Kaldırımda koşarak ilerlerken ayağımım koca bir taşa takılmasıyla beraber sendeledim. Alarm kurduğum saatte çalmamıştı ve şimdi bu haldeydim.
Telefonumu değiştirmem gerekiyordu ama bunu sürekli ertelemem gerekmişti. Yeni bir telefon istemeye cesaret bulamamıştım çünkü muhtemelen elindekilerin kıymetini bilmeyen ve açgözlü davranıp sürekli yenisini isteyen bir velet olduğum hakkında azar işitecektim..Bu duruma katlanmak zorundaydım şehir dışı bir üniversite kazanana kadar. Sonrasında güzel bir meslek sahibi olup başımın çaresine bakabilirdim.
Okul görüş menzilime girdiğinde aceleyle saate göz attım. Tam 15 dakika derste geç kalmıştım. Hay sıçayım..
Katları aceleyle çıkarken hangi öğretmene denk gelsem daha iyi olur diye düşünüyordum. Çünkü dün ağlayarak uykuya dalıp üstüne alarm ötmeyince ders programını kontrol etmeye bile fırsatım olmamıştı. Çantama rastgele birkaç tane defter tıkıştırıp evden fırlamıştım.Kapının önüne vardığımda birkaç saniye soluklanmak için bekledim.Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. İçerinden bir sesin "Gel" dediğini duymamla kaşlarım çatıldı. Hangi öğretmen olduğunu çıkaramamıştım.
Kapının kolunu kavrayıp yavaş hareketlerle içeri adımladım. Görüş alanıma siyah takım elbiseli uzunca bir beden ve çatık kaşlarla bir çift yeşil göz girdi. Kafamın karışmasıyla kaşlarım hafifçe kalktı.
Yeşil gözlü yeni öğretmenimiz bana bekleyen gözlerle bakmaya başladı. Boğazımı hafifçe temizleyip kendimi toparladım.
"Geç kaldığım için özür dilerim Bay.. Uhm, Bay.."
"Harry, Harry Styles. Yeni coğrafya öğretmeninizim ve sen de?"
Ağzımdan sessiz bir "Oh" kaçtı. Bir öğretmenin bu kadar şey olması beni afallatmıştı.. Güzel?
Normalde erkekler yakışıklı olurdu. Tabii o da yakışıklıydı fakat.. o.. o, bir yandan da güzeldi. Neden güzel olduğunu anlayamamıştım. Neden bana güzel geldiğini.
"Şey.. Ben Ivy Hensley. Geç kaldığım için üzgünüm."
"Dersimin bölünmesini hiç sevmem Bayan Hensley. Beni yeni tanımaya başladığınız için şimdilik tolerans gösteriyorum. Bir daha olmasın. Yerine geçebilirsin."
Tanrım.. Benim için çok utanç verici bir andı. Yanaklarım alev topu gibi yanıyordu. Kızardıklarına emindim. Kendimi tokatlama isteğimi bir kenara bıraktım. Başımı eğerek hızlı adımlarla sırama ilerledim. Daha fazla göze batmak istemiyordum. Eh, tabi ilk günden yeni öğretmenimin dersine gecikmek mükemmel bir izlenim bırakmıştı (!)
Racy'nin yanında oturduğumda alaycı kıkırtısını duydum."En son ilkokulda suyun sıraya dökülüp herkes işedin sandığında bu kadar kızarmıştın. Ama artık kızarmanı daha çok göreceğim sanırım"
Homurtularımı Bay Styles'ın sabrı tükenmiş sesi böldü."Bayan Hensley, daha bir dakika geçmedi ki sınıfa 15 dakika geç gelmeniz ardından sınıfın sessiz ortamını da bozmaya karar verdiniz galiba? Eğer hâlâ konuşmakta ısrarcıysanız Bayan Brooks ile dışarıda sohbetinize devam edebilirsiniz."
Dudaklarında ufak alaycı bir gülümseme vardı.
"Tekrar özür dilerim Bay Styles. Bir daha olmayacak."
"Umarım dediğin gibi olur Ivy. *Ya da Rose mu desem? Gördüğüm kadarıyla sana daha yakışır"
Sınıftan bir kıkırtı yükseldi. Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. İkinci ismimi nereden biliyordu? Yani, ikinci ismimi sınıf defterinden göremezdi çünkü birkaç neden yüzünden Rose ismini pek kullanmazdım.
" Bay Styles demek ki göründüğü gibi duygusuz değil, espri yapabiliyor" Racy kıkırdadı.
"Nasıl yani, ne şakası?"
"Iv.. yüzün pespembe!"
Yüzüm gerçekten utançtan pespembeydi, fakat bunun ne alakası vardı ki?
