25. Seven Adam

262 37 57
                                        

Diğer bölüm Volkan'a yaptığı itirafı direk okudunuz ama o itirafın arkasında yaşanana bir olay vardı. Bu bölüm, tamamen  aklı karışanlar için iyi bir bölüm^^

Keyifli Okumalar!

×××

-Volkan'a olan itirafından birkaç saat önce- 

-9 AĞUSTOS / Sabah saatleri-

Yoğun olarak hissettiğim duyguların etkisini her zaman bedenim çekerdi. Kalbimin sancısını göz bebeklerim yansıtırdı dışarıya. Ruhumun burukluğunu dudaklarım dökerdi bazen. Peki şimdi  ne hissettiğimi bilmiyorken, hangi yanım hasarlı, hangi yanım kuvvetli bilmiyor iken, nasıl doğruyu seçerek duygularımı ifade edebilirdim?

Yıllarca öldüğünü düşündüğüm, çocukluk arkadaşım karşımdaydı ve ben ona sıradan davranmaktan öteye gidemiyordum. Çünkü bu kadardı. Onunla kaybolan yıllarımı telafi edemeyeceğim gibi, ona yıllar sonra sımsıkı da sarılamazdım. Bu bana samimiyetsiz ve yapmacık geliyordu. Bana beklentiyle bakan gözlerine gün içinde rastlıyordum ama hemen gözlerini benden uzaklaştırıyor ve temkinli davranmaya çalışıyordu. Aydın'a gitmeden önce gerekli malzemeleri almak için beraber dışarı da toplanmıştık. Diğerleri, aramızdaki garip sessizliği fark edemeyecek kadar farklı şeylerle meşgullerdi. Sanırım, Can'ın sırrını sadece Alper biliyordu. Benim ve Can'ın üzerine düşürdüğü izleyici gözleri bana bu gerçeği fısıldıyordu.

Derin bir nefes aldım ve elimde tuttuğum ev anahtarı ile oynamayı bırakarak cebime attım.  

"Lan Ömer doğruyu söyle." dedi Berk şakayla karışık alaycı bir ağızla. "Annen bizi eve koymadığı için mi çadır bakıyoruz?"

"Annem öyle biri değildir Berk." dedi Ömer kaşlarını çatarak. "Kamp malzemeler Aydın'da çok pahalı. Buradan alıp gitmemiz daha karlı diye düşünmüştüm." 

Ömer'in tatlı homurdanışı üzerine Güray, sevgilisine sarılıp koruyucu bir tavırla Berk'e kötü bir bakış attı. "Üstüne gitmeyin benim güzelimin."

"Dolu dolu 15 gün geçireceğiz galiba." dedi Alper gözü bir an için Berk'e uzandığı esnada. "Çok eğlenceli olacak."

"Ne demezsin." diye fısıldadım kendi kendime. Kimsenin duyamayacağı kadar kısık ve sessizdi ama Can'ın aniden bana dönen bakışları, düşündüğüm ihtimali yok etmişti.

"İstemiyor musun gitmek?" dedi bir müddet sonra. 

Omuz silkip bizimkilerin peşinden yürümeye devam ettim. "Bu tür ortamlara alışkın değilim. Evci bir kuşumdur."

"Bilmez miyim." dedi kendi kendine. Duruşunu toparladı ve yanımdaki rafa uzandı. Yüzüme yaklaşan yüzü ile nefesimi tutarak işini halletmesini bekledim. Henüz geri çekilmiyor oluşu başımı kaldırmama neden olduğunda, bir çift ela göz ile kesişti gözlerim. Yüzüme daha önce rastlamadığım bir yüz ifadesi ile bakıyordu. 

"Can," diye mırıldandım geri çekilmesi adına ama hareket etmedi. "Geri çekilir misin?"

Dudaklarından sızan sıcak nefes tam olarak alnıma çarptığında irkildim. 

"Neden?" dedi kısık sesle.

"Ne demek neden?" dedim ciddileşerek. göğsünden iterek uzaklaştırdım. "Yakın mesafeden de hoşlanmam." 

Homo-Fobik | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin