Bölüm 5

80 4 0
                                    

BUNUN İYİ BİR FİKİR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSAN

DENE

Hatırlama

Kendini hazırla bügün temel büyüleri , ok atmayı ve bıçak fırlatmayı öğreniceksin. Ertesi günde senle dövüşücez senden sana öğrettiğim büyüleri benim üstümde denemeni isticem. " dedi. Ağzım açık kaldı. Ben onunla dövüşemezdim.

" Adrian ben senle dövüşemem. Ben kim dövüşmek kim " dedim. Kaşlarını çattı.

"  Neden kendini bu kadar küçümsüyorsun . O kadarda umutsuz vaka değilsin . Kendine güven . Herşeyi daha kolay yaparsın. Yeterki inan yapabiliceğine . Şimdi eğer kahvaltın bittiyse temel büyüleri öğrenmen kısmına geçelim . " dedi. Başımla onayladım . Adrian odasına gidip elince çok büyük bir kitapla döndü

. Önüme koyup bir sayfayı açtı . Sayfada acı çektirme büyüsü vardı. Kolayca ezberledim. Ondan sonra başka bir sayfayı açtı. Ordada alev topu büyüsü vardı. Son olarakta bir kalkan büyüsü öğretti . Şimdi sıra okçuluktaydı.

XXXXXXXXXXXX

Evden dışarı çıktık. Adrian bir büyü mırıldandı . Önümüzde bir geriye kıvrık yay birde uzun yay belirdi. Ağaçların üstünde dağınık yerleştirilmiş hedef tahtaları belirdi.

Ben büyük bir hevesle yaylara bakıyordum

Adrian

" Sana geriye kıvrık yay çünkü daha uzun yay kullanabilicek güçte değilsin. Bunlar büyülü yaylar " dedi.

Adrian uzun yayı eline alıp kirişte ok varmış gibi çekti . Çekerken bir anda orda bir ok belirdi. Çekmeyi yavaşça bıraktı. Bıraktığı anda ok yok oldu.

Ben daha fazla dayanamadım.

" Yayı kullanabilir miyim ? " dedim

Adrian bana baktı. Bir an gözlerinde yaramazlık pırıltıları geldi geçti ama üstünde durmadım. O kadar hevesliydimki önemsemedim. Tabi birazdan olucakları bilseydim böyle davranamazdım. Adrian ben düşürken bir anda cevapladı.

" İyi bir fikir olduğunu düşünüyorsan dene " dedi. O kadar hevesliydimki dediğinin üstünde durmadım. Hemen yayı elime aldım. Baş ve işaret parmağımla yayı çekip , 20 metre ötedeki bir hedefe nişan aldım ve oku fırlattım.

ŞAK !

Yayın sert ipi kolumun iç tarafına çarpıp canını acıttı. Kolumda kalın , kızarık bir iz oluşmuştu. Sızlıyordu. Okun nereye gittiğini görmemiştim. Umrumdada değildi. Adriana suçlayıcı bir şekilde bakarak

" Acıdı! " dedim. Adrian omuz silkerek

" Hep acele ediyorsun , delikanlı. Bir dahaki sefere biraz beklemen gerektiğini öğrenmiş oldun. " dedi. Sonra bir büyü mırıldandı. Alex üstüne baktı . Üstünde sert deriden bir kolluk belirmişti. Aynısı Adrianın üstündede görmüştü. Ne olduğunu sormayı akıl etmediğini hatırlayınca kendini , daha kötü hissetti.

Adrian

"Şimdi bir daha dene . Bu arada oku baş ve işaret parmaklarınla tutma. Ok  işaret ve orta parmağının arasında olmalı. " Alex yayı yine gerirken sözlerine devam etti.

" Sadece kollarını değil , sırt kaslarınıda kullanmaya çalış. Kürek kemiklerin birbirlerine yaklaşıcak ... " dedi. Alex bu şekilde deneyince yayı çekmenin daha kolay geldiğini farketti. Bir ok daha attı. Bu sefer hedefinin biraz altına denk getirmişti. Adrian

" Aferin ! Çabuk öğreniyorsun . Şimdi sırada bıçak fırlatmayı göstericem onuda gösterince 5 boyunca bunlarla antrenman yapmanı istiyorum. Büyü savaşını yarında yapabiliriz. Sonra istersen birkaç  büyü daha bakabilirsin . Sana kalmış." Dedi. Sonra bir kaç büyü mırıldandı . Yaylar yok oldu. Yerine 4 bıçak belirdi. İkisi uzun ikisi biraz daha kısa bıçaklardı. Adrian büyük olan bıçağı almamı söyledi. Elime aldım. Bıçak , deri ve pirinç sapıyla sıradan ve işlevsel bir görünüme sahipti. Adrian söze başladı.

" Bunları fırlatmak için kullanırız . Büyük olanın adı Force. Bu bıçağını genellikle düşmanın göğüs kısmına fırlatırız. Şimdi küçüğü eline al " dedi. Küçük bıçağı elime aldım. Sapı dardı. Uca doğru kalınlaşan bıçak kısmının en kalın yeri, birden aşırı incelip, sipsivri bir uç oluşturuyordu. Biri bana bunu nasıl anladığımı sorsa hiçbir şey diyemezdim.

" Bu fırlatma bıçağının adı Balance. Bıçağın ucunun aşırı kalınlığı , sapının ağırlığını dengeler. İki ucun birleşen ağırlığı da bıçağı attığında , hedefi bulmasına yardımcı olur. Bu bıçağı genellikle yaralama amacıyla kol veya bacak kısmına fırlatırız.

İzle ! " dedi. Bıçağı elimden aldı. Anında döndürerek , yanındaki ağaca fırlattı. Bıçak güçlü bir Tak! sesiyle hedefin tam ortasına saplandı. Ben ağzım açık , hızına ve becerisine hayran bir şekilde ona baktım.

" Bunu yapmayı nasıl öğrendin ? " diye sordum. Adrianda bana bakıp

" Çalışarak " diye yanıtladı.

" Şimdi benim bir kaç işim varken sende burda çalışacaksın 2 saat ok 2 saat bıçak 2 saatte büyü çalış. Hatta daha fazla süre büyü çalış. Çünkü büyü yapmak daha zordur. " diyip. Beni orda bırakıp gitti.

BüyüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin