...
Önce giyindi ağaçlar rengarenk. Sonra renkleri çiçek, çiçekleri meyve oldu olgunlaştı. Daha sonra da hiç düşünmeden ağaçtan koparak toprağa döküldüler. Belki çürüyecek ve toprağa karışacaklardı belki de onlar henüz toprağa karışmak için vakit bile bulamamışken cıvıl cıvıl yada kasvetli bedenler tarafından yenileceklerdi, ama yine de bu onları toprağa dökülmekten vazgeçirmedi.
...
Sonra ağaçlar soyundu çırılçıplak kaldı hepsi. Ne utanmaları vardı nede bir çekinceleri. Onlara uyarak bulutlar sevişmeye başladı sarhoşmuşcasına, onlar seviştikçe beyaz soğuğu döktüler sıcak kumlara.
Mevsim diye düşündüm insanlar gezegenin bu değişimlerine mevsim diyordu. Aradan geçen zamanı sayamayacağı kadar uzun bir süredir yeryüzündeydi. Binlerce insan gelip geçmişti yanından ve hiçbiri görmemişti onu. İşte yalnızlık buydu var oluşunun yok sayılması.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
r u h | s o u l |
Teen FictionSadece biraz daha... . . (Herhangi bir kurgu yoktur. Devamı bile meçhul..)