Zil çalmasıyla Bay Styles
"Çıkabilirsiniz" diye mırıldanıp kapıya doğru yöneldi. Sıradan hızlıca kalkıp Bay Styles'ın yanına ulaştım."Şey.. Bay Styles?"
"Evet, Bayan Hensley?"
"İkinci adımı nereden öğrendiniz acaba, sınıf listesinde yazmıyor da"
"İkinci ismin mi?"
Kafam karışmıştı. Derse ikinci adımı söylemişti. Eh, balık hafızalı biri değilse unutmamıştır.
"Uhm.. Bana Rose diye seslendiniz?"
"Oh.. Ben ikinci isminin Rose olduğunu bilmiyordum. Orada sadece espri yapıyordum Bayan Hensley"
Gözlerinde muzip bir ifade vardı.
Biraz düşününce esprisini geç de olsa anlamıştım. Aman Tanrım... Resmen adımı nasıl öğrendiği konusunda kendimi yiyecektim. Derin bir nefesi içime çektim. Basit bir espriyi anlamayacak kadar beynim bulanmıştı.
"Bir tesadüf gerçekleşmiş ve ben ikinci adımı öğrendiğinizi sandım"
"Başka birşey?"
"Ne?"
Sabırsız bir nefesi içine çekti.
"Başka bir sorunuz var mı Bayan Hensley?"
"Oh, hayır Bay Styles teşekkürler"
Kafasıyla geçiştirir gibi bir işaret yapıp yoluna devam etti. Beni nazikçe kovmuş sayılırdı.
Ben de orada dikilmeyi bırakıp lavaboda yüzümü yıkadım. Çünkü yüzüm hala pespembeydi ve üstüne Bay Styles'ın esprisini anladığımda aptallığım yüzünden oldukça utanmıştım. Belki soğuk su bunu biraz dindirebilirdi.-
Coğrafya dersinin ikinci yarısını işliyorduk ama kafamı bir türlü derse veremiyordum. Gerçekleşen olaylar bi hayli kafamı bulandırmıştı. Ben de dersi dinliyormuş gibi yapıp Bay Styles'ı izlemeye karar verdim.
Bu adamda farklı bir karizma vardı. Neden öğretmen olmuştu ki? Hem de coğrafya gibi sıkıcı bir dersin öğretmeni. Model falan olabilirdi mesela. Kesinlike olabilirdi..
Kaşları hafif çatık bir şekilde dersi anlatıyordu. El hareketleriyle anlattığı konuyu zenginleştiriyordu. Coğrafya gibi bir ders ne kadar zenginleşebilirse.. Göz göze geldiğimizde telaşla gözlerimi önüme indirdim.
Aptal gibi davranmayı kes Ivy. Onu izlediğini bu kadar belli etme bari! O bir öğretmen ve ders anlatıyor sen de onu dinliyorsun bunda yanlış birşey yok ki. Ama çok zeki olduğun için göz göze gelince dersi dinliyormuş gibi bir ifade takınmak yerine gözlerini kaçırıyorsun. Ne zekice ama (!)
Ah.. yine düşünceler kafamı ağrıtmaya başlamıştı. Hep böyle oluyordu. Insanlar nasıl kafalarını boşaltabiliyor bir türlü anlamıyorum! Benim kafamdaki sesler susumuyor çünkü. İstemesem bile düşünüp duruyorum.
"Çıkabilirsiniz"
Söylediğini duymamla derin bir nefes aldım. Lavaboya gitmek için aniden yerimden kalktım.
"Bayan Hensley, dersi dinlemenizi söylemiştim dinliyormuş gibi yapmanızı değil. Lütfen derslerinize odaklanın eğitiminiz icin bu önemli"
Sadece benim duyabileceğim bir seste bunları söyleyip sınıftan çıktı.
Koridora çıkıp yavaşça uzaklaşan silüetine baktım. Diğer öğretmenler gibi 'dersimi anlatıp çıkarım, gerisi beni ilgilendirmez' diyen öğretmenler gibi değildi anlaşılan. Öğrencilerini önemsiyor gibiydi.Yine de umarım benimle çok uğraşmazdı. Çünkü ilk günden hoş bir izlenim bırakmamıştım. Adımı unutmayacağına neredeyse emindim. Şu en yakın arkadaşımın bile bilmediği adımı..
•••
*Rose: Fransızcada pembe anlamına gelir üstelik Amerika İngiltere gibi ülkelerde kız çocuklarına verilen yaygın bir isimdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ivy《H.S.》
Genç Kurgu"İsminin hakkını çok iyi veriyorsun Ivy, kalbimi tam anlamıyla sarmaşık gibi sardın, küçük" Dudaklarından ismimin dökülmesiyle beraber, bir ismin daha ne kadar güzel söylenebileceğini merak etmiştim.. ▪ [07.08.2018] ▪