Nasıl başlasak ki?....
Biz Yağmur ve Ece'yiz ve kardeşiz. Yağmur yani ben Ece'den daha büyüğüm. Ummm... Biz küçük yaştayken annemiz bir anda ortadan kayboldu ve onu aramamız gerektiği hakkında bir not bıraktı. Bu yüzden yıllardır babamızla birlikte yaşıyoruz. Hazırsak başlayalım.... Ece Gmail'ini kontrol ederken tanımadığı birinden mesaj geldiğini fark etti. Yazılar hiç bilmediğimiz Çince kelimelerdi. Çeviriden çevirince potada "Yıllardır görmediğiniz annenizi görmek ister misiniz? Yerini biliyorum ve size yardımcı olabilirim. Anneniz şu an Kore'de...." Aaa evet, yazılar Koreceymiş ve annemiz de Kore'deymiş. Tabii ki küçüklüğümüzden beri içimizde kalan o anne kucağı, kokusu ya da şefkati vardı ama hiç böyle düşünmemiştik. Babamıza bu konudan bahsemedik. En yakın tarih uçak biletini alıp hazırlanmaya başladık..~~~"(E)Yağmur hadi geç kalıcağız, bırak makyajı!"-"(Y)Ya tamam geldim, *Ecenin yanına gelip*hadi çıkalım. Yoksa yetişemeyeceğiz"-"(E)Ben ne dedim?"-"(Y)Hadi!!". Uçağa hızla koşarken iki aptal çocuğa çarptık. (Y)Görmüyorsunuz önünüzü, koca kızlar var karşınızda!?"-"(X)Birincisi o kadar kocaman olduğunuzu sanmam ikincisi çarpan biz değil sizdiniz."Dili papuç gibi olan çocuğu sallamayı Eceye döndüm. "Ece koş geç kalıcaz uçağa" Koşmaya başladık ki o çucuk kolumu tutup "(X)Hiç özür dilemek demi yok? Ah... Hiç terbiye almadın mı sen?"Ani ve kısık gözlerle arkamı dönüp"(Y) Aldım, terbiyemi gayet iyi aldım. Ama senin gibi aptallar için değil, hadi Ece geç kalıcaz"-"(X)Yaaa!! Ne demeye çalışıyorsun sen şimdi?!"-"(Y)Senle uğraşamam, hadi Ece.." Eceyle karşısında ki çocuk orada iyi kaynaşmışlar bize gülüyorlardı. "(Y)ECE!!!!"-"(E)Yağmur, uçak gitti..."-"(Y)Ne?! *o çocuğa dönüp* gördün mü yaptığını?! Uçağı kaçırdık işte. Şimdi Kore'ye gitmek için kırk saat beklemek zorundayız... APTAL!!"-"(X)Kore'ye mi gidiyorsunuz? Bizde oraya gidicez"(Y)Aman ne güzel ama bize ne siz nereye gidiyorsanız gidin, hadi Ece"-"(X)Jimin bizim uçak ne zaman?"-"(JM) Yağmur'la konuştuğundan kaçırdık"-"(X)Al gördün mü yaptığını, sayende uçağı kaçırdık!" Kavga seslerimiz bir anda yükselmeye başladı. Jimin'le Ece bizi sakinleştirmeye çalışırken bir anda kolumda bir soğukluk hissettim, arkama döndüğümde görevliler insanları rahatsız ettiğimizi bizi bekleme odasına götüreceklerini söylediler. Bekleme odasındayken Ece'le Jimin konuşuyorken ben de o çocuğa sadece onu öldürecek ilçesine bakıyordum. "(X)Hadi ama daha ne kadar böyle bakıcaksın? Böyle çok çirkinsin, yüzündeki kırışıklıklar belli oluyor" Ha bu çocuk bana resmen güzelsin dedi. Kendimi hemencecik toparlayıp"(Y)Seni öldürene kadar böyle bakacağına garanti veriyorum" dedin. "(X) Ya tamam özür dilerim, oldu mu? Sıra sende hadi"-"(Y)Saçmalama..." Ece bir anda bağırarak "(E)Özür dile bitsin Yağmur, nasıl olsa bir daha görmezsin."-"(Y)İyi, özür dilerim, oldu mu?"-"(X) Hem de çok güzel oldu. Ha bak sana kendimi tanıtmadım, ben Jungkook *bunu söylerken aşırı hoş bir gülüş attı*" Sanki dilim tutulmuştu, hemen kendimi toparlayıp bana uzattığı elini sıktım. Uçak geldiğinde bizi saldılar bizde bu sefer ferah bir şekilde yerimize oturduk. Sağ tarafta dörtlü koltuğun ortasındaydık. Ece'yle eşyalarımızı yerleştirirken Ece bir anda "Aa bak Jimin'ler burda" diyip el salladı. Direk elini indirip "Napıyorsun ya?"dedim. JK'ler yanımıza geldiler. JK yanımda durdu "Burası" diyip yanıma oturdu. Jimin de Ece'nin yanına... Harika, cidden harika! Hani biz bunları bir daha görmeyecektik? Ah... İnanmıyorum, inanmak istemiyorum ya! JK omzuma dokunduğunda ona hızlıca döndüm. Tam 'Ne Var?' diyecektim ki diyemedim. Bir anda burunlarımız birbirine değdi, bu çok yakındı. JK gülümsemeye başladı. "Bu an için mi bir anda döndün Yağmur?"-"Ne?! Sırf bu an için? Saçmalama, hem zaten benim tipim değilsin" diyip önüme döndüm. Uçak kalktığında karanlık basmıştı. Ben çantamı kucağıma alıp kurcalarken bir anda omzumda bir ağırlık hissettim. Yavaşça döndüğümde JK'nin omzumda uyuyakaldığını gördüm. Aman tanrım, uyurken çok tatlı ve ve ve... Ah bunu söylemek beni kendimden iğrendiriyor. Ama çok yakışıklı duruyordu. İçimde onun saçlarıyla oynama gibi bir his oluşmaya başladı, delirmiş olmalıydım...
