Onu hep bir kiraza benzetti yerim.
yarattığı meyvelerden en sevdiği,
işte ona benzetti dilrubasını.
sevdi uzaktan,
gözleriyle okşadı saçlarını,
gözleriyle öptü o kiraz dudaklarını,
sadece izledi onu.
tanrı olmak için fazla şapşal olan,
sevmeye devam etti.yarın evinin çatı katına
çık.neden?
yanıma istiyorum seni.
Sooyoung öleceğinden habersiz,
mutlu oldu.
Salak şey,
hiç düşünmedi çatıdan yanına onu nasıl alacağını.
Yerim bir insan eksilse dünyada sorun olmaz dedi.
Sevmeye devam etti.O gün akşam o eve biri girdi.
Tık tık tık.
Kapı çalıyor.
Koştu Sooyoung kapıya,
onu Yerim sandı.
Yönünü kaybetmiş olan yabancıya, Wendy'ye sarıldı.Ben yolu soracaktım.
Bu sensin! En sonunda geldin.
Çok sıkıca sarıldı ona,
Wendy'nin itirazını dinlemedi.
Yerim sinirlendi.
Sooyoung onu o sanamazdı.
Yuvarladı Sooyoung'ın biricik piyanosunu Wendy'nin üstüne.
Fırlattı mutfaktaki tüm bıçakları, döktü üstüne kızgın yağları.
Düşünemedi Sooyoung'ın görebileceğini.
Sooyoung şapşal, şapşal ama o gün anladı.
O tanrıyı sevdi.
Aldı telefonunu eline,
tuşladı,
tak tak tak.Seni seviyorum.
Gözyaşları telefonuna düştü.