serendipity 1/4

632 27 17
                                    


saat gece yarısı, şimdiden itibaren 3'e vuruyor ve ben, uyuyamıyorum. uykusuz kaldığım sıradan gecelerden biri, neredeyse hiçbir gece uyuyamıyorum ve sabaha karşı kendimi az da olsa zorlamam sayesinde huzurlu sayılamayacak uyku uyuyabiliyorum. bunu haykırmak istermiş gibi gözlerimin altı mosmor, sokakta aldığım tepkiler şuna yönelik: "sen uyuşturucu mu kullanıyorsun?" bedenim ise yorgun, halsiz ve uykulu. gün boyu yaptığım tek şey kafamı dağıtmak amacıyla bir şeyler karalamak ya da dayanamayacak hâle geldiğim an, kendimi kelimelere dökmem.

dayanamadım, dayanamıyorum ve yapabildiğim tek şey her engelde takılıp düşmek, dizlerim oluk oluk kan akarken acınası hâlime ağlamak. düşünüyorum, çok çok düşünüyorum ve cevabımı bulamıyorum, neden? neden sürekli değer verip, güvendiğim insanlar beni terk ediyor? ya da neden hak etmediğim bir hayatı yaşıyorum? ben kötü biri değilim, bencil ya da sadakatsiz biri değilim.

haykırmak istiyorum, bağırmak ve sustuğum bu zamana kadar ne varsa hepsini dökmek istiyorum, yeniden yaşadığımı hissetmek istiyorum. bunları düşünüyorum, beni üzenlerden hesap sorduğumu hayal edebiliyorum ve gülümsüyorum, sonra gözlerimi açıyorum ve hayalim bitiyor.

içimdeki karanlık yükseliyor. artık sadece kafamın içinde değil, hisseden ve gören biri bedenime yerleşen karanlığı anlayabilir. bunun için siyah giyinmem gerekmez ya da kendime bakmamam. gözlerim artık daha net görüyor, biliyorum hepsinin nedeni benim.

bıraktım her şeyi.

önce umutlarımı sonra insanları.

yüreğimin karanlık sözlerini söylüyorum kendime. bilmiyorum; belki de kendimi kaybettim iyice. çünkü bir tek ben varım bu karanlık dünya da. gerçi aydınlıkta da öyle değil miydi? bir tek ben vardım ama diğer insanların içinde yalnızım.

bu acı verici. diğer yandan huzur verici.

karar veremiyoruz. iki seçenek arasında kaldık. ya o, ya bu. karar veremiyoruz, karar verme yetkisine sahip değiliz çünkü çelişki içindeyiz. içimizde bir yerde, biz fark etmesekte; çelişki var.

hayat bir kupon gibi.

önce kazırsın heyecan içinde, pes etmez, sürekli şansını denersin. fakat bir an gelir, pes edersiniz. hedefiniz buna bağlı olduğu için, bundan sonra hedefiniz kalmaz.

benim de öyle.

kimse duymuyor beni. kimse görmüyor beni. kimse bilmiyor acımı. sadece ben. sadece ben biliyorum acımı. gerçekten acınası bir haldeyim. gözlerimi her kapattığım an, kendimi yeniden kaybediyorum. hayatım bir şekilde ellerimden kayıp gidiyor. ve ben bunu durdurmak için herhangi bir şey yapmıyorum. sadece yardım çığlıkları atıyor, karanlığa biraz daha gömülüyorum.

içimde bir yerde, duvarların ardında ki jeongguk, bana onaylamaz bakışlar atıyor. ona göre ben yardım çığlıkları atmayı kesmeliyim. kendimi toparlamalı, onun istediği gibi biri olmalıyım. ama ben, bunu istemiyorum.

benim istediğim; sessiz ve sakin geçecek bir gelecek. başka bir şey istemiyorum. herhangi bir hedefim yok. bunları gerçekleştirmek yerine, burada dört duvar arasında sıkıştım. duvarlar her geçen gün daha da üstüme geliyor, beni içten öldürüyordu.

yavaş yavaş, acı çektirerek öldürüyordu beni.

içimde, duvarların arasında yaşayan jeongguk ise, her an benim yerime geçmeye hazırdı. her türlü fırsatı kolluyor, ben ise ona fırsat vermemeye çalışırken ona daha fazla fırsat veriyorum. farkında olmadan...

işte bende böyle bir acınası varlığım. benim nefes almam, sadece oksijen israfı. ölmek için, öldürülmek için doğan ben, mutlu olmayı hak edemem.

havanın soğukluğu bedenimi üşütse bile soğuk havayı hissetmeye alışmıştım, artık eskisi kadar soğuk hava beni pek fazla etkilemiyordu. sokak lambasının önüne çöküyorum, artık ne yapacağımı bilmiyorum. annesi tarafından tek gecelik zevk uğruna evden atılmış, tek geceliğine olsa dahi sokağa sıkışmış biri olarak, cebimde olan 5.000 won bana bir ömür değil, bir gece bile yetmezdi.

üstümde, hiç çıkarmadığım ceket artık daha fazla dayanamayacaktı, birkaç tarafında yırtıklar olmuştu bile. boş sokakta belki bir iş ya da ucuz bir otel bulabilirim umudu ile çıkmıştım ama sonuç: sıfır.

ağlamamak için kendimi zor tutuyorum, gözyaşlarımı oldum olası hiçbir zaman kontrol edemezdim, ağlamak iyi gelmezdi bana, yaptığı tek şey güçsüzlüğümü bana tekrar, tekrar, tekrar ve tekrar hatırlatırdı.

-

teşekkür etmem gerekiyor

rokywai ilham kaynağım oldun,

çok çok teşekkür ederim!!

vedalar can yakar ;; taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin