ilk kıvılcım

502 13 0
                                    

Fatih ve Murat erkenden kalktılar ve okula gitmek için hazırlanıp evden çıktılar. Fatih düşünceliydi;
Murat: hayırdur yangaz Karadeniz'de babanun gemileri battida haberim mi yok?
Fatih: Ne saçmalaysun Murat.
Murat: sabah sabah şu haline bak bedenin burda ama aklın nerde kim bilir. Yoksa yine berrağı mu düşünürsun?
Fatih: Ondan başka bişey düşünmez oldum zaten.
Murat: her defasunda söyledum sağa git söyle kıza.
Fatih: söyle demesi kolay tabi o beni seviy mi bilmirım bile. Sende aşık olursun inşallah birgün anlarsun beni.
Murat: Tövbe de fatih o nasıl dua öyle ben halumden memnunum istemirım kız falan.
Fatih: He yangaz he senude göreceğuz.
Murat: Hadi çok konuşma yangaz okula geldik.
Birlikte üniversite koridorunda yürürken murat karşıya doğru bakarak sırıtır. Fatihin omzuna dokunarak; Bak yangaz seninki geliy.
Fatih: sus murat duyacak şimdi.
Murat: Buraya çağursana bi günaydun de sevduğune.
Fatih: Ula yangaz kime diyrım çağurmayacağum işte sus artık.
Murat fatihin dediğini hiç umursamadan uzaktan Berrağa el sallar.
Murat: Günaydun Berrak.
Berrak Murat ve Fatihin yanına gelir.
Berrak: Günaydın yangazlar.
Fatih kekeleyerek"Gü gü naydın Berrak "der. Fatih berrağı her gördüğünde heyecanlanır ve terlerdi.
Berrak Fatihin bu hallerini fark ediyordu ama hep görmezden geliyordu.
Murat: e nasulsun berrak.
Berrak: iyiyim çok şükür. Aslında heyecanlıyımda bayaa çünkü bugün kuzenim Nazar gelecek. İzmirden buraya taşındılar. Üstelik bu okulda okuyacak bu yüzden çok mutluyum.
Murat: sevindik senun aduna.
Berrak: peki siz nasılsınız yangazlar?
Murat:valla nasul olalum sınavlar, notlar bayaa yorulduk. Yangazumun derdi başka tabiki.
Berrak: Noldu ki ne derdi? Önemli bişey yoktur inşallah.
Fatih: yok yaa ne derdu olacak. Murat yine saçmalay işte. Bunun üzerine Berrak gülmeye başladı. Berrak gülerken Fatih hayranlıkla ona bakıyordu. Berrak ve Fatih göz göze gelince biranda sessizlik oldu.Murat biranda sesini yükselterek sessizliği bozdu; Aa nasulda unuttum benum almam gereken çok önemli notlarum var. Gitmek zorundayum kusura bakmayun. Dedikten sonra sırıtarak ordan hızla uzaklaştı. Aslında muratın amacı ikisini başbaşa bırakmaktı. Fatih Berrakla yalnız kalınca daha çok heyecanlandı. Birlikte konuşarak sınıfa doğru gittiler.
               -ertesi gün-
Bugün Muratın tembelliği tutmuştu ve ilk derse girmemişti. Ama Fatih tam saatinde okuldaydı. Hava sağnak yağışlıydı. Nazarın da okuldaki ilk günüydü. Nazar otobüsten indi ve tam adımını atacakken Muratın arabası yerdeki şu birikintisini nazarın üstüne ıslatmıştı ve nazarın üstü sırıl sıklam olmuştu. Murat hiçbir şeyin farkında değildi bile. Sakince arabasından indi. Nazar sinirli bi şekilde;
Nazar: yavaş be yavaş şu halime bak mahvettin üstümü.
Murat: bana mı dedun?
Nazar: Burda senden başka araba kullanan var mı bak bakalım.
Murat: ya ne disın Allah aşkına hiç uğraşamam senunle. Der ve eliyle nazarı hafif iterek yoluna devam eder.
Nazar: yaa kime diyorum. Şu halime bak bi özür dileseydin bari.
Murat: suçlu ben miyum yani önüne baksaydun sende madem araba geliy ne diye önüne atlaysun.
Nazar: Bana bak çocuk haddini bil.
Murat: Bilmezsem nolur. Ne yaparsun söyle bakalum.
Nazar: Neyse seninle hiç uğraşamayacağım bugün okuldaki ilk günüm moralimi bozamam.
Murat: yeni olduğun belli.
Nazar: tövbe tövbe çattık yaa.
İkiside sinirli bi şekilde uzaklaştılar.
Nazar Berrağın yanına geldi;
Berrak: aman allahım bu üstünün hali ne düştün mü yoksa.
Nazar:yok düşmedim ama az önce manyağın birisi arabasıyla üstümü ıslattı. Beni sinirlendiren ıslatması değildi zaten bi özür bile dilemedi. Bide beni azarladı.
Berrak: yaa canın benim çok üzüldüm kim bu?
Nazar: ne bileyim berrak tanımıyorum kimseyi burda. Ama inşallah bi daha karşılaşmayız.
Berrak: Hasta olacaksın hadi eve gidelim.
Nazar: Bencede zaten bu sinirle derse falan giremem.

Sonsuz aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin