Wafia - Heartburn
UNCHANGING PROMISE
—"Seni seviyorum."
Genç adamın fısıltısı odanın soluk, boyası dökülmüş duvarları arasında yankılandı.
"Biliyorum," diye mırıldandı kız, gülerek.
Uzanıyorlardı, gecenin en karanlık saatiydi. Öyle ki; birbirlerine sokuldukları tek yastıkta, ışık yalnızca parlayan gözlerinden yayılıyordu. Nefesleri karışırken Hermione delice bir istekle, hiç onun yüzünün ısısından mahrum kalmamayı istedi.
"Gördüğüm en güzel kitapsın Mione," dedi Draco, ufak bir kavisle dudakları iki yana kıvrılırken. Ardından başının altında olmayan diğer elini kaldırıp kızın saçlarına götürdü ve narince okşamaya başladı. "Hiç açılmamış, hiç okunmamış." diye devam etti. "Senin kapağını ilk aralayan, satırlarına canlılığı hissettiren benim."
Sanki, olmama düşüncesi bile onu mahvederdi.
"Kalbinin..." dedi acı çeken bir ifadeyle. "Kalbinin güvendiği, ait olduğu o adam olmak isterdim. Ron Weasley olmak isterdim."
Hermione gözüne tırmanan yaşları gecenin karanlığına sığdırmaya çalıştı ama Draco beş mil öteden görse, gözlerinin dolduğunu anlardı.
O hep anlardı.
"Sen benim için..." dedi yorgunca, elini onun yanağına götürüp işaret parmağıyla daireler çizmeye başlayarak. "O adamsın."
"Seni seviyorum." dedi Malfoy genci yeniden. "Bir gün veda edemeyecek kadar uzakta olursam, sadece bunu bil."
"Ölecekmişiz gibi konuşuyorsun." Öleceklerdi. Voldemort küllerini görüp ikna olmadığı sürece yakmaktan vazgeçmezdi. "Böyle söyleme. Ayrılmayacağız biz. Ayrılamayız ki." Gülümsemeye çalıştı fakat kendini buna zorlamak dahi yorucuydu.
"Söylemiyorsun." Gözlerini sıkıca yumdu sarışın olan. Ayışığı yüzüne yansıyordu, saçları ayışığından parlaktı. "Ölmeyecek olsak da, o cümleyi duymak isterdim Granger."
Hermione daha önce hiç onu sevdiğini dile getirmemişti.
Ama hissettirmişti. Çok özledim, dercesine sarılmıştı. Duyduğum en güzel melodi senin sesin, dercesine dinlemişti. Sana muhtacım, dercesine öpmüştü. Senden başkasını düşünmek bile işkence dercesine hayal kurmuştu.
Seni seviyorum der gibi bakmıştı.
"Draco..." diye fısıldadı çekingence, gözlerini kaçırıp. Kelimeler dudakları arasından çıkmaya uğraşıyordu. Birkaç saniye sonra çenesinde bir el hissetti, başını kaldırıp ona bakmak zorunda kaldı. "Seni seviyorum. Ve hep seveceğim, ne olursa olsun değişmeyecek tek yeminim bu."
Draco'nun yüzünü öyle bir ifade esir aldı ki, varlığı odanın içinde tur attı, tüylerini diken diken etti. Alnına değen öpücük onu kendine getirene kadar bakışlarını onun gözlerinden ayırmadı. "Bütün ışıkları söndür." dedi yutkunarak. "Bana böyle bakarsan hiçbirine ihtiyacım kalmayacak."
"Ölümün bizi bu kadar erken ayırma tehlikesinin olmadığı bir evrende karşılaşacaktık." Başını iki yana salladı Draco. "Neden?" dedi kendi kendine.
"Değil." Hermione ona sokulup gözlerini yumdu. "Ne zaman?"
🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unchanging promise // dramione
Fanfic"Gördüğüm en güzel kitapsın, Mione." (one shot)