İnce bir sızı dağlıyor.

583 84 66
                                    

6. İnce bir sızı dağlıyor.


Kim Yu Ra yol boyunca Jongin ile hiç konuşmamıştı. Küçük ve narin kalbi sızlıyordu çünkü. Jongin ona eskisi gibi davranmıyordu. Geçtiği yolları umursamamıştı hiç. Yemyeşil ağaçlar, kuzguni renkteki topraklar... Hiçbiri umurunda değildi şimdi. Küçük kızın atçığı büyük bir evin önünde durmuştu.

'' İn. '' diye emretti Jongin. Mekanik ve hiçbir duygu barındırmayan bir ses tonuydu bu. Küçük kız irkilmişti ama belli etmedi. Hızla indi attan. Jongin atı ahıra götürdüğü zaman küçük kız geldikleri evi inceledi. Rye Hin'in evinden bile daha büyüktü bu ev. İki tane ahırı vardı bahçenin içerisinde. Ekilmiş tarla, ortanca çiçekleri... Mis gibi kokuyordu.  Bıraktığı toprakları hatırlatmıştı küçük olana. Derin bir nefes aldı. Jongin küçük olanı pek de narin olmayan bir şekilde çekiştirmeye başlamıştı. Bahçenin içerisinden geçip eve ulaştıklarında yaşlı iki kişi karşılamıştı küçük kızı. Biri baba Kim diğeri de Jongin'in teyzesi.

'' Hoş geldin kızım. '' dedi yaşlı olan. Küçük kız Jongin'in babası olduğunu anlamıştı. Çehreleri inanılmaz bir şekilde birbirine benziyordu. Yaşlı adamın çok farklı aurası ve soylu olduğunu belli eden bir giyimi vardı.

'' Hoş bulduk. '' diyebildi zorlukla küçük olan. Kelimeleri yuvarlayarak konuşmuştu. Yaşlı adamın yüzündeki gülümseme henüz geçmemişti.

'' Aç mısın? ''  Yaşlı adam küçük kızı rahat hissettirmek için tedirgin olmuştu. Onu kendi evinde gibi hissettirmek istiyordu. Küçük kız ise hayır diyebilmişti zorlukla. Rye Hin onu doyurmuştu.  Bir abla gibi ilgilenmişti. Bu gerçek bir kez daha gün yüzüne çıktığında başında çok büyük bir ağrı hissetti küçük olan. Tutunmak için Jongin'i arıyordu. Düşecek gibi hissetmişti. Jongin'in kendisinden bir iki adım uzaklaştığını gördüğünde dayanmak için duvara tutunmuştu küçük kız.

'' Ne oldu güzel kızım, başın mı dönüyor? ''  Yaşlı adam küçük kızın yanına yaklaşıp onu belinden kavramıştı. Kendi kendisine mırıldanıp duruyor, küçük olanı da bir o odaya bir bu odaya sokup duruyordu.

'' Bu odalar neden yeteri kadar temizlenmemiş! ''

Odaları sinirle açıp kapatmaya devam ettiğinde bir odanın önüne geçmişti yaşlı adam.

'' Hayır! '' Jongin ve teyzesi aynı anda hayır demişti. Yaşlı adamın götürmek istediği oda Jongin'in annesine ait bir odaydı çünkü.  Jongin'in kaşları çatılmıştı şimdi. Annesinin odasını kimseye göstermek istemiyordu. Masum ve küçük bir kıza bile. Teyze ise kıza sinir olmuştu. Şimdiden dengeleri değiştiriyor diye söylenip durdu. Yaşlı adam ise ikisiyle de ilgilenmemişti. Evin ve gücün sahibi kendisiydi. Onun istediği olurdu! Küçük kızı odaya rahat edeceği bir şekilde yatırdıktan sonra hızla odadan çıkmıştı yaşlı adam. Küçük kızın dinlenip kendisine gelmesini istiyordu. 

Kim Yu Ra ise odayı incelemekle meşguldü. Yatağın üzerinde çiçek deseni olan bir çarşaf vardı. Çok güzel diye söylendi küçük olan. Çok güzel ve çok ferah. Odanın bazı yerlerinde nedendir bilinmez sardunya çiçeğinin kokusunu alıyordu sanki küçük kız. Odanın içerisinde paslanmış bir ayna vardı ve düz durmuyordu. Bu odayı sevmişti. Başı dönüyordu küçük olanın. Sona yaklaşıyordu. Jongin'den çok uzaklara gitmesi gerekecekti. Nasıl oluyordu da Jongin'e bu kadar kısa sürede alışabiliyordu?

O sırada içeriden bir bağırış sesleri yükseldiğinde küçük olan kulak kesilmişti.

'' Kız kardeşimin odasını nasıl bu kıza verirsin, kafayı yemiş olmalısın. O küçük kızı gözüm hiç tutmadı! ''   Konuşan Jongin'in teyzesiydi. Küçük kız yine bir yerlerde istenmiyordu. Alışmıştı buna. Babasının bile kendisini istemediği bir gerçeklikle yaşamıştı. Diğerlerinin ne düşündüğünü önemsemeyi bırakalı çok olmuştu. 

Hükümdarlık - Jongin.  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin