0.6

1.4K 81 15
                                    

Bardakiler ile alakasız olarak içeriye giren Vmin ikilisi, buraya ait olmadıklarını her halleri ile belli ediyordu. Jungkook'un içeriye dalması ile Yoongi ile göz göze gelmesi bir olmuştu.

Yoongi ve etrafındaki topluluk 3 lüye öyle ters bakıyordu ki, Jimin yutkunmuş ve Tae'nin kulağına burdan toz olmalıyız diye fısıldamıştı. Tae Jungkook' u dürttü ve kolundan tutup dışarı çıkarmıştı.

Teahyung, öylece donakalmış Jungkook' u sarstı ve

* Başka bir yere gitmeliyiz.

Eğer burdan derhal gitmezler ise Yoongi olanları Jimin'e anlatır ve bu yalan aşk burda son bulurdu. Jungkook tamam anlamında başını salladı ve arabaya doğru yöneldiler.

* Peki şimdi nereye gideceğiz bir fikriniz var mı? Jimin hıh?

- Hayır yok. Ama eğlenceli mekanlar daha iyi olmaz mı?

+ Hadi ama siz daha çocukluktan çıkamadınız mı?

* Bizim içimizdeki çocuk hala yaşıyor Jungkook. İstikamet Lunapark !!

Jungkook, eli ile ileriyi işaret eden Taehyung' a uydu ve Lunaparka doğru sürmeye başladı.

Taehyung, yol boyunca Hoseok ile yaptıklarını anlatıp durmuş ve onuda davet etmek istemişti. Jungkook ve Jimin'in fikirlerini almayıp ona gelmesi için mesaj atmıştı ve arabadan indiklerinde Jikook ikilisi Hoseok ile karşılaşınca az çok sinirlenmişti.

Tae Hoseok ile kolkola girip binlerce kez selca çekilmeye yol almışlardı. Onları yemek bölümünde bekleyen Jikook ağızlarını bile açmamıştı.

Tae ve Hoseok geri döndüklerinde kendini telefona gömmüş ikiliye baktılar ve

-Biz sizi daha rahat konuşup sohbet edersiniz diye yanlız bırakmıştık. Ama madem utangaçsınız, gelin korku trenine biniyoruz.

Jimin, olmaz olmaz diye ısrar edip geri çekilsede, Jungkook elinden tuttu ve yanına oturttu.

- Ama, ama ben korkarım.

Jungkook kahkaha attı ve

+ Korktuğunda elimi tutabilirsin

diye ekledi. Arkalarındaki Vhope ikilisi korkmayın korkmayın diye dalga geçerlerken, trenin hareket sesiyle beraber çığlıkları arttı.

Taehyung, korkuyorum ayağına Hoseok' a sarılıp öpüyordu. Jimin elleri ile gözlerini kapamış ama seslerden dolayı bağırıyordu.

Jungkook bir yandan kahkahalara boğulmuş, bir yandan ise Jimin'in ellerini yüzünden çekmesi için uğraşıyordu.

+ Hadi ama Jimin. Buranın tadı öyle çıkmaz ki.. Hadi ama aç gözlerini. AQQHQAQHAHGH

- Noldu noldu!?!?  Neydi o

+ Hiçbirşey sadece bir palyaço. O kadar korkunç değil bak şuan bomboş aç hadiiiiiqqq! 1..2..3..

- AĞNAĞ-NIIIIĞĞĞ JUNÖÖDGKOOOK

Jimin, önüne çıkan zombie ile bağırmış ve kafasını Jungkook' un göğsüne basmıştı. Jungkook Jimin' e baktı. Pamuk şekerimsi kokusu ile.. pembe saçları..minicik elleri... Ona çekici gelmişti.

Gözlerini kapayıp açtı ve kendini sarstı.
Jimin gibi biri onun için fazla güzeldi.

Karmaşık düşüncelerden kurtulduğunda, bittiğini fark etti. Hoseok acıktım diye kıvranıyor, Tae ise Kuleye binelim diye tutturuyordu. Jimin yine istememekte ısrarcıydı. Jungkook'da yemek yeme taraftarı olunca yemek bölümüne gittiler.

Jungkook lavaboya gitmesi gerektiğini söyleyip gitmişti. O sırada Jimin Tae'ye

- Kanka yemeğimi sen al. Vallaha sonra ödicem. Hadi yaa

Taehyung almamakta ısrarcı bir tavır sergilese de aklına gelen fikir ile kabul etmişti.

+ O zaman sende benim gün boyunca istediğimi yapacaksın.

- Ne gibi?

+ Zor değil sadece senden bir kaç oyuncağa binmeni isteyeceğim. Yemeğin parasını bile ödemeyeceksin, ne yemek istersen ye.

- Hmmm ne istersem, kabul.

Jungkook' un gelmesi ile tüm masa sessizliğe bürünmüştü.

Herkes yemeğini almıştı. Masaya oturduklarında ise Taehyung boşboğazlığa başlayıp.

+ Evlilik ne zaman

diye alaycı bir tavırla sormuştu. Jungkook ile Jimin aynı anda birbirlerine baktıklarını farkettiklerinde ise kafalarını eğdiler. Jungkook,

- Daha çıkmıyoruz.  demesi ile Vhope ellerini çakıştırdı ve

+ Bu günden sonra öyle olmayacaksınız. dediler.

Jungkook'un yüzünde kısık bir gülümseme vardı. Jimin ise utançtan kıpkırmızı olmuş bir şekilde Taehyung' un ayağına basıyordu.

Herkes yemeğini yedikten sonra napalım diye konuşurken Taehyung

+ Kullleeeeee

diye bağırmıştı. Hepsi evet demişti. Jimin demek zorundaydı. Kulenin yolunu alan dörtlü kuleye vardıklarında Taehyung Jimin ile işi olduğunu söyleyip onu arkaya götürürken Hoseok' a göz kırpmıştı.

Hoseok bunun sebebini anlamış olacak ki o da Jungkook' u başka bir tarafa götürmüştü. Hoseok Jungkook'a yapması gerekenleri söylemiş, Jungkook' dan ise onayı almıştı.

Jimin Tae'nin dediklerine omuz silkip hayır diye karşı çıksada eninde sonunda kabul etmişti, verdiği sözden dolayı zorundaydı.

Hepsi kulede buluşmuş sırayı bekliyorlardı. Sıra onlara geldiğinde, Hoseok bir tarafa, Tae bir tarafa, ortada 2 boşluk kalacak şekilde oturmuşlardı. Ortayada Jikook ikilisi geçmişti.

Kule kalktıkça Jimin titriyordu. Kule tam anlamı ile kalkmış inmeye hazırlanırken Hoseok ve Tae'nin dürtmesi ile Jimin ve Jungkook aynı anda el ele tutuşmuştu.

Jimin eline sığmayan eli sıkıca kavramış ve gözlerini kapatmıştı. İki tarafta birbirlerine karşılık verdiklerini sansalarda bu Vhope' un oyunuydu.

Kule aşağı inerken tekrar Hoseok Jungkook'u, Tae ise Jimin' i dürttü ve ikisi aynı anda

- JİMİİOON SEOONİ SOVİYOROOUM.
+JUNGKOOOK SEENOO SEVOYOROOM.

İkisininde kafaları birbirine döndüğünde Jungkook karşısında duran pembe saçları rüzgardan yüzüne dağılmış, pembe yanakları utançtan kızarmış Jimin' e, aşık olduğunu anlamıştı.

The end 🔚

Evet YB ile karşınızdayım. Aklıma fikir geldiği anda Wattpad' e uçtum umarım beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı esirgemeyin.

Haaa bu arada 1K ya yaklaştık ilginizden dolayı teşekkürler...🐢


Instagram | JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin