BUNUN İYİ BİR FİKİR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSAN
DENE
Hatırlama
Kendini hazırla bügün temel büyüleri , ok atmayı ve bıçak fırlatmayı öğreniceksin. Ertesi günde senle dövüşücez senden sana öğrettiğim büyüleri benim üstümde denemeni isticem. " dedi. Ağzım açık kaldı. Ben onunla dövüşemezdim.
" Adrian ben senle dövüşemem. Ben kim dövüşmek kim " dedim. Kaşlarını çattı.
" Neden kendini bu kadar küçümsüyorsun . O kadarda umutsuz vaka değilsin . Kendine güven . Herşeyi daha kolay yaparsın. Yeterki inan yapabiliceğine . Şimdi eğer kahvaltın bittiyse temel büyüleri öğrenmen kısmına geçelim . " dedi. Başımla onayladım . Adrian odasına gidip elince çok büyük bir kitapla döndü
. Önüme koyup bir sayfayı açtı . Sayfada acı çektirme büyüsü vardı. Kolayca ezberledim. Ondan sonra başka bir sayfayı açtı. Ordada alev topu büyüsü vardı. Son olarakta bir kalkan büyüsü öğretti . Şimdi sıra okçuluktaydı.
XXXXXXXXXXXX
Evden dışarı çıktık. Adrian bir büyü mırıldandı . Önümüzde bir geriye kıvrık yay birde uzun yay belirdi. Ağaçların üstünde dağınık yerleştirilmiş hedef tahtaları belirdi.
Ben büyük bir hevesle yaylara bakıyordum
Adrian
" Sana geriye kıvrık yay çünkü daha uzun yay kullanabilicek güçte değilsin. Bunlar büyülü yaylar " dedi.
Adrian uzun yayı eline alıp kirişte ok varmış gibi çekti . Çekerken bir anda orda bir ok belirdi. Çekmeyi yavaşça bıraktı. Bıraktığı anda ok yok oldu.
Ben daha fazla dayanamadım.
" Yayı kullanabilir miyim ? " dedim
Adrian bana baktı. Bir an gözlerinde yaramazlık pırıltıları geldi geçti ama üstünde durmadım. O kadar hevesliydimki önemsemedim. Tabi birazdan olucakları bilseydim böyle davranamazdım. Adrian ben düşürken bir anda cevapladı.
" İyi bir fikir olduğunu düşünüyorsan dene " dedi. O kadar hevesliydimki dediğinin üstünde durmadım. Hemen yayı elime aldım. Baş ve işaret parmağımla yayı çekip , 20 metre ötedeki bir hedefe nişan aldım ve oku fırlattım.
ŞAK !
Yayın sert ipi kolumun iç tarafına çarpıp canını acıttı. Kolumda kalın , kızarık bir iz oluşmuştu. Sızlıyordu. Okun nereye gittiğini görmemiştim. Umrumdada değildi. Adriana suçlayıcı bir şekilde bakarak
" Acıdı! " dedim. Adrian omuz silkerek
" Hep acele ediyorsun , delikanlı. Bir dahaki sefere biraz beklemen gerektiğini öğrenmiş oldun. " dedi. Sonra bir büyü mırıldandı. Alex üstüne baktı . Üstünde sert deriden bir kolluk belirmişti. Aynısı Adrianın üstündede görmüştü. Ne olduğunu sormayı akıl etmediğini hatırlayınca kendini , daha kötü hissetti.
Adrian
"Şimdi bir daha dene . Bu arada oku baş ve işaret parmaklarınla tutma. Ok işaret ve orta parmağının arasında olmalı. " Alex yayı yine gerirken sözlerine devam etti.
" Sadece kollarını değil , sırt kaslarınıda kullanmaya çalış. Kürek kemiklerin birbirlerine yaklaşıcak ... " dedi. Alex bu şekilde deneyince yayı çekmenin daha kolay geldiğini farketti. Bir ok daha attı. Bu sefer hedefinin biraz altına denk getirmişti. Adrian
" Aferin ! Çabuk öğreniyorsun . Şimdi sırada bıçak fırlatmayı göstericem onuda gösterince 5 boyunca bunlarla antrenman yapmanı istiyorum. Büyü savaşını yarında yapabiliriz. Sonra istersen birkaç büyü daha bakabilirsin . Sana kalmış." Dedi. Sonra bir kaç büyü mırıldandı . Yaylar yok oldu. Yerine 4 bıçak belirdi. İkisi uzun ikisi biraz daha kısa bıçaklardı. Adrian büyük olan bıçağı almamı söyledi. Elime aldım. Bıçak , deri ve pirinç sapıyla sıradan ve işlevsel bir görünüme sahipti. Adrian söze başladı.
" Bunları fırlatmak için kullanırız . Büyük olanın adı Force. Bu bıçağını genellikle düşmanın göğüs kısmına fırlatırız. Şimdi küçüğü eline al " dedi. Küçük bıçağı elime aldım. Sapı dardı. Uca doğru kalınlaşan bıçak kısmının en kalın yeri, birden aşırı incelip, sipsivri bir uç oluşturuyordu. Biri bana bunu nasıl anladığımı sorsa hiçbir şey diyemezdim.
" Bu fırlatma bıçağının adı Balance. Bıçağın ucunun aşırı kalınlığı , sapının ağırlığını dengeler. İki ucun birleşen ağırlığı da bıçağı attığında , hedefi bulmasına yardımcı olur. Bu bıçağı genellikle yaralama amacıyla kol veya bacak kısmına fırlatırız.
İzle ! " dedi. Bıçağı elimden aldı. Anında döndürerek , yanındaki ağaca fırlattı. Bıçak güçlü bir Tak! sesiyle hedefin tam ortasına saplandı. Ben ağzım açık , hızına ve becerisine hayran bir şekilde ona baktım.
" Bunu yapmayı nasıl öğrendin ? " diye sordum. Adrianda bana bakıp
" Çalışarak " diye yanıtladı.
" Şimdi benim bir kaç işim varken sende burda çalışacaksın 2 saat ok 2 saat bıçak 2 saatte büyü çalış. Hatta daha fazla süre büyü çalış. Çünkü büyü yapmak daha zordur. " diyip. Beni orda bırakıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyü
AdventureGözlerimi açtım. Yanımdan sesler geliyordu. Bir ateşin çıtırtısı birde bir adamın seslerini. Her yanım acıyordu. Doğrulmaya çalıştım. Adam beni engelledi. "Biraz daha uyu iyice gücünü topla ." dedi. İtiraz edecek halde değildim. Gözlerimi kapamamla...