0.0

717 21 4
                                    

Sınıfın bir köşesinde, her zaman olduğu gibi defterime tahtadakileri geçirmek yerine tuhaf şekiller karalıyordum. Ah şu zaman bir türlü geçmek bilmiyordu ki! Sanki saniyeler ve dakikalar akıp geçmemek için and içmiş gibiydi. Eh, bu durumda zamanı geçirmek için yapacak pek birşey yoktu. Matematik defterime birşeyler karalayıp arada da boş boş etrafı izlemek hariç tabii. Kafamı defterimden kaldırıp biraz etrafta göz gezdirdim. Herzaman olduğu gibi pek farklı bir görüntü yoktu, bazıları kendi halinde takılıyor geri kalan ise dersi dinleyip notlar alıyordu, yada sadece çok iyi ders dinliyormuş rolü yapıyorlardı.. pek emin değilim. Pek farklılık olmamasına rağmen bazen insanları incelemek tuhaf hissettiriyordu. Çünkü hepsi birbirinden o kadar farklıydı ki, bir de dünya üzerinde milyarlarca insan olduğunu düşünürsek bu kesinlikle inanılmazdı. Tanrım, sana inanıyorum.
Asalak gibi etrafı incelemeye devam ediyordum ki alnımda hissettiğim ufak acı beni kendime getirmişti.
"Pst! Zehirli bitki, buraya bak"
Racy, şu dünyada değer verdiğime emin olduğum tek kişiydi. Ayrıca beni sevdiğine emin olduğum tek kişi. Onu hakedecek ne yapmıştım acaba..
"Bana şöyle seslenmeyi kes Racy! Bunu kaçıncı söyleyişim bilmiyorum"
Sahte bir sitemle konuşsam da bana farklı lakaplar takmasının özel hissettirdiğini biliyordum.
"Herneyse Iv, bugün Netflix gecesi yapıyoruz değil mi?"
"Rae.. gerçekten yapmam gereken birsürü şey var, başka zamana olur mu?"
Gözlerini devirdi "Yapman gereken şeyler derken manyak gibi çizim yapmayı kastediyorsun, bazen fazla gereksiz olabiliyor"
"Bu lafların beni kırıyor Rae, sana göre gereksiz olan şeyler benim hayata tutunmamı sağlayan şeyler"
"Özür dilerim.. Ama Iv bazen beni ihmal ediyorsun ve bu canımı sıkıyor, sana çok bağlı olduğumu biliyorsun"
"Biliyorum Rae ben de sana çok bağlıyım ama kafamı dağıtacak seylere zaman ayırmadığım zaman.. ne olduğunu biliyorsun"
Derince bir iç çekti " Sadece ne olursa olsun yanında olduğumu unutma Iv"
Dudaklarıma bir gülümseme yerleşti. " Unutursam beni boğabilirsin" Biz kıkırdarken zilin çalmasıyla derin bir nefes verdim. Zamanı geçirmeye çalışırken zamanın sanki durması ve en kıymetli anlarda sanki birden yok oluvermesi haksızlık gibi geliyordu. Kıymetli anlarımızı sindire sindire yaşamalıydık.
Ağır hareketlerle karalamalarla dolu defterimi ve masamda buluna birkaç eşyamı çantama yerleştirdim.
Okuldan dışarı adımımı atmamla derin bir nefesi içime çektim ve aniden gözlerim doldu. Bundan nefret ediyordum, havanın umut dolu kokmasından. Çünkü hiçbir işe yaramıyordu. Güzel birşey gerçekleşmıyordu. Sinirli ama alışmışlığın verdiği sakinlikle adımlamaya başladım. Boğuk nefeslerimi kontrol etmeye çalıştım "Hayır, şimdi olmaz.."

Ah hayır, cidden ağlamamalıydım. Eve gidene kadar gözlerimin kızarıklı geçmezdi. Zaten yeterince canım sıkkınken eve gidince birde "Yine ne bokuma ağladın?" gibi şeyler duymak istemiyordum.
Böyleydi işte, ben kim olursam olayım ve nasıl olursam olayım o değişmeyecekti. Çünkü onun bu şefkat yoksunu ruhu benimle alakalı değildi. O böyleydi.

Eve vardığımda çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Gereksiz diyalog kurmadan odama çekilmek istiyordum. Ah odam olmasa nereye sığınırdım acaba..
Adımlarım merdivende yukarı tırmanırken duyduğum soruyla duraksadım.
"Ivy, coğrafya öğretmeniniz değişecek diyordun, değişmiş mi?"

Evet, dışarıdan bakıldığında iyi bir ebeveyn gibi gözüküyor olabilirdi, ya da kısa bir kesit olarak gördüğünüzde. Ama zaten çoğu insanın sandığı gibi her saniye kavga gürültü olmuyordu. Ama bu iyi bir baba olduğu anlamına gelmezdi. Çünkü her yediğim dayakta ve her işittiğim hakarette ruhumun ne kadar kırıldığını ve nefret dolduğunu ben biliyordum. Bazen bunun bir sonu olmayacakmış gibi geliyordu ve dehşete düşüyordum. Ben burda delirip giderdim..

"Henüz bilmiyorum, yarın coğrafya dersi var o zaman öğreneceğim" diye geçiştirerek yukarı kaçtım.

İçimdeki boşluk artık acıtıyordu. Birinin beni sevmesine o kadar muhtaçtım ki.. ve bu onun suçuydu. Böyle olmam onun suçuydu. Birgün benden büyük birine aşık olmaktan korkuyordum. İnsanlar, bazılarının bunun için bir fantezi olmadığını ve bir eksiklik olduğunu anlayamıyorlardı. "İğrenç!" "Çok tuhafsın!"  "Seni ergen azgın" Hayır. Bu benim seçimim değildi. Yani baba sevgisinden mahrum kalmayı ben neden isteyebilirdim ki? Ben sadece sevgiye muhtaçtım. Baba gibi güvende hissettirecek ve koruyacak birisine..

Telefonumun çalınmasıyla resmen yerimden sıçramıştım. Tanrım, telefonumun zil sesi odada yankılanana kadar transa geçmiş gibi düşünüyordum.
Arayan muhtemelen Racy' ydi. Yani, beni başka kim arardı ki?
Ve gerçekten de arayan Racy' di. Bingo!

"Efendim Rae?"
"Iv, lanet olsun Coğrafya ödevini unuttum, ödev neydi onu bile hatırlamıyorum!"
Derin bir nefes alıp gözlerimi devirdim.
"Hatırlamıyor musun Gaten sınıfta duyuru yapmıştı. Öğretmen değiştiği için ödevler iptal."
"Oh, doğru. Her beladan nasıl kıçımı kurtardığıma inanamıyorum, cok şanslıyım"
Kıkırdadı.
"Merak ediyorum da nasıl birisidir acaba, umarım yine kelimeleri ağzında yuvarlayan bir bunak gödermezler."
"Rae bunları yarın konuşsak daha iyi olur, telefonla fazla konuşmak istemiyorum sonra yine her saniye telefondaymışım gibi muamele görüyorum çünkü"
"Doğru söylüyorsun, o zaman ödev olmadığına göre şanslı kıçımı uyumak için yatağa taşımalıyım, iyi geceler bebeğim!"
"Sana da Rae"
Bu kız her zaman yüzüme ufak bir gülümseme yerleştirmeyi başarıyordu.
Yarın erken kalkmalıydım. Açıkcası ben de yeni coğrafya öğretmenimizi merak etmiyor değildim.
Bu yüzden yatağıma kuruldum ve uyumaya karar verdim.
Hayatımın en güzel kısımları sadece uyurken geçiyordu.
Ama bu gece öyle olmadı çünkü kafama düşüncelerin üşüşüp gözlerimin dolmasına engel olamadım.

Gözyaşlarım usulca yatağımı ıslatmaya başladı..

Ivy《H.S.》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin