Öznur Yıldırım Röportajı

20.2K 483 45
                                    

Ben şu nedir bu nedir diye tek tek sormayayım sen bize kendini tanımamızı istediğin kadar anlat istersen.. Öznur Yıldırım nasıl biridir?

Bu soru önüme sunulduğunda, ister yıllar kadar geride, ister yıllar kadar uzakta olayım, harfler de en az benim kadar bocalıyor. Kelimeler benim açımdan kendimi sansürlemem için varlar, kendimi bir sis perdesinin ardına saklayıp, küçük ayrıntılara gizlemem için satırlarla buluşuyorlar. Bu yüzden ne zaman yalın halim sorulsa kelimeler kalkıp gidiyor ve boş bir sayfa kalıyor. Yani kısaca, kendimi anlatmak konusunda çok da iyi değilim.

Bu noktada kitaplar dâhil oluyor. Bir romanı okurken hangi satırda kendime rastladıysam kendimi o satıra gömüyorum ya da şarkılara. Bu yüzden şarkılarımı ve romanlarımı paylaşmayı sevmiyorum, eskiden çok da sorun etmezdim ama artık fazla ben olan bu şeyleri kendime saklamaya başladım.

Yazılarımı paylaştığım sosyal ağda, otobiyografi kısmında yine kitaplar aracılığıyla tanıttım kendimi. Uçurtma Avcısı. En sevdiğim kitaptır. Ve okurken hep düşünmüşümdür: Bu satırlara iz bırakan ben miyim, yoksa bana iz bırakan satırlar mı? Açıkçası hala düşünürüm ve hala kitabın içeriği, gidişatı, bıraktığı izlenimler hakkında şaşırmaya devam ederim.

Yeniden iyi biri olmak mümkün. Uçurtma Avcısı, ikinci sayfa, ikinci paragraf, üçüncü cümle.Öyle midir? Bu kitap bunu kanıtlıyor ve yeniden, bir yerlerde iyi bir insan olma umudu veriyor.

Monoton hayatın, monoton düzenine inecek olursak, sanırım çok da bir farklılığım yok. Buraya gelip, satırlara dökerek, “Bak ben Uçurtma Avcısı kitabındayım, ben buyum,” diyebiliyorum; ama bu işi dil üstlenince bu pek de işe yaramıyor. O yüzden insanlara kendimi açıklama gibi bir duruma girmiyorum, beni tanıdıkları kadar ya da tanımak istedikleri şekilde biliyorlar.

En sevdiğim renk siyahtır. En sevdiğim şarkı türü post-rock. En sevdiğim şarkıcı Jared Leto. En sevdiğim oyuncu diyeceğim ama yok sanırım. En sevdiğim yazar? Aslında kalıcı izler bırakanlar var; fakat artık bunu da yanıtlayamıyorum. En sevdiğim kitap Uçurtma Avcısı. Bir de Uyumsuz’u çok seviyorum. On yedi yaşında, lise son sınıf, sayısal öğrencisiyim. Hedefim? Standart: Yani hala ne olacağım konusunda kararsızım, yazmayı ve kitapları çok sevsem de sayısal zekâm daha baskın. Biyoloji dışında bütün sayısal dersleri severim, İnkılap Tarihi dışında da bütün sözel derslerden nefret ederim. Tuttuğum takım Galatasaray.

Ne kızların yaptığı şeylerden hoşlanıyorum, ne de erkeklerin yaptığı şeylerden. Sanırım fazla yalın bir insanım. Maç izlemeyi hiç sevmem, hayatımda hiç Pes de oynamadım. Diğer yandan pembeden de nefret ederim, makyajdan da. Çikolatayı da sevmem. Genellikle tuzlu ürünler tüketiyorum.

Geceyi ve karanlığı severim. Ve kahve, kesinlikle.

 

İlk ne zaman ve nasıl yazmaya başladın?? İlk denemelerini herhangi bir yerde yayınladın mı??  Ya da kendi kendine yazdıkların oldu mu?? Yayınlamayı düşünüyor musun??

Öyle fiyakalı bir yazı geçmişim yok, küçükken sınıf öğretmenimin görüp, hikâyemi beğendiğine dair bir anım da yok. Hiç kendi kendime yazmadım da; ama hayal dünyam beni kendi içine çekecek kadar genişti. Zaten hayale fazla kapılıp, gerçek hayattan soyutlanmanın bedeli büyük oldu. Bir gün başımı kaldırdım ve hayır, bu benim kurduğum dünya değildi, burası gerçekti ve işler hiç de benim düşlediğim gibi ilerlemiyordu. O zaman yazı yazan insanlara denk geldim, yaşım küçüktü. Ve işte benim yaşamak istediğim dünya önümde, boş bir kâğıtta serili duruyordu. O zamandan beri yazıyorum.

                Yazmayı internette keşfettiğim için hep internette yazdım. Zamanla benimle birlikte kalemim de olgunlaştı ve kendi denemelerimi yazdığım defterlerim birikmeye başladı ya da günlükler. Paylaşmadığım yazılarım var, bir sürü kurgu, sadece birkaç sayfaya dökülmüş bir halde onları devam ettirip, onlara can katmamı bekliyor. Birçok içsel yazım da vardır, genellikle dilime sessizliği sürerim ve sayfalarla tartışırım. Yabancı da öyleydi, paylaşmayı düşünmüyordum ilk başta, sonradan arkadaşlarımın ısrarı ve kendi içimde yaşadığım ufak bir hesaplaşmayla paylaşmaya başladım.

Baldanberi Özel RöportajıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin