0.7

734 100 40
                                    

Heyyyoo !! İlk başta sizi beklettiğim için çok çok çok özür diliyorum ve diğer bölümdeki tatlişko yorumlar için bir kez daha teşekkür ederim.

Bazı sorunlar ve bayram tatili araya girince iyice yavaş yazmaya başladım.

Bir Mike hikayesi,Luke one shot ve kim olduğuna karar veremediğim bir one shot daha yazıyorum.Paylaştığımda bakarsanız çok sevinirim !!

Her zaman dediğim gibi,sizi seviyorum xx

Bölümü ateşli ajanıma ithaf ediyorum,benim için düzenledi ;)

Ashton bana tanımadığım bir grubun konserine gitmeyi teklif etmişti.Daha doğrusu bu bir teklif değildi,sadece beni doğum gününe davet ediyordu.

Hem onu kırmak istemediğimden,hem de çocuklarla eğlenebileceğimizi düşündüğümden bunu kabul etmeliydim.Fazla kibardı ve hayır demek pek mümkün görünmüyordu.

"Tabii ki gelirim Ashton,eğlenceli olacak gibi görünüyor." Bunu duyduğunda gülümsedi.

"Şarkıları dinlemek yok ama." Kasalara doğru ilerliyorduk.

Hem grubu hiç dinlemediğimden,hem de biri bana bir şeyi yapmamam gerektiğini söylediğinde o şeyi daha fazla yapmak istediğimden,şimdi eve gidip o grupla ilgili youtubeda izlemememiş video bırakmamak,tüm şarkılarını ezberlemek istiyordum.

"Neden böyle olmak zorunda ?" Elimdeki pudingi kasaya giden banta bıraktım ((adını bilmiyorum kdksld))

"Çünkü öyle gerekiyor,bu kadar inatçı olmamalısın."

Normalde inatçı biri olduğumu biliyordum,ama bu inatçılık bile değildi.

Hem de hiç.

"İnatçı değilim Ashton,sadece daha önce tanımadığım bir grubun konserine gidiyorum ve sen onları tanımamam gerektiğini söylüyorsun,bu garip." Ben ona laf yetiştirirken pudingin parasını ödemişti.

"Hey,Mikey'e ben söz verdim.Sen değil!" Benim dediğimi umursamadı ve elindeki fişi parmaklarıyla buruşturup kapının yanındaki çöpe attı.

"Onları ilk kez dinleyeceğin için bunun canlı olmasını istiyorum,çünkü onlar gerçekten iyiler.Umarım bu senin için yeterli olmuştur." Son cümleyi bastırarak söylemişti.

"Peki"dedim bana kızmaya başladığını hissedince.

"Bu sakin çocuğu bile sinirlendirebiliyorsun,fazlasıyla sinir bozucusun Arabella Moon" dedi iç sesim.

Ben sinir bozucı falan değilim,sadece o bilmece gibi konuşuyor,hiçbir zaman beni tatmin edecek bir cevap vermiyordu.

Ve bu beni deli ediyordu.

Evet,Ashton Irwin beni deli ediyordu.

Önce benim çıkmam için kapıyı açtı.Bana sinirliyken bile hala kibarlık yapıyordu.

Biliyorum,bu fazlasıyla kilişe bir hareketti ama beni nedensizce mutlu etmişti.

"Hiç gelmeyeceksiniz sandım,verin şunu bana." Ashton'ın elinden pudingi kaptığı gibi kapağını açmaya başladı.

"Ona konserden bahsettim ve geliyor.Daha önce hiç dinlememiş Mikey." Ashton'un dediğini kafamla onayladım.

"Daha önce dinlememen biraz garip,çünkü ad-"

"Hadi Mikey Calum ve Luke'a yetişmeliyiz." Ashton tuhaf bir şekilde hızlı ve yüksek sesle konuşurken Mikey'i yola doğru ittirmeye çalışıyordu.

"Senin sorunun ne Ashton?" Mikey zorla adımlar atıyordu.

"Hiçbir şey Mike,arkadaşımıza destek olmak zorundayız.Görüşürüz Arabella."Mikey direnmeyi bıraktığında yürümeye başladılar.

Ashton'un ne yapmaya çalıştığı konusunda bir fikrim yoktu.

Çok ama çok garip davranmaya başlamıştı.

"Görüşürüz çocuklar" onlara el salladım.

"Ah Ashton,sikeyim üstüme döküldü.Görüşürüz Belly Bell." Mikey bir eliyle tişörtünü çekiştirirken diğer eliyle pudingi tutmaya çalışıyordu.Puding bitmek üzere denilebilirdi.

Onlar görüş alanımdan çıkana kadar olduğum yerde bekledim.

**

"Ah,tabi ki gidebilirsin tatlım." Annem konser için izin verdiğinde ona sıkıca sarıldım.

"Iy,sarılma." Jack elinde kola bardağıyla bize iğrenirmişçesine bakıyordu.

Ona dil çıkarttıktan sonra merdivenlerden odama çıktım.Melanie ile skype görüşmesi yapmam gerekiyordu ve çoktan beş dakika geç kalmıştım.

Laptopu yatağa koyup açma düğmesine bastığımda,sonrasında yataktan kalkmamak için şimdiden şarjı prize takmalıydım.

Fişi takmaya çalışırken skype açılış sesini duyguğumda fişi en sonunda takıp yatağa atladım.

Melanie her zamanki gibi online olduğum anda görüntülü çağrı yollamıştı.

Fazlasıyla dakikti.

Ekran açıldığında onu sümüklü olduklarını tahmin ettiğim peçetelerle karşımda gördüğümde ters bir şeyler gittiğini anlamıştım.

"Hey,ne oldu sana ?" Sümüklü peçeteyi yatağa attı.

"David benden ayrıldı." Kutudan bir mendil daha çıkarıp sümkürdü.

Çekici ispanyol erkek arkadaşının ondan ayrılması gerçekten boktandı.Onun için İspanya'da dil eğitimi bile alıyordu.

"İnanamıyorum Melanie,neden?" Mesaj gelen telefonu elime aldım.

"Sıkıldığını söyledi.Tam olarak öğrenemedim.Beni bilirsin işte,gururuma yediremeyip daha fazla dinlemeden gittim." Grupla mesajlaşırken onu kafamla onayladım.

"Pişt,sen kimle mesajlaşıyorsun öyle ?" Ona baktığımda elindeki sümüklü peçeteyi kameraya fırlattı.

Ona söylemeyi unutmuştum ama kesinlikle bunun suçluluğunu kabullenmiyordum.

Konusu bile açılmamıştı ki.

"Cevap versene be ! Yoksa beni aldatıyor musun ?"

"Sakin ol domuzcuk,sadece okuldan bir grupla takılmaya başladım." Bunu duymayı beklemiyordu.

Kaşlarını kaldırıp indirdi.

"Anlat bakalım."

**

"Tanrım,Arabella sen şu Ashton'a resmen vurulmuşsun.Ee tabi o da boş değilmiş." O kahkahalar atarken kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Bunu da nerden çıkardın ?"

Böyle bir şey dediğimi hatırlamıyordum.Farklı anlamlar çıkarmayı her zaman severdi.

"Benim tanıdığım Arabella Moon asla tanımadığı birinin masasına gitmez."

"Tabi ona vurulmamışsa." Diye ekledi.

"Bu saçmalık Melanie." kafamı kaşımaya başladım.

"Artık itiraf etmelisin Bell.Sana açılacaktır ve buna karşılık ne diyeceğini bilmen gerekiyor.Gerçi sana açılacağını sen çoktan biliyorsundur."

Halıma diktiğim gözlerimi ona çevirdim.

Sanırım birazcık haklıydı.Artık bazı şeyleri netleştirmem gerekiyordu.

"Ne yapmalıyım Mel ?"

Arabella » irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin