Dersliğin kapısını açtım ve aceleci adımlarla en öne oturup yanıma gelmesini bekledim. En arkada sunum hazırlıyordu ve şimdi beni incelediğine emindim.
"Evet?" dedi arkamdan seslenerek. Kafamı ona çevirmemek için zor durdum.
"Söylediğinizde ciddi miydiniz?" dedim hala kafamı çevirmeden. "Yeteneğim konusunda?"
"Neden ciddi olmayayım?"
"Beni daha önceden görmediniz bile." dediğimde tekrardan konuştu.
"Evet, görmek istemedim."
"Diğer hayatınızı gördüğüm için mi?"
"Hayır." dedikten kısa bir süre sonra devam etti. "Mesele o değil."
Başımı eğip cevap veremediğimde tekrar konuştu.
"Atomu parçalamamı, hızımı alamayıp sana her şeyi söylememi mi istiyorsun?" Başımı iki yana salladım.
"Fizyoloji hariç her şey yalan söyler. Herkes yalan söyler." Hemen yanımdaki koltuğa oturduğunda ona tam anlamıyla döndüm. "Bana ne söylemeye çalışıyorsun?"
"Bir şey söylemeye çalışmıyorum."
"Dene." dediğimde derin bir nefes verdi.
"Neden deneyeyim?"
"Daha önce derste söylediğiniz şey yüzünden, bana bir şeyler söylemek istediğinizi düşünüyorum." cevap vermeyecek gibi görünüyordu.
"Gitmeni istiyorum." dedi dirseklerini dizine yaslayıp bana doğru eğilirken. Elleriyle yüzünü kapattı ve yorgun bir nefes aldı. "Hemen şimdi." Ona bakmaya devam ederken konuştu.
"Çok ciddiyim. Git. Gitmen gerekiyor." Koltuktan hızla kalktım ve kapıya yaklaştım. Kapıyı sertçe açıp kapatırken beni izlediğini biliyordum. Onun sergideki kitabını aldım ve geri dersliğe girdim.
Hala aynı yerde oturmuş gelmemi bekliyordu. Oraya tekrardan döneceğimi biliyordu çünkü çantamı almamıştım. Kitabı ona uzattım ve konuştum. "Bunu imzalamanızı istiyorum."
"Kesinlikle olmaz." dedi başını iki yana sallarken.
"İmzalamanı istiyorum." bu sefer ona daha samimi yaklaşıp kitabı tekrar ona uzattım.
"Bak, abartmak istemiyorum ama romandaki buradan biri değildi."
"Abartıyorsun." kaşlarımı kaldırdığımda bana aynı şekilde baktı. "Roman iyi ve benim umrumda olan bu, kimin için yazıldığı değil." Kaşlarını kaldırıp bana baktı.
"Bu romanı aşka inandığın için mi yoksa insanların bunu istediğini bildiğin için mi yazdın?" dediğimde verecek bir cevap bulamadığını gözlerinden anlamıştım. Kitabı kürsüye koyduktan sonra ona tekrardan yaklaştım.
"En son ne zaman birisi sana dahi olduğunu söyledi?" o gün derslikte bana yaptığı gibi onun üzerine eğildim ama aramızdaki tek fark o benim gözlerime çekinmeden bakıyordu.
"Bu konuşma burada bitiyor." dedi kafasını eğip. Konuşmak istemediği belliydi ama ben konuşmak istiyordum.
Pek emin olamasam da parmaklarımı çenesine koyup kafasını kaldırdım.
"Bir kahve içmek istiyorum." dediğimde kaşlarını tekrardan kaldırdı. Mimiklerde bir usta olduğu kesindi.
"Artık yapmadığım bazı şeyler var." dedi gözlerini tekrardan gözlerime getirip. "Bu da o şeylerin başında geliyor." Onun üzerine eğilmeyi bıraktım ve hemen yanımdaki çantamı alıp tekrar ona baktım.
"Yakında görüşeceğimizi biliyorum." dedikten sonra derslikten çıktığımda en son duyduğum şey onun gülüşüydü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-
İLGİ OLUŞTU VE BEN BUNDAN ÇOK MUTLUYUM UMARIM İYİ GİDİYORDUR