HiLeon Röportajları

#Zeva @BelkiBuGece

Merhaba! Bugün Amazonlu Smyrna ve Elektid'li These'nin çekişmesini bize sunan #Zeva 'nın yazarı @BelkiBuGece  ile birlikteyiz.

Sizi daha fazla bekletmeden sorulara geçelim. :) Ah ondan önce söyleyelim, kalbinize dikkat edin, yazar hanımcığımız kalbinizde deprem etkisi yaratacak spoilerler verdi ;)

 - Merhaba , Hakmelist bugün nasılsın?  

  +Çok iyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?  

-Biz de çok iyiyiz. Hikaye ile ilgili sorularımıza geçmeden önce seni tanıyabilir miyiz, şöyle genel olarak.

+Cevap vermesi en zor soru bu sanırım. :) Kısaca cevap vereyim. 20 yaşındayım, Ankara'da yaşıyorum ve hukuk okuyorum. Uzun uzun konuşmayı ve uzun uzun yazmayı severim, sizi çok yormamayı umuyorum ama bugün. :)

-Sen yazdığın sürece biz yorulmayız, her anlamda-konuda yazdıkların için de geçerli bu. :) Öncelikle ilk sorumuz klasik bir soru olacak, Zeva'yı yazmaya nasıl karar verdiniz? Bu kitabı yazmaya sizi iten ne?

+Hahaha çok incesiniz. :) Bu sorunun cevabı çok net aslında, HiLeon. Leon'un, These ve Smyrna'nin öyküsünü Hilal'e anlattığı o efsane pansuman sahnesi, birçok kişi için olduğu gibi benim için de unutulmaz bir sahne. Defalarca kez izlememe rağmen, her izleyişimde ilk seferinde olduğu gibi heyecanlanıyorum açıkçası. :) O sahnenin bende uyandırdığı hisleri anlatma ve HiLeon'u (elimden geldiği ölçüde) o öykünün içinde bulma, yaşatma arzusuyla yazmaya başladım. Doğrusunu isterseniz başta çok tereddüt etmiştim çünkü o ruhu ve enerjiyi yakalayıp yakalayamayacağımdan emin olamıyordum. Kurguyu geçen yıl Ağustos'ta yapmış olmamıza rağmen ilk bölümü atmam aylar sürdü dolayısıyla. "Olmamız" diyorum çünkü hikayenin yazımından paylaşılmasına her aşamasında, yakın arkadaşlarımın inanılmaz desteği olmasa sanırım asla paylaşmaya cesaret edemezdim. Bu vesileyle onlara da tekrar teşekkür etmiş olayım izninizle. Feyza, Zeynep, Hilal, Sena ve Fira'nın desteklerini unutmam mümkün değil. Televizyondan akrabalarıma selam gönderir gibi hissettim biraz ama... Hahhashha :)

İlk olarak aklımda yalnızca bir dans sahnesi belirdi. Sanırım birkaç bölüm sonra göreceğiniz o sahne benim These ve Smyrna için gözümde canlandırdığım ilk sahne. Sonrasında da Amazon kentine Smyrna isminin verilmesi ile alakalı bir replik geldi aklıma. "Bu şehre her baktığında dudaklarından benim adım dökülecek. Senin cehennemin de bu olacak These." Ondan sonra yazmaya başladım. Biraz spoiler vermiş bulundum sanırım.

-Çok uzun bir yolculuktan gelmişsiniz anlaşılan. :) İyi ki de gelmişsiniz. Ah ve spoilerınız, böyle spoilerlara aşığız doğrusu, sevdik bunu. :) Bizi güzel şeylerin beklediğini anlıyoruz ve bunun için çok heyecanlıyız.

İkinci sorumuz ise şu sevgili Hakmelist, bu hikayede insanlara ne katmayı amaçlıyorsunuz? İnsanlarda bir farkındalık yaratma gibi bir düşünceniz var mı? Ya da onlara sunulan ana düşünce ne de diyebiliriz.

+Öncelikle kesinlikle kendimde "okuru eğitme" haddini ve yetkisini bulmuyorum. Ancak okuduğumuz ve izlediğimiz her şeyin hayatımıza bir noktada dokunduğu kanaatindeyim. Bu sebeple elimden geldiğince doğru olduğuna inandığım bazı fikirleri paylaşmaya çalışıyorum. Öte yandan toz pembe bir evren çizmeye çalıştığım da söylenemez, hatta sık sık çeşitli uzuvların koptuğu bir hikaye olduğu göz önünde bulunursa daha çok kızıl bir evren diyebiliriz sanırım hahahah. Örneğin Smyrna ele alındığında, kadının toplumdaki bireysel varlığı ve yeri bağlamında günümüzde dahi hala karşı karşıya geldiğimiz sorunların yansımalarını ve cevaplarını doğru bir biçimde yansıtmaya çabalıyorum.