askere yollayıp ardından bol bol ağlayıp geldim.Minhyuk da gitmeden fici tamamlayıp yayınlamak istedim.Şimdilik üç bölümü hazır devamı için de ilham bekliyorum. Ayrıca taslakta milyon tane yarım bekleyen hikayem var yazamadığım onlara da ilham bekliyorum. Bir tane de bitmiş one shot'ım var ama nedense yayınlamaya tırsıyorum çünkü az buçuk saçma başlayıp sona doğru romantikleşen tuhaf bir minkwang-evet yine- hikayesi. Yayınlasam mı ki onu da ne yapsam?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are My Family ◇Minkwang◇
Fanfiction"Birbirlerinden başka hiçbir şeyi olmayan iki çocuğun bir yetimhanede birleşen kader çizgileri sonuna kadar beraber çizilmeye devam edecek miydi?" ⚠️Bu hikaye, zaman atlamaları ve bakış açısı değişiklikleri içermektedir. ⚠️Smut bölüm içermemekle bir...