Prologue

108 12 4
                                    

Bir takıntısı olduğunu biliyordu. Gece-gündüz onu izlerdi. İstekleri vardı ve onu her şeyden çok istiyordu. Uzun siyah saçları, süt beyaz teni, kıvrımlı vücudu. O, onundu. Onu sevdiğini biliyordu. Hayatını her gün olması gerektiği gibi yaşadığı sırada, onun gölgelerinde gizlenerek onu anladı. Bunca yıldan sonra onu sevdiğini biliyordu. O deli değil, değil mi? Hayır, çünkü onu sevdiğini biliyor.

O hep acınası hayatını yaşıyordu, onun için zor olan şeylerle birlikte. Hep ağlıyordu ve hiç umudu yoktu. Hep birilerinin onu izlediğini düşünüyordu, ölmüş büyük annesi olabilir miydi? Hayalet? Yada çıldırmış da olabilirdi. Bu onun korkmasına sebep oluyordu, henüz güvenli değildi. Belki de bu sebeple umudunu kazanabilir ve çıkış yolunu bulabilir. Sadece belki...

***

Yeah, you can start over, you can run free

You can find other fish in the sea 

you can pretend it's meant to be

But you can still hear you making that sound

Taking me down, rolling on the ground

You can pretend that it was me

But no

Baby, I'm preying on you tonight

Hunt you down eat you alive

Just like animals, animals, like animals

Erotomania / ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin