Duyulmayan Sesler

1K 78 33
                                    


Öncelikle bu kurguyu okuyup beğenenlerden özür dileyerek başlamak istiyorum. Ben bu kurguya (uyarlamaya) başladım ama gerçekten yanlış başlamışım yani aslında ilk bölümde Yoongi yok ama ben gidip Başka bir karakterin yerine Yoongi yazdım...

Düzenleyerek tekrar yazdım umarım beğenirsiniz ve bana kızmazsınız. 


*


Bunu yazsam mı diye çok düşündüm ve yazmaya karar verdim umarım beğenirsiniz.

Buraya başladığınız tarihi yazın lütfen..

*

''Bir sonraki istasyon Sadang.''  

''Orta uzunluktaki tren Sadang istasyonuna giriyor.''

''Yolcuların güvenli bölgede durmaları rica olunur.''

Woozi duyduğu anonsla birlikte kulaklıklarını çıkarmış ve telefonuyla birlikte sırt çantasına koymuştu. Çok geçmeden tren durmuş ve kapılar açılmıştı. Kimseye çarpmamaya özen göstererek trenden inmiş ve çıkışa doğru ilerlemeye başlamıştı. 

Woozi 22 yaşında kendi halinde, tek yaşayan bir gençti. 

Yürüyen merdivenlerden de indikten sonra otobüs durağına ilerlemeye başlamış bu sırada tek düşündüğü şey eve gidip dinlenmekti. Hava çoktan kararmış caddeler ışıklarla aydınlatılıyordu. Durakta fazla beklememiş otobüs kısa zamanda gelmişti.

Woozi gelen otobüse binip kartını okutmuş ve gördüğü boş koltuğa doğru gidip oturmuştu. Bir sonraki durakta binen insanlarla birlikte otobüs dolmuştu. Saatine baktığında çoktan akşam onbiri geçtiğini gördü ve ofladı. 

''Milletle eve geldin ve sanki biri çağırmış gibi lapa yemeye vakit buldunuz! Ne kadar oldu?''

''Bilmiyorum.''

''Serseri neden sürekli insanların canını sıkıyorsun!?''

Woozi tam yanında yüksek sesle konuşan insanlara bakmış, önüne dönüp çantasından kulaklığını çıkarmış ve sevdiği bir şarkıyı açmıştı. Toplu taşıma araçlarında yüksek sesle konuşan insanlardan hiç hoşlanmıyordu.

Evine doğru yürürken kulaklığını çıkarmış öyle gidiyordu. Bir ara arkasından gelen ayak seslerinden tedirgin olmuş ve yanından geçip giden adamla biraz rahatlamıştı. Woozi diğer erkekler gibi kızlardan hoşlanmıyordu ve bu yöneliminden dolayı erkeklerden çekiniyordu.

Bunu küçük yaşında farketmişti. Küçükken onu hep koruyup kollayan bir hyungu vardı ve evet o da eşcinseldi. Aklına gelince gülümsedi ne çok severdi hyungunu, hep yanında olmak ister türlü türlü bahaneler üretirdi ama hyungunun sevgilisi olduğunu öğrenince, önce onu görmek istememiş sonra özlemine dayanamayıp tekrar bahanelerle yanında olmaya başlamıştı.

Woozi anılarıyla geçirdiği yolun yarısını da bitirmiş kaldığı binanın önüne gelmişti. Binadan içeriye girince direk posta kutularının oraya yönelip kendisine gelen zarfları almış ve asansöre doğru ilerlemişti. Asansörün düğmesine basıp beklerken telefonuna bakmaya başlamıştı.

Gelen asansöre beklemeden binmiş ve telefonu cebine atmıştı. Giriş katta bina güvenliği olan bir çocuk vardı ve yabancılarla aynı ortamda tek kalmaktan hoşlanmıyordu, bu yüzden hergün ona bakmadan posta kutusuna bakıyor sonra asansör gelene kadar telefonuyla ilgileniyormuş gibi yapıyordu. 

Belki de biraz fazla utangaç olduğu için böyleydi.

Asansörden indikten sonra dairesine ilerlemiş ve kapının önüne gelince kapı kartını almak için sırt çantasının tek kolunu çıkarıp fermuarını açmış ve kartı aramaya başlamıştı. Bu sırada duyduğu kapı kilitlenme sesiyle irkilmiş ve koridora çevirmişti bakışlarını ama kimseyi görmemişti.

Kimseyi görmeyişi huzursuz hissetmesini sağlarken eline gelen kartla kapıyı açmış ve evine girmişti. Işıkları açmak için düğmeye basmış ama ışıklar açılmamıştı.

"Elektrikler mi yok?"

Kendi kendine konuşurken telefonunun ışığını açmış ve çantasını çıkarıp masaya bırakmıştı. Küçük buzdolabına yönelip kapağını açmış tam su alacakken sanki birinin nefes alıp verme sesini duyunca arkasına dönmüş ve ışığı tek oda olan evinde gezdirmeye başlamıştı.

Korkudan elleri titremeye başlamış, evde birinin olma ihtimaline karşı bir sürü düşünce geçmeye başlamıştı aklından.

Işığı gardırobuna doğru çevirmiş ve yavaşça yaklaşmıştı, yavaş yavaş kapağı açmıştı ama kıyafetlerinden başka bir şeyin olmadığını görünce rahatlayarak kapağı geri kapatmıştı. 

Tam rahat bir nefes alacakken bu seferde arkasında birinin varlığını hissetmişti. Kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı, yavaşça arkasını dönmüş bir saniyeliğine telefonunun ışığından adamı görmüştü.

Adam, Woozi arkasını döner dönmez önce eliyle ağzını kapatmış sonra sertçe dolaba itmişti.

Woozi adamın elinden kurtulmaya çalışıyor ama her hareketinde engelleniyordu. Kapıya kadar gelmiş ama kapıyı açmasını kesinlikle müsaade etmemişti adam. 

Kapının dışına kadar gelen hatta o kattaki koridorda rahatça duyulabilecek olan çığlık ve birinin kapıya çarpma sesini kimse duymamış yada duymak istememişti.


***


Selam canım okurlarım :*

Nasılsınız umarım her şey yolundadır ve iyisinizdir.

Bu virüsten dolayı kendinize çok dikkat edin, mümkünse kimseyle yakın temasta bulunmayın ve dışarıda bir yerlere dokunduktan sonra ellerinizi güzelce yıkayın.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Door Lock (Taegikook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin