''Ne?'' diye birden doğruldu Hoseok. Hyung'u omuz silkerek kıkırdadı.
''İstemiyorsan tecavüz edecek değilim Kızıl.''
''Hayır hayır.'' diye hızlıca konuştu yeniden. ''Ya yüzünü görürsem?''
Yoongi gözlerini devirerek elini Hoseok'un çantasına attı. ''Bandanan var değil mi?''
Hoseok kafa sallarken, ''Tanrım!'' diye homurdandı. ''Gözlerimi bağlayacaksın.'' Hyung'u kıkırdayarak elindeki bandanayı aldı, bağdaş kurarak karşısına oturan Hoseok'un gözlerini bağlamaya başlarken, Hoseok heyecanla dudaklarını ısırıyordu.
''Hey, bu kaç?''
Hoseok kahkaha atarak, ''Çocuk musun yahu?'' diye homurdandı. Yoongi dudaklarını birbirine bastırırken, şapkasını kenara koydu. Maskesini çıkarıp kucağına bıraktıktan sonra, göğsünden fışkıracak olan kalbini Hoseok'un da hissetmesini istedi. Hoseok'un bileğini tutarak elini kalbine götürdükten sonra, ''Bak, nasıl da heyecanlı.'' diyerek gülümsedi. Hoseok kıkırayıp dudaklarını yaladı ve içindeki heyecana engel olamadan yerine kıpırdandı.
Yoongi, gözlerini kapatarak dudaklarını, aylardır hayalini kurduğu dudaklara bastırdığı sırada, kafasında çakan şimşekleri görmezden geldi ve elini Hoseok'un beline doladı. Heyecandan ölme işini şimdi yapamazdı. Hoseok, dudaklarındaki baskıyla yutkunduktan sonra, alt dudağını dudakları arasına alan adamın, üst dudağını dudaklarına hapsetti. Bu halleri ona uzak geldiği için, elini boynuna koyarak, yüzünü daha çok Hyung'una bastırmasıyla, Yoongi öpüşünü hızlandırdı. Islak dudakları, ikisi de heyecandan nefes nefese olduğu için bazen ayrılıyordu, fakat asla uzaklaşmada tekrar birbirlerini buluyorlardı.
Hoseok, yerinde doğrularak, gözlerini açma isteğini yok etti ve ellerini Hyung'unun boynuna daha sıkı dolayarak, bacaklarını belinin iki tarafından geçirdi. Yoongi, bir türlü durduramadığı dudaklarını, dolgun ve yumuşak dudakta gezdirirken, kucağına oturan Hoseok'la gülümsedi. Elleri belini daha sıkı sararken, beli geriye yaslanmış böylece Yoongi yatar pozisyona gelmişti. Hoseok onun üstüne uzandığını fark ettiğinde, nefes nefese dudaklarını ayırdı. Elleri, çenesini okşarken, hala birbirine sürtünen dudakları ve bir olan nefesleri ortamda hüküm sürüyordu.
Yoongi, uzaklaşacağı sırada, Hoseok dudaklarını kısa bir an tekrar ona bastırmış daha sonra geri çekilmişti. Fakat kalkmasına izin vermeden kafasını göğsüne yaslamış, ''Böyle kalalım.'' diye mırıldanmıştı.
''Lütfen.''
^^^^
@hopeseok
Hyung?
Kamp ateşinde misin?
@mingenius
Evet, Kızıl.
Çaprazında sayılırım.
@hopeseok
Benden soğumuş gibi davranıyorsun.
Tüm gün yazmadın.
Yanlış bir şey mi yaptım?
Özür dilerim.
@mingenius
Tanrım.
Gözlerin doldu.
Burada ağlama.
Hoseok.
@hopeseok
ağlamıyorum.
@mingenius
Yanlış değil.
Sadece, kendimi bu işe kaptırmaktan korkuyorum, Kızıl.
Çadırdaki anı, tekrar tekrar yaşamak istiyorum.
Ama olmaz.
@hopeseok
Hyung, yaşarız.
Daha güzellerini de yaşarız.
@mingenius
Hayır, dedim Kızıl.
@hopeseok
Sadece konuşacak mıyız artık?
@mingenius
Evet, hasta da olsa gelmeyeceğim. Tae veya diğerleri bakacak sana.
@hopeseok
Olsun
Konuşalım da..
ben iyileşirim seninle?
@mingenius
Kızıl, yapma.
Benim kalbim sana aşık.
Bu olayları kaldıramıyor.
@hopeseok
Bırak ben de aşık olayım.
Hyung.
unutamıyorum o anı.
@mingenius
Siktir, yapma şunu.
Bitti gitti.
( iletildi 23.57 )
/////////////////////////////////////
Yaaa resmen ağladım yazarken...Of anam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCER / Sope / YoonSeok TEXTING
Fanfiction''Bir daha dans ederken, dilini dudağında gezdirme.'' ''Neden? Tuvalete koşmak yoruyor mu?'' SOPE TEXTING TAMAMLANDI