Through the wind

980 123 76
                                    

Ehe, medya!

Özgürdüm.

Uçuyordum.

Yani bisiklet üzerindeyken.

Asosyaldim evet ama bu bisiklet sürmeme engel miydi? Tabiki hayır, Kim Taehyung bu seksi vücudunu nasıl fit tutuyor sandınız? Bisiklet sürerek.

Ama yine de çelimsizdim maalesef, belki de az yediğimden. İçimden gelmiyordu, ve son olanlardan sonra yiyemezdim de zaten.

Bisikletimin pedallarını son hızda çevirmeye devam ederken cebimdeki telefon melodisiyle özgürlüğüm başıma bela oldu.

Özgürdüm evet.

Ta ki küçük kızsı bir bisiklete çarpana kadar.

Çünkü sitenin içinden geçerken çarptığım bisiklet, 2(?) metre öteye uçmuş, bende onun arkasından yere düşmüştüm.

Yanağımın taşlara sürtmesinden bahsetmiyorum bile...

"Hay, sikeyim!" Telefonum hala çalıyordu, sinirle kapatıp ayağa kalktım.

Ellerim de dahil her yerim sızlıyordu sürtünmeyle.

Elimi saçlarıma atıp birkaç saniye sakinleşmeye çalıştım. Fazla adrenalin bünyeme ağır geliyordu.

Bisiklete bakıp acınası durumuna yüzümü buruşturdum. Umarım zarar gelmemiştir.

Tanrım, birisi görmüş müydü? Eğer gördüyse sıçmıştım çünkü.

Gözlerimi kısıp her yana bakmıştım ama etrafta kimseler yoktu. En azından ben öyle sanıyordum.

Sinirle bisikletimi herkesin yaptığı gibi bodruma kilitledim. Ne yapabilirdim, güvenlikli site diye bırakmasaymış o da bisikletini. Gerizekalı bir velet gelip bana hesap soracak değildi ya. Sakinleşmeliydim, çünkü kendimi yüz kızartıcı bir suç işlemiş  gibi hissediyordum.

Sahiden de kızarmıştı yüzüm.

Aceleyle eve girip annemin evde olmamasıyla sırıttım. Bir de onun dırdırını çekemezdim zaten.

Tozlu kıyafetlerimi çıkarıp yeni aldıklarımı giyinip kendimi dışarı attım.

Nedensizce eve giresim yoktu.

Oysa dışarıda bisikletin sahibiyle karşılaşacağımı bilsem hiç çıkmazdım.

"Oh," dedim mırıldanarak. Jungkook ve kıkırdak kardeşi bisikletin başında çömelmiş, ağlıyorlardı. Tabi Jungkook ağlamıyordu. Neyse...

"Ne oldu?"

Jungkook bir eli kardeşinin sırtındayken bana döndü. "Taehyung?" dedi. "Yanağına ne oldu asıl?"

Kaşlarını çatmış uzaktan da olsa yanağımı inceliyordu. Kardeşinin ağlaması şiddetlenince bana bakmayı kesip onu kucakladı.

"Fıstığım," dedi kocaman gülümseyip. "Ağlama. Hem hiç bir sorun yok bisikletinde, hafif çizilmiş o kadar."

Kız kollarını Jungkook'un boynuna sarıp kulağına bir şeyler fısıldadı.

Ben de yanlarına yaklaşmıştım çoktan.

Kimin yaptığını bilip bilmediklerini öğrenmem gerekiyordu her ihtimale karşı.

"Bisikletin mi bozuldu küçük?" diye sordum iğneleyici bir sesle. Velet derdim de neyse.

Jungkook hala onunla sarılırken gözlerime baktı. Ah, imreniyordum. Asla bir kardeşim olsun istememiştim ama Jungkook'um olsun... Ne diyorum ben?

Find Our Way 🍷 TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin