Yeni hikayemiz olduğu için sizden vote ve yorumlarınızı bekliyoruz.Medya da Lara var.Şimdiden keyifli okumalar..
LARA'NIN AĞZINDAN..
Hala bana bakmaya devam ediyordu,adını bilmediğim şahıs. O bana bakmaya devam ettikçe bende onda bakmaya devam etti. Tam dalmış gidiyorken hocanın 'günaydın' demesi ile kendime geldim. Kendinden bahsetti,biz yeniler için. Sonra tanışma merasimi falan oldu.Ve yanımdaki cocugun adını öğrenebilmiştim. Ayaz. Çok hoş ve çekici bir ismi vardı. Onu beğendiğim gibi,gözlerini sevdiğim gibi adını da sevmiştim. Ne oluyor yahu bana? Ben ya Lara böyle şeylerden anlamayan kız?? Kendimi toparladım. Keşke toparlamaz olaydım,keşke bu sınıfta olmaz olaydım.Keşke gelmeseydim hiç buraya. Daha ilk dersten hoca beni yanına çağırdı ve elime gitarı tutuşturdu.Ben ya? ben müziğe aşık ama daha yeniyim çalamam yapamam.İlk dersten rezil olmak istemiyorum derken bir anda Rüzgar'dı sanırsam pek hatırlamıyorum ama adını,sıraya çıkıp şarkı söylemeye başladı şaşırdım, oda arkadaşım ise yanıma geldi ve elimden gitarı alıp çalmaya başladı.Rüzgar'ın sesi mükemmeldi. Onlar öyle takılırken bende arada kaynamış,onları izliyordum. Çok hoşuma gitmişti yaptıkları. Ders bitmişti sonunda. Yanıma o gülüşünü görünce napıcağımı şaşırdığım cocuk gelmişti.Bir an içimden 'kesin dalga geçmeye geliyor' dedim ama öyle olmadı. 'meraba' dedi,bende 'selam' dedim. Moralimin dersten dolayı bozuk olduğunu anladı sanırsam çünkü gelip bana ilk derste yaşadığı şeyleri anlatmaya başladı. İstemsizce de olsa gülmeye başlamıştım. Gözlerimi ondan hiç ayıramıyordum.Tutuklu kalmış gibiydim resmen.Aradan biraz vakit geçtikten sonra Ayaz'ın yanından ayrılıp Ekin'i gözüm aradı. Ama Rüzgar'la konuşup,güldüklerini falan görünce Ekin'i çekmemek için yanlarına gitmedim.Ama bir teşekkür borcum vardı en azından.
Sınıftan çıkmış kampı geziyordum,tanımaya ihtiyacım vardı buraları.Çok yabancıydım çünkü. Çok güzel bir yerdi. Tam gölün oralara gelmiştim ki gölün üzerinde minicik ve hoş görünen bir köprünün üzerinde bir cocuk gitar çalıp,şarkı söylüyordu. Sesi çok hoşuma gitmişti.İnsana huzur veriyordu sesi. Yanına gitsem kızar mıydı acaba? Yavaş yavaş ona yürüyordum ki Ayaz olduğunu farkettim. Yanına gittim,gülümsedi,gülümsedim ve yanına oturdum.Ben geldiğim halde hala çalmaya ve söylemeye devam etti. Bittikten sonra bana dönüp gülümsedi.
'Ne işin vardı senin buralarda'
'Kampı tanımaya ihtiyacım vardı,geziyorken seni buldum' dedim ve gülümsedim.Oda güldü.
'Demek ki beni arıyordun yani,çok mu özledin beni?
'Sesin çok güzel,yani çok yeteneklisin' dedim ve o sorunun cevabını vermeden konuyu değiştirmeye çalışmıştım.
'Teşekkür ederim' sadece bunu demişti ve bana gülümseyip birşey demeden yanımdan kalkmıştı..
RÜZGARIN AĞZINDAN...
Ekin ile muhteşem gösterimizden sonra onun yanına gittim.Bu kız cidden mükemmel bir kızdı.Sapsarı saçları,kırmızı belirgin dudakları,rengini çözemediğim o mavimsi gözleri,gülüşü,sıcakkanlılığı...Olağan üstü bir kızdı ve ben bu kızla arkadaş olduğum için çok şanslıydım.Küçüklükten beri en yakınlarımdandı ekin benim.Tabi küçükken bu kadar taş değildi.Ama ben onu o haliyle aşık olmuştum.Evet Ekin benim asla ulaşamadığım küçüklük aşkımdı.Ama geçti artık onu sadece arkadaş olarak görüyorum.Beraber çok güzel müzikler yapıyoruz.Hem şarkı yazıyor hemde çok güzel gitar çalıyor.Arada merak etmiyorum değil acaba sesi nasıl diye.Ne kadar ısrar ettiysemde nafile hiç sesini duyamadım acaba sesinden mi utanıyor?Herneyse onu bunu bilmem ama ekin benim yanımdayken meleğe dönüşüyorum ben herkesin korktuğu Rüzgar Yılmaz Ekinin yanına gelince adeta yavru köpeğe dönüyorum.Sanırım oda öyle çünkü diğer kişilere onu sorduğumda "soğuk kanlı,acımasız ve sexy" diyorlar ama bunların hiçbiri o değil yani güzelliğine laf yok ama o "narin,kırılgan ve hassas"bir kız ve bunu o bile kendinden saklıyor.