0.1

10 5 0
                                    

"Bak Betty, belki de kafandaki mükemmel anne siluetine uygun değilimdir ama doğduğundan beri elimden gelenin fazlasını yapmaya çalıştım."

Gözlerini silerken elindeki minik mor çiçeklerle süslenmiş tokayı saçıma takıyordu.

"Lütfen.. lütfen kendine zarar verecek her şeyden ben yanında değilken uzak dur. Seni seviyorum"

Alnıma bir öpücük kondurdu ve köstekli saatimi eline alıp bir süre göz gezdirdi.

Annem odamı terkederken yarım saat sonra köstekli saatimin çıkardığı "çın"
sesiyle uyanacağımı bildiğimden derin bir uykuya dalmamayı diliyordum.

Çünkü ne zaman çınlasa korkardım.

Babamın bizi terketmesinin üzerinden 5 yıl geçmiş ve henüz 7 yaşında olmama rağmen birçok şeyi idrak edebilen bir kızdım. Eğer onu görseydim, ondan yalnızca nefret ettiğimi söylerdim.

Saatimin sesine uyandığımda annemin yanına gitmek istedim. Koridorun bir ucunda benim odam diğer ucunda yatak odası vardı. Yavaş adımlarla gidip annemin önüne kıvrılıp onu seyretmeye başladım.

Yüzü ay gibiydi.

"Seni o kadar çok seviyorum ki, ay battığında ve gitmeni söylediğimde bile yanımda ol ve beni unutma istiyorum anne."

Gözlerime bir anda giren ağrıyı anneme bakarken bir kuvvetin beni geriye doğru itmesi takip etti.

Annemi uyandırmak istemedim ve yavaşça kalkıp odama gittim. Köstekli saatimi bunun çınlamaması için ayarı yok mu diye bakma rutinimi gerçekleştirmek için elime aldım.

O ses sinirlerimi bozuyordu ve elime aldığım an tekrardan çınladı. Sıçramıştım.

Sinirle tekrar elime aldığımda saat bir anda yanmaya başladı. Alevler içinde yanıyordu. Kendimden uzağa fırlatıp anneme bağırdığımda bir anda uyanıp gelmişti.

Saatin alev almasından çok bana bakıyordu. Ben alevlere ağlarken o
"Sen kimsin çabuk evimden git"
diyerek bana bağırıyordu.

"Kızınım senin. Küçük Betty anne."

Boş bakışların üzerimde olduğunu biliyordum ama ağlıyordum. Çünkü bir şeyler fazla ters gidiyordu.

Korkmuştu. "Ben evli bile değilim ne çocuğu?"

Annem, kendinden başka kimsem olmayan annem beni tanımıyor ve evden gitmemi istiyordu.

Saatim alevler içinde eriyerek kaybolmuştu. Neden böyle olduğu hakkında ufak bir fikrim yoktu.
Neden annemin beni tanımadığını da bilmiyordum.

Rüya değildi, keşke olsaydı.

Muhtemelen delirmiştim.

Black SwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin