Bir hafta sonu kaplumbağaların yaşam yeri yani Alagadiye gidecektik. Ben daha uyanmamıştım. Normalde ben çok geç kalkan bir insan değilim ama nedense bugün uyanamadım. Annem zar zor kaldırmaya çalıştı. Kalkmayınca üstüme su döktü. Böylelikle uyanmış oldum.
Elimi yüzümü yıkadım açılmak için.Annemler çoktan bavulları hazırlamıştı. Kıyafetlerini de giymişlerdi.Sadece ben kalmıştım hazırlanmayan. Ben de üstüme şortumu ve tişörtümü giyerek dışarı çıktım. Artık Alagadiye gidip kaplumbağaları görmeye hazırdık. Arabamıza binerek yola koyulduk.
Yolda gidiyoruz. Önümüze bir kaplumbağa çıktı. O anda frene basmasaydık ölüyordu küçük kaplumbağa. Hemen arabadan indik ve kaplumbağaya baktık. İyi ki birşey olmamıştı yoksa vicdan azabından yaşayamazdım. Kaplumbağayı alıp yolun kenarına bıraktık ki araba çarpmasın. O anda anladım Alagadiye yaklaştığımızı.
Alagadi masmavi denizin ve kaplumbağaların olduğu huzur verici bir yer ve bende burda olduğum için çok mutluyum. Artık varmıştık Alagadiye. Arabadan indik. Babam arabayı park yerine çekti bizde yürümeye başladık. Denizi görür görmez hemen koştum kardeşlerimle. Çok güzeldi ve fotoğraf çekindik.
Sonra kaplumbağaları aramaya başladım ama hiçbir yerde yoktu. Hayal kırıklığına uğramıştım aslında. Neyse yemek yiyecektik. Annem çağırdı. Bizde gittik yemeğimizi yedik. Ben hamburgerle bir kutu meyve suyu içtim sonra tekrar aramaya başladım.Sadece yumurta kabukları bulmuştum.
Artık akşam olmuştu. Gitme vakti gelmişti. Eşyaları arabaya yerleştirdik. Tabi ben hayallerimi gerçekleştirmeden gidiyordum. Aslında bir tane görmüştüm ama burda görmek istemiştim. Neyse buna da şükür dedim.Ve arabayla giderken yine aynı kaplumbağayı gördük. Ben bu sefer kaplumbağayı almak istedim.
-Anne kaplumbağayı eve götürelim mi
-Olmaz kızım senin evinin olduğu gibi o küçük kaplumbağanın da bir evi var onu evinde ayırmak istemezsin öyle değil mi
- Evet anne haklısın galiba burda kalsın hadi gidelim.
Sonunda eve vardık. Yatağa gidip uyudumve rüyamda o küçük tatlı kaplumbağayı gördüm.
