1

331 17 7
                                    

Queer Eye programından gelecek misafirler için son hazırlıkların tamamlandığına emin olduktan sonra kendimi son kez kontrol etmek için çalışma odama geçtim.
Kamera karşısında olmaktan nefret ediyordum, hiçbir katlanılabilir tarafı yoktu dahası ben de pek izlenilesi bir genç değildim. İyi olduğum konular yok değildi, yazmada gerçekten ama gerçekten iyiydim, otorite sağlama konusunda henüz taze bir kan olmama rağmen iyiydim, çizgiler, kelimeler, desenler, imgeler, betimlemeler hepsinin küçük anneleri gibiydim ama kamera karşısına çıkmak? Hayır, bu Richard Lee gibi işgüzarların uzmanlık alanıydı.

Programın sunucularından biri olan Vaness'ın saçımdan kesinlikle bahis açacağını bildiğim için pembe ve uzun saçlarımın üzerine füme dikkat çekmeyecek bir şapka geçirdim, en azından artık tabela gibi dolaşmayacaktım. Aslında saçlarımın fosforlu pembe rengini tabelaya benzeten ben değildim, yalnızca Richard Lee saçlarımı pembeye boyattığımdan beri bana "Rengi gözlerimi alıyor ve sana daha fazla baktığım için hafızamda gereksiz yer kaplıyorsun." Diyerek benimle öğle yemeği yemeyi ben saçlarımı başka bir renge boyatıncaya değin askıya almıştı. Normal zamanlarda bunun benim için bir mahsuru var mıydı? Asla! Fakat şuan bulunduğumuz sette bir çekim yapılacaktı ve Richard Lee öğle yemeği yemeye kim bilir hangi çok uzak ve çok lüks restoranda gitmiş dolayısıyla beni kendisi gibi ünlü ve zengin ve gay üç canavarla baş başa bırakmıştı. 
Odaya biri girip ekibin vardığını ve yarım saat sonra çekime hazır olacaklarını söyleyince iç çekip başımı onaylarcasına salladım.
Senaryo yarışmasına, on yedi yaşımdan beri en çok şevkle ve dikkat ederek yazdığım distopik bir gelecek kurgusunda geçen senaryom ile katıldığımda, birinci olacağımdan emindim. Rakiplerinin amatör kurgularının benim yıllarca her detayını ince eleyip sık dokuyarak oluşturduğum evrenimin yanında hiç şansı yoktu. Fakat yarışmayı düzenleyen vakfın ellinci yılı şerefine bu yılın kazananının senaryosunu çekeceklerini ve tamamen tesadüfen filmi çekmesi için anlaşılan yönetmenin esas erkek karakter olarak kolundan tutup koskoca Richard Lee'yi getireceğini düşünmemistim. Filmimin başrolünde siktigimin süper starı Richard Lee oynuyordu. Benim yıllarca bileğine takacağı bilekliğe kadar düşündüğüm Seungri karakterimi o canlandırıyordu. Seungri bir kahramandı, benim kalbimin dehlizlerinden çıkarıp yazdığım ve yalnızca bana ait olan bir karakter. Richard Lee ise şeytanın erken vücuduna saklanmış hali gibiydi. Kibirli, kaprisli ve kabaydı.
Ben motivasyonunu kesinlikle çözemediğim yönetmene başrol için yalnızca "Herhangi bir dış özellik belirtmiyorum sadece adamın insanın dilini kilitleyen bir aurası olsun." demiştim.
O da arkadaşı Richard Lee'yi getirmişti.
Tanrıyı indirip getirse bu kadar şaşırmazdım.
Keşke Isa'yı getirseydi. 
Kendimi mental olarak muhteşem quuer ekibi ile görüşmeye hazır hissettiğimde odamdan çıktım, tesisin orta bölümü balkon şeklinde boş bırakıldığından onların kafeterya kısmında elinde kahveleri ile oturduklarını görebiliyordum, içinde bulunduğumuz set ile beraber bizim çekimler boyunca kaldığımız odaları da barındıran tesis kocaman bambaşka bir evren gibiydi. Senaryo kurgusal gelecekte geçtiği için dış mekan çekimi yapmıyorduk, her şey bu sette hazırlanıyor ve bu sette çekiliyordu. Buraya tıkılıp kalmıştım, Richard Lee ile beraber. Başımı sağa sola sallayıp onu düşünmemek için kendimi telkin ettim. Merdivenlerden inerken bir yandan da mırıldanıyordum. Richard Lee'yi düşünme.
Sikeyim.

