Merhabalaaar! Nasılsınız? Iyi misiniz?
Sizlere farklı bir şeyler sunmak istiyorduk ve ilk adımı attık. Okuduğumuz kitapların yazarları gözünden nasıl durduğunu, yazanların kimler olduğunu ve dahasını okumak için doğru adrestesiniz:)
Sevgili AnitaFelipova bizi kırmayarak ilk röportajımıza katıldı. Kendisine buradan sevgilerimizi ve saygılarımızı fırltıyoruz. (Üslubumuz biraz farklı gelebilir, umarım yanlış anlaşılmaz;))
Başlayalım o zaman👇:
-Öncelikle nasılsınız?
-Teşekkür ederim, uzun bir tatili geride bırakıp iş hayatına adapte olmaya çalışıyorum (:
-Çok zor olmalı. Hele rahatlığa alıştıktan sonra..Birinci sorumuz şudur efendim. Boya ve Halvet kitaplarının yazarı Anita kimdir? Gerçek hayatta nasıl biridir?
-Aslında bu kadar uzun tatillerin olmasını çok doğru bulmuyorum,
tembelliğe alıştıktan sonra çalışmak her insan için zor.(Küçük bir düzeltme ricası...)
-O zaman sorumuzu düzeltiyoruz. Boya ve Halvet kitaplarını yazan Anita kimdir, nasıl biridir?
-Anita kimdir, görebileceğiniz en "cool" olmayan, tanıştıktan bir saat sonra kırk yıllık ahbap olabileceğin sıcakkanlılıkta bir insandır. Gezmeyi, gülmeyi konuşmayı çok sever. O yüzden sık sık çenem düşüktür derim.
27 yaşındayım. İzmir'de yaşıyorum. Aslen Bulgaristan göçmeniyim. Aslında adım Ayşe ama Anita, Bulgaristan hükümetince tarafıma verilmiş bir isim. Yani aslında hem bana ait değil hem de benim. Anita dendiğinde de yadırgamıyorum.
-Sıcakkanlılığınız bize de geçti:) Ikinci sorumuz ise şöyledir; Yazdığınız kurgu nerede, nasıl aklınıza geldi? Ilk aklınıza gelen kısmı şu anda var olan konumu ile bağdaştırılabilir mi?
-Çello çalan kadın ve resim yapan erkek, Boran Kuzum'un bir dergi çekimi için verdiği pozlardan esinlenilerek düşündüğüm bir şey.
Ama bu kadarla bitmiyor. Yani çıkış noktası bu sadece. Bir hikaye nasıl yazılır, kurgu nasıl oluşturulur, oturulur bir plan mı çıkarılır, şema mı yapılır, inan ki bilmiyorum.
Ben disiplinli biriyim. Yazacağım her şey üç beş hafta öncesinden tasarlamışımdır. Ama ne Boya ne de Halvet böyle bir hikayeydi. Tabiri caizse iki hikayede de ilk 5-6 bölümden sonra tasarlanmış bir kurgu var. "Kervanı yolda düzmek" deyiminin karşılığı bu.
Tabii plansız gittiğimi de söyleyemem. Örneğin Boya başladığında aldığım eleştiriler ve şimdikiler çok farklı. Başladığım zaman ana kadın karaktere yönelen oklar vardı. Finale gelirken o oklar yere indirildi. Zayıf görünen kadın, tek başına ancak güçlü insanların yapabileceği şeyler yaptı. Bu ilk günden beri aklımda mıydı, hayır. Ama 5-6. bölüm dolaylarından beri belliydi. Boya bir hevesle başlayıp heyecan ve disiplinle devam etti. Yoksa her hafta, bazen haftada iki kez bölüm yazamazdım zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HiLeon Röportajları
FanfictionHeyecanla okuduğunuz kitapların iç yüzünü yazarlardan okumak isteyen?