Elimdeki pudra fırçasını Tolgay'ın suratına sürüp onuda çekime uğurladıktan sonra biraz dinlenmek için oturup masanın üzerindeki şişeden suyumu içtim.
Bugün Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nde futbolcularla çekim yapıyorduk, sabahtan beri aynı insanlara 3. 4. kez makyaj yapmıştım ve neredeyse 4-5 saattir ayaktaydım, bu sıcakta! Parası neyse vereyim de biri buraya klima taktırsın ya!
''Simge! Gel kız buraya şu çocuğa bir çeki düzen ver. Ay çocuğa bir şeyler olmuş sıcaktan.''
İsmimi duymamla sinir beynime çıkmıştı, aslında burada iki makyaj artistiydik ama Can sabahtan her şeyi bana bırakıp bir şeye çekiliyordu. Tek yaptığı iş çekimden çıkan futbolcularla fotoğraf çekilmekti.
Suyu masaya geri bırakıp Can'ın bana nereden seslendiğini bulmak için koridordaki odaları dolaştım. Zaten çok oda yoktu, koridorun sonunda karşılıklı olan iki odadan birindeydi muhtemelen.
Sağ taraftaki odadan kafamı uzattığımda birisi formasını giyiyordu hemen oradan çıkıp karşıdaki odaya attım kendimi.
''Kendine mi makyaj yaptıracaksın? Kiminle ilgileneceğim ben?" diye Can'a sitem ettim.
"Benimle." diyerek önümde ki koltuğa yerleşen futbolcuya gülümsedim.
Bu az önce odada forma giyen çocuk değil miydi ya?
Elimdeki pudrayı fırçayla alıp yüzündeki bazı bölgelere uyguladım.
Saçlarım kısa olduğu için sürekli kulağımın arkasına sıkıştırıyordum ancak yine önüme geliyordu. Pes edip öyle bıraktım, hayata artık tek gözle devam edebilirdim bence.
Saçımı alıp kulağımın arkasına sıkıştırdığında şaşırmış olsamda işimi yapmaya devam ettim. Rahatsız olmuş olabilirdi sonuçta.
"Fön çekmemi ister misin?"
"Yani fena olmaz." diyince gülümseyerek masanın üzerinde ki saç fırçasıyla fön makinesini alıp fön çektim. Ya bu benim uzmanlık alanım değildi belki ama elimden geliyordu işte. Şu an alnımdan öpmek istiyordum kendimi.
Çekimi tamamen biten futbolcular bizim yanımıza geldiğinde Can atladı hemen.
"Ay harika bir çekim oldu! Bunu kutlamalıyız. Gelmeyene darılırım valla."
Gözlerimi devirirken bunu görünce bana yüzünü buruşturdu.
"Sende geleceksin Simge."
"Akşama başka bir planım var."
"Evde oturmak mı planın?"
"Evet." dediğim sırada bir kaç kişi gülmüştü.
Cidden bu çekimde hiç yorulmamış gibi bir de akşam bunu kutlamayı mı öneriyordu bu çocuk? Anlaşılan yek yorulan bendim.
"Neyse geliyorsun sende yoksa valla bir daha o yemekleri yapmam sana."
"Ya Can zayıf noktamdan vuruyorsun ama. Tamam tamam geleceğim."
Bu sırada fönü çekmiştim, çekim için çoktan diğer odaya geçmişti.
>>>
Dolabımın önüne geçmiş ne giyeceğimi düşünen Can'a gözlerimi devirip telefonumla uğraşmaya devam edecektim ki telefonumu elimden çekti."Ben sana burada ne giyinmen gerektiğini söyleyeyim sen telefonla oyna!"
''Benim için seçtiğin düğün elbiselerini giymeyeceğim Can. Ben gelmemek için direniyorum sen bana elbise falan seçmişsin.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay | Oğuzhan Özyakup FF.
FanfictionGüneş gündüzü, geceyi ise ay temsil etmiş; gündüz geceye kavuşmak için kısalmış, gece gündüze kavuşmak için daha uzun olmaya çabalamış. Dünyadakiler iki aşığı bir arada göremeseler de onlar hep bir arada kalmışlar. Dünyadakiler ise onları sonsuza de...