Muhteşem üçlü Tan, Vaness ve Kamona bana beklediğimden daha insaflı davranmıştı. Programlarının amacı her hangi bir işi ya da bir ilişkiyi üç eşcinselin gözünden inceleyip yorumlamaktı ve yaptıkları program gerçekten bir fenomendi. Yine de sanırım benim senaryom da nihayetinde bir queer senaryo olduğu için bana torpil geçtiklerini düşündüm onlarla sohbet ederken ama sonra Vaness bir anda ellerini göğsüne koyup bana Seungri için ölüp bittiğini söyledi, buna karşılık ona onunla empati yaptığıma dair bir gülücük verdim. Insanlar filmimin baş karakterleri Seungri ve Jiyong'a tapıyorlardı. Ve evet, diğer bas karakterin ismi de Jiyong'du ve halihazırda karakteri de ben oynuyordum.
Kendimi severim.
Ben aklımda ki fikirlere gülerken Tan bana kameraya meraklı bir bakış atarak Seungri karakteri gerçekte var olsaydı onunla çıkar mıydım, diye sordu. Hiç tereddüt etmeden gülüp "Hayır." diyerek başımı iki yana salladım.
-Neden?
-Çünkü aslında onun gibi adamları sevmiyorum.
Sorunun doğru yanıtı aslında eşcinsel olsam bile temelde erkekleri pek sevmiyorum ama bunu kamera karşımdayken söyleyemeyeceğimi bilecek kadar set tecrübem var artık ve bu biraz karışık bir konu, buna sonra döneriz.
Vaness benim söylediğime önce gözlerini devirip "Seungri benim hayatımın aşkı oldu resmen yıllardır beklediğim ve kollarına atılmak istediğim erkek karakteri yazmışsın ve sen onunla cıkmazdım mı diyorsun? Bebeğim sen robot musun, artık seni daha az seviyorum!" Diyerek cıkıştı daha sonra ise uzun ve parlak saçlarını savurup Sherlock edasıyla "Peki Richard Lee ile çıkar mıydın?" Deyince gülüp ona da başımı sağa sola sallayarak olumsuz yanıt verdim.
Richard Lee ile tabi ki çıkmazdım, o adam tam bir profesyoneldi. Ona dair güzel olan tek şey kutsal suyla yıkanmış bedeniydi ve muhtemelen aslında içinde bir transformerstı ve derisini kazsam metal bir doku ile karşılaşırdım. Mükemmel bir sanatçı ve uyumlu bir partnerdi ama iyi bir insan mıydı, insan bile sayılmazdı.

Yine de keşke bunları Netflix'te yayınlanan ve milyonlar izlenen bir programda yüzümde uyuz bir gülümseme ile söylemeseydim.
Çünkü bu noktadan sonra başıma gelen her kıyamet gibi güzel ve kıyamet gibi kötü olaya bu cümleler sebep olmuştu.




Merhabalar, şimdilik karışık gelebilir çünkü böyle tam DAN diye ortadan başlamakta bir amacım vardı. Bu kısa bir hikaye olacak finali kafamda hazır umarım begenirsiniz lütfen yorum yapın ve iyi akşamlar.

Bilmeyenler için Queer Eye ekibi

Bilmeyeni çarparlar ama yine de bilmeyenler için Richard Lee

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bilmeyeni çarparlar ama yine de bilmeyenler için Richard Lee

Bu da kelimelerin pembe saçlı prensi Jiyong bence ona bayılacaksınız !

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu da kelimelerin pembe saçlı prensi Jiyong bence ona bayılacaksınız !

Bu da kelimelerin pembe saçlı prensi Jiyong bence ona bayılacaksınız !

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💜💜💜

Ghost HuntersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin