KİMİN VAR Kİ
Kimi bekliyorsun hala,
Evinden kitaplarından uzakta mısın
Arada bir telefon et kendine
Kendine mektuplar yaz yanıt beklemeden
Kartlar gönder kendine her gittiğin uzaklardan
Sevgilim diye başlayıp öperim diye biten
Senin senden başka kimin var ki arasın
İnince trenden ya da uçaktan yalnızlığın
Sevinçle karşıla yanlızlığını garlarda hava alanlarında
Ayrılışlarda da sarılıp öpüş yanlızlığınla
Ugurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara
Bekle kendini uzak yolculuklardan dönersin diye
Senin senden başka kimin var ki beklesin
İçki masalarında bir başına mısın
Kendinleysen yetmelisin kendine
Çoğaltıp yanlızlığını konuş bir çok kendinle
Kaldır içki bardağını kendi şerefine
Ağlaşarak gülüşerek tartışarak kendile
Senin senden başka kimin var ki bulasın
Düşmanlarının saldırılarından yuvarlandıkça yerlere
Tutup kendi saçlarından kaldır kendini
Seni sana bildirecek kimsen yok başka kendinden
Ölünce senin bile haberin olmayacak öldüğünden
Haber ver kendine ki öldüğünü bilesin
Kimin var ki senin sana öldüğünü söylesin
Kendi kendinin hem konuğu hem ev sahibisin
Zamanın varken ağırla kendini sarılıp öperek
Biliyorsun nasıl olsa yakın o gelecek
Kimileri diyecek
Daha şimdiden sev kendini sev kendini SEV
Kimin var ki senin seni senden başka sevecek.
#Aziz NESİN
Son cümlesini bir daha okudum.
Bir kere daha.
Ve bir kere daha...
Benliğime kazımak ister gibi tekrarladım zihnimde. Ama bir saniye bu doğru bir cümle sayılmaz. Evet kimsem yok beni sevecek. Ama benden başka... Yanlış. Doğrulara zerre kadar yer vermeyecek kadar yanlış hem de. Zaten kimsenin beni sevmesini istemeye hakkım yok ama kendimi sevmeye hiç hakkım yok. Ben kimim ki. Ben kimdim ki?
Anahtar sözcükler beynimin salonuna girmeye çalışıyorlardı ama buna asla izin veremezdim. Onlar hatırlamak istemediğim, beni anlatan terimlerdi. Beynimin muhafızlarının dayanacak hali kalmamış gibiydi. Anahtar sözcükler beynimin içinde tepinmeye başladılar.
Uğursuz.
Beceriksiz.
Gerzek.
Sürtük.Son darbeyi yapmak üzere daha fazla yükseğe zıplayarak hızla aşağı çarptılar.
Hiç.
İçimde uzun zamandır üstünü örttüğüm acılarım sızılarını arttırdı. Ah evet sızlamaya başladı demek yanlış olurdu. Onlar hiçbir zaman kabuk tutmamış yaralarımdı. Artık eskisi gibi kanamıyorlardı gerçi ya da bana öyle geliyordu, bilemiyorum. Onlarla yaşamaya o kadar alışmıştım ki sanki bedenimden, ruhumdan birer parçaydılar. Olmasalar olmayacaktım sanki.
Hayır hayır şuan ağlamıyorum. Ben ağlamam zaten. Yanlış.
Yalnış bir cümle daha.
Hayatım da doğru olan bir şey yok zaten. Düzeltiyim. Ben ağlamam değil, benim gözlerim ağlamaz. Ağlayan şey ruhum. Benim ruhum ağlar sessiz hıçkırıklarıyla. Gözyaşlarını da akıtırlar.Onlar da gider yaralarımı sızlatırlar. Sızlatan sadece gözyaşları değildi.
Onlar benim "Ruhumun Gözyaşları"ydı sızısı hiç dinmeyen...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumun Gözyaşları
ChickLitİki hayat. İki berbat hayat. İki berbat hayatın kendini berbat hisseden iki insanı, Karşılaşırsa Ya da Çoktan karşılaşmıssa ne olur?