1. Bölüm

24 5 20
                                    

Hayal kurmak bu kadar güzel ve bir o kadarda kolayken neden insanların çoğu hayal kurmuyor veya hayal kurmaktan neden bu kadar korkuyorlar ?

Kurdukları hayaller gerçekleşmeyecek diye mi bu kadar uzaklar hayal kurmaya.Kendi hayallerini kurmadıkları veya kurduğu hayalleri gerçekleştiremedikleri için mi bu kadar öfkeliler ? Bu kadar sinirliler hayal kuranlara.

Dalga geçiyor,saçma saçma konuşma ;o dediğin olur mu hiç diyorlar.İçimden " sanane lan sanane benim kurduğum hayalden sananeeee " diye haykırmak geçiyor ama sadece susuyorum ve gülümsüyorum.Bazende haklısınız bu düşündüğüm çok uçuk böyle şeyler anca filmlerde olur diyorum kahkaha atıyorlar.Kendilerinin haklı olduklarını onlara söylemem tatmin ediyorsa demek ki.Bilmiyorlar ki asıl ben onlara içimden kahkahalar atıyorum bu aciz,acınası hallerine.

Bunları düşünürken bide baktım ki gelmişim evin önüne.Anahtarı çıkarmak için elimi cebime soktum ve anahtarı çıkarırken yere düşürdüm tam almak için yeri eğiliyordum ki arkadan bir ses geldi Ahmet amcanın sesiydi bu:

- Saliiiiihhh!

- Eyyyyyy!

-(Gülerek) Nereden geliyorsun yine aklın beş karış havada ?

Sokağın ortasına geçerek havaya baktım " Hani ben niye göremiyorum " dedim sonra da doğruca kapıyı açmaya gittim.Kapıyı açtım içeri girsem mi girmesem mi , arkama dönsem mi dönmesem mi derken bir an arkama dönüp Ahmet amcaya baktım.O gözlerinde ki delici bakışlardan bana küfür ettiğini hissedebiliyordum. Hafif gülümseyerek ve selamlayarak içeri geçip kapıyı kapattım.Rahatlamış bir şekilde içeri doğru seslendim " Neredesiniz millet " ses soluk yoktu.İlk önce oturma odasına gittim,sonra mutfağa evde kimse yoktu.Nereye gitmişti acaba annemle babam?

Odama geçtim biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı.Tam yatağa uzanacaktım ki çalışma masamın üstünde duran dün gece okumaya başladığım şiir kitabını gördüm.Bir göz gezdirdim sevdiğim şiirlerin,cümlelerin altını çizerdim veya anlamadığım kafamı karıştıran yerlerin.Yavaş yavaş çevirirken sayfaları gözüme Ataol Behramoğlu'nun " Sonuçta " şiirinin ilk kıtası takıldı;

Sonuçta şiiri seçiyorum ve yalnızlığımı
Kendimle başbaşa kalmak için
Bir masa lambası bir masa
İyi yazan bir kalem bir defter
Başkaca da bir şey yok istediğim.

Tam anlamıyla benim hayattan istediğimi anlatıyordu şair.Sade ve öz bir biçimde.O an kapı sesi geldi kulağıma;babamlar odama girip soru bombardımanına tutmadan yatağa gireyim.Evet kapı açıldı loş bir ışık süzüldü içeri.Kapıda hafiften bir gölge belirdi sonrasında babam seslendi "uyumadığını ikimizde biliyoruz ama yemiş gibi yapıyorum hadi iyi uykular" dedi ve gitti.

(SAAT 07.32)

"Hhhüüüooğğhh" ohh rüyaymış Allah'ım bu nasıl bir rüya öldüm öldüm dirildim ya.Böyle saçma rüyaları bir ben mi görüyorum acaba şu dünyada.Dün Ahmet amcaya öyle demeyecektim rüyamda gerçektende aklım gökyüzüne doğru uçuyordu.Yakalamaya çalışıyordum yakalayamıyordum ve en sonunda uçak çarpıyordu resmen aklıma uçak çarpıyordu.Buda böyle saçma bir rüya işte.Kalkim çayı demliyeyim annem ile babam birazdan kalkarlar.

" Günaydın günaydın efenim nasılsınız afiyettesinizdir inşallah "
" Hatice koş oğlan kahvaltı hazırlamış aha çayıda demlemiş.Oğlum iyi misin sen ?"
Babam haklıydı bir bakıma daha önce nadirde olsa kahvaltı hazırlamışlığım var ama ilk defa çay demlemiştim. İnsanlık için küçük;benim için büyük bir şeydi. Annemde geldi mutfağa ama uykuluydu hiçbir şey demeden geçti oturdu ve yemek yemeye başladı.Yemeğini bitirdi elinize sağlık dedi ve gitti yattı. Bir an babamla göz göze geldik;

-Eee oğlum ne olacak senin bu üniversite işi ??
-Ne olacakmış benim üniversite işi?
-Kazandın mı diyorum kazandın mı bu sene gidiyor musun artık okumaya?
-Ne bileyim baba ben müneccim miyim? Ayrıca bu kadar gitmemi istiyorsun geçen senede giderdim ben söyleseydin.
-Geçen sene bahanen vardı okulla beraber olmuyor baba çalışamıyorum sınava felan diyordun.Kaldın bir sene dershaneye gittin bu senede kazanama bakalım hangi bahaneyle geleceksin karşıma ki öyle bir şansın yok kazanamazsan 2 koyun doğru babaannenin yanına gideceksin.
Evet babam yine başlamıştı taarruza neyse ki annem yoktu yoksa robot gibi güçlerini birleştirip daha sert vuruyorlardı.Anlamıyorum ki ben güzel güzel kahvaltı yapıyoruz şurada ne gerek var huzur kaçırmanın.Gerçi kendisi çok keyif alıyordu yani keşke dediğim olsa da yollasam Salih'i 2 koyunla annemin yanına der gibiydi.
-Hem çalışmıyorsun da sonuçlar açıklanana kadar gir bir yerde çalış bari.
Kalktım masadan,hızlı adımlarla odama gittim.Kapıyı sert bir şekilde kapatarak yatağıma uzandım.Sonra babam seslendi " o kapıyı anladın sen " .




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 19, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AVAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin