➊ ➌

4.3K 316 71
                                    

Sonradan yazmama rağmen en beğendiğim bölüm bu HDMDCKDKCKSKKS

**

"Sedo hadi ya, eğleniriz."


Sedat ellerini havaya kaldırıp başıyla dediklerimizi onaylamadı. "Ben hiç karışmam abi. Hem benim yüzüm bebek götü, kimse inanmaz."


"O zaman Berkay yapsın, hem okula bu sene geldi, çoğu kişi tanımaz."



Berkay, LPG'li bir Tofaş gibiydi. Biraz gazlarsak söylenilen şeyi yapan biriydi.


Arkadaş çevrem çok tuhaftı.


Haftasonu ve okula gelirken tıraş olmamış Berkay, tiyatro oyunu için giydiği takım elbisesini düzeltti. Dokuzuncu sınıfların birine girip küçük bir şaka yapacaktık. Tiyatro oyunu için okulda bir karmaşa vardı, tiyatroyu yöneten hocanın bu sınıfa dersi vardı fakat burada değildi. Bomboş gezen son sınıf olarak böyle bir saçmalığa karışmıştık. Müdürün de haberi olduğu için sıkıntı yaşamazdık.


Önce biz sınıfa girip boş yerlere oturduk. Atacan ise boş yer kalmadığı için oturduğum sıranın üstüne yerleşmişti.

İki dakika sonra Berkay sınıfa girmiş, ayağa kalkan öğrencilere gülümsemişti. Din öğretmeni de gösteride olduğu için çantasına bakmamızı istemişti, biz de daha gerçekçi olsun diye Berkay'a vermiştik.

Ben dokuzuncu sınıf olsam inanırdım.


"Ben yeni öğretmeniniz, Abdullah Mehmet Karabacanak..."


"Hocam o isim nedir ya?"


Berkay, izinsiz konuşan çocuğun yanına giderken bizim tayfa çocuğu ayıplıyordu. "Hocayla böyle konuşursan dayak yersin çocuk."


"İndir lan ayağını deyyus."


Berkay karşısında toplanıp ayağa kalkan çocuk, ellerini önünde birleştirip yeri incelemeye başladı.


"Adın ne senin?"


"Murat hocam."


"Hoca benim gerizekalı."


"Adım Murat."


"Git çöp kutusunun yanında bekle. Hatanı anlayınca özür dilersin ve yerine oturursun."


Çocuk çöp kutusunun yanına gittiğinde Atacan'ın arkasına saklanıp çaktırmadan gülmüştüm. Berkay şu anda çok ciddiydi ve bozmak istemiyordum, iyi gidiyordu.



"Kızım, bu hâlin ne? Victoria Secrets mankeni seçmeleri mi burası?"


Atacan hafifçe bana dönüp eliyle çenesini kaşıyormuş gibi yaptı. "Ulan Barbara Palvin de harika kadın ha..."


"Hocam sadece ruj sürdüm."



"Güneş ışığı yanağından sekiyor, bir ayna olmadığına göre şu aydınlatmadan sürmüşsün."


Kız da ağlayarak çöp kutusuna gittiğinde herkes suspus olmuştu, Fatih'in akan burnunu çekmesi hariç...


Berkay birilerine daha saracakken, Müdür içeri girmiş ve Berkay'ın omzunu tutmuştu. Dinlemiş olmalıydı ki gülüyordu. "Bu kadar yeter, hadi yürü tiyatrona."


Sınıftaki çocuklar haricinde hepimiz ayağa kalkarken, herkes tuhaf bir şekilde bize bakıyordu. Çoğumuz sınıftan çıktığımızda müdür sınıfa açıklama yaparken duyduğumuz için kahkaha atarak kendi sınıfımıza gitmiştik.


Umarım üniversitede böyle bir şey yaşamazdım.

𝐝𝐢𝐬𝐜𝐨𝐫𝐝 | 𝐭𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin