İşte buraya kadar.Bir felaketin ortasındayım ve en sevdiğim insanı,annemi de kaybettim.Sanırım bu acı da bana yeter de artar.İntihar etmek bu saatten sonra günah sayılır mı? Hey sana soruyorum cevap versene!
Fatih:Kalk lan! Kendine gel.
Fatih'in attığı tokat ile yine kabusun içine çekildim resmen.Yarım saattir ağlamak ve olanları düşünmekten başka bir şey yapmıyordum. Sürekli aynı sahne aklımda tekerrür ediyor.Bu zaman kadar bana sevgiyle bakan gözler şimdi nefret ediyor.Bu nasıl bir sınav olabilir ki.
Fatih:Kuzey kendini toparlaman lazım dostum. Biliyorum bu çok zor senin için ama bir şeyler yapmamız lazım.
Dönüp Fatih'e baktığımda bir gariplik hissettim.Tamam o da ağlamıştı ama gözlerindeki kızarıklık sanki biraz fazla gibi. Bir dakika o hiç ağlamadı ki. HASSİKTİR!
Fatih: Ne bakıyorsun öyle olum.
Ben: Yo-yok bir şey sadece dalmışım.
Fatih: Biliyorum acın büyük ama bir şey yapmamız lazım burada böylece bekleyemeyiz.
Biraz korkuyor olsam da ona bir şey fark ettirmemek daha iyi olur galiba.Ama ne yapacağım şimdi. Annem içeride ve hala kapıyı tırmalıyor.Dostum dediğim adam birazdan ondan farksız olacak.Hadi oğlum cesaretini toparla biraz.
Ben:SENDE HASTASIN!
Bir anda Fatih donakaldı.Yavaşça arkasını dönüp bana baktı ve...
Fatih:Ne dedin sen ?
Ben:Sende dönüşeceksin.Şimdiden gözlerin kırmızılaşmış bile.
Fatih:Lütfen bu bir şaka falan de olum kafayı mı yedin sen.Hiç bir şeyim yok benim.
İşte oluyordu.Beklediğimden daha fazla tepki verdi.Üzerime doğru geliyor ve bir çıkış bulamadım.Ona zarar verecek de değilim.Geriye doğru bir adım attığım sırada yemek masasına dayandım ve elime metal kül tablası geldi.Bu benim son seçeneğimdi.
Fatih:Bana cevap ver lan!
Dediği sırada sanki biraz daha öfkeli ve terliyor gibiydi.Bana her saniye daha da öfkeli bakıyordu.Tüm bu tedirgin düşünceler beni daha da çok köşeye sıkıştırdığı sırada birden yere yığılıp kaldı.Hemen koşarak evden çıkmak için ana kapıya doğru koştum.O sırada arkama baktığımda Fatih'in yavaş yavaş ayağa kalktığını gördüm sanırım çok geçti. Önce annemi şimdi de kardeşimi kaybettim.Ama insan çok garip bir canlı hemde tüm bu acıya rağmen yaşamaktan hiç vazgeçmeyecek kadar garip bir canlı. Hemen kapıya kadar koştum ve üzerine kapattım.
Ben: Oooofff of ben ne yaptım ki sana ?
Apartman merdivenlerinde oturmuş öylece elimden kayıp giden sevdiklerimi düşünmekten başka bir şey yapmıyorum.En acısı da bunca yıl yaşadığım anıları aklıma getiremiyorum.Tek düşündüğüm bana öfke ile bakan gözleri ve bir günde başıma yıkılan hayatım.