Bölüm-1-

177 25 22
                                    

Ah İstanbul parası olana hovarda memleket çulsuz olana sadece çaresizlik...

Yağmurlu bir istanbul gecesi kimsesiz gece kondularda yaşayan altı çocuk;kardeş olmanın sadece kan bağı ile olmayacağını anlayan çocuklardık biz.

Tabi bu mahallede komşulukta başka. Anneler genellikle gündelik temizliğe gider eline iki kuruş geçsin namusuyla para kazansın diye , babalar inşaatta işçidir. Çalışan kısım bu mahallenin şanslıları olur. Bu mahallede para yok açlık var.

Umut sadece kalplerimizdeki son çare biz küçüğüz aklımız ermez sanıyorlar be günlükçüm. Ama çocuktum fark ettim Mertin o pastanede ki tatlıya nasıl baktığını, fark ettim Özümün okulda ki kızın çiçekli elbisesiyle gezişini boncuk gözleriyle izlediğini , fark ettim Gedizin yaralarını nasıl sakladığını nasıl Canın hoşlandığı kızdan fakir olduğu için dalga geçip rezil olduğunu çok küçük yaşta fark etmiştim.

Aramızdaki ayakları yere basan bi Ela mıydı? Yoksa o da hayatın onu kimsesiz bıraktığı için öğrettikleri miydi?

Ne çok acı vardı be İstanbul ...
Benimle birçok şeye tanıklık etmiş olan günlüğümü kapattım ve aşağıda  beni bekleyen tayfaya odaklandım.

Kapının aniden açılmasıyla ayağa fırladım beni otururken basmamalıydılar.

"Belemir allah aşkına nerde kaldın bekliyoruz."

Mertin cırlamasına altta kalamazdım

"geldik be aman"
diye geçiştirip aşağı indim.

Hepimizin aynadan bakınca gözleri parlıyordu. Altı kişininde hayali olan yerdeydik şu an üniversitedeydik. Gece kondudaki bir abimiz okumuş ve öğretmen olmuştu.

Şanslı piç.

Şimdi de mesleğini üniversite hocası olarak devam ettiriyordu.Bizim elimizden de o tutmuştu.

Ben övünerek söylemeliyim ki mimarlık okuyorum Özüm kimya mühendisi,Elamız tıp öğrencisi, Mert eczacılık ,Gediz hukuk ve grubumuzun milli hackerı Canımızda bilgisayar mühendisliği okuyacaktı.

Okulun hemen karşısında Japon restaurantının üst katını kiralamıştık. Yurttan daha yakın ve ucuzdu. İşte koskoca kampüsün önündeyiz.

İstemsizce mırıldandım çok güzel...

"Ayrılma vakti herkes kendi bölümüne"

Gediz'in bu sözü kendimize getirdi bizi son kez bakışıp ayrıldık. Gerçekten büyük bir yerdi ve umarım kaybolmazsın kızım diyerek yürüdüğüm yolda

Hobaa en son karşılaşmam gereken kişiyi gördüm ahh hadi ama gerçekten dünya bu kadar küçük mü.

Ona gözükmeden hemen dersliklere girdim ve bir sıraya oturdum. Düşündüğüm tek şey hiçbiri şeyin mahvolmamasıydı.

Yarım saatlik tanışma faslının ardından dikkatli bir şekilde çıktım ve tayfanın kantindeyiz mesajını gördüm. Yanlarına sandalye çekip ne konuştuklarını umursamadan konuya girdim.

"Gençler kahküllü burda" dedim

"Ne kahküllüsü ya biz verdik cüzdanını geri" dedi Can

"Ben şahsen cüzdan durumuna pek aydığını sanmıyorum arkadaşlar salak o kız" Ela yine mantıklı konuşmuştu.

"Neyse abicim tanımamazlığa vurcaz kendimizi bizi görmedi zaten" dedi özüm

"Ulan nasıl mortingen ettik. Gerçek bir profesyoneliz" dedi Can yaptıkları planı düşünürken

DAHA ÇOK EĞLENİCEZZZZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin