Yoongi:
-Sor Jennie. Her şeyi cevaplıyacağım.
Jennie:
-Beni hâlâ seviyor musun?
Gülümsedi. Derin bir iç çekti ve gökyüzüne baktı sonra tekrar gülümsedi. Gözlerime baktı ve...
Yoongi:
-Ilk gün ki gibi... Hatta daha fazla.
Verdiği cevapla ben de g...
Y:Lisa unnie bu Idol Dergisi için çekildiğiniz mi.
Lalice :@Y Hayır canım bu Maknea Lisa dergisi için sjsjsj.
BayanRose:Lisaaaa!!Bu ne lannn!!!
Chimchim :Yine yakışıklı çıkmışım.
BayanRose:Lisa şunu kaldır!!!
Lalice :Ne var Rose Jimin'den hoşlanıyorsun. Utangaçlığından da söyleyemiyosun ne yapim bende böyle bir yol buldum.
BayanRose:Ahhhh Lisa sana kimseye söyleme dedim ben.
Chimchim :Bir dakika Rose benden mi hoşlanıyorsun. Ciddimisin 😁😂
Lalice :Oppa sakın Rose la dalga geçme. O seni gerçekten seviyor. . . BayanRose, Chimchim Dm
Chimchim : Rose o kadar mutlu oldum ki. Ödül aldığımız da hissettiğim mutluluktan daha mutluyum. Lütfen bana cevap ver ve en kısa zamanda buluşalım. Lütfen Rose. Seni seviyorum Park Chaeyoung. Seni seviyorum...
🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸
Yazardan:
Chaeyoung Lisa'ya o kadar sinirliydi ki Lisa'yı öldüresiye dövmek istiyordu. Ama Lisa unnieleriyle birlikte dolaşmaya çıkmıştı. Rose da biraz gitar ve vokal çalışmak için evde kalmıştı.
Rose gitarını yatağına bırakıp bisey ler atıştırmak için mutfağa indi. Ekmek kızartıp yiyeceği sirada kapı çaldı. Rose kızlar geldi diye düşünerek ağzında ekmek üstünde sincaplı pijamalarıyla kapıyı açtı.
Rose: -Lisa seni gebertece-- Jimin.
Jimin: -Selam Chaeyoung.
Rose: -Senin b-burda n-ne işin var?
Jimin: -Mesajımı görmedin bende eve gelmek zorunda kaldım.
Rose: -Immm olmaz ben yatacaktım zaten. Sen git sonra konuşuruz.
Chaeyoung tam kapıyı kapatacakken Jimin kapıyı tuttu ve içeri girdi.
Jimin: -Çok kabasın Chae. Evine gelen birini böyle kovuyor musun? Hem ben öyle sıradan biri de değilim. Yakışıklı, kaslı, se--
Rose eliyle Jimin'in ağzını kapatıp: -Yeter sus artık egonu dinlemek istemiyorum.
Rose o sırada Jimin'e ne kadar yakın olduğunu fark etti. Jimin'in ağzını eliyle kapatmıştı ve parmak uçlarıyla da kendini hafif yukarı kaldırmıştı.
Rose Jimin'i izlemeye başladı. Gözleri, pürüzsüz teni, kasları, saçları, her şeyiyle mükemmel olan çocuğa aşık olmaması mümkün değildi zaten.
Jimin: -Bono ozolomon bottoyso oğozomo oç do nofos olom. (Beni izlemen bittiyse ağzımı aç da nefes alim)
Rose: -Hı anlamadım. Ne dedin.
Jimin Rose'ın elini tutup ağzından indirdi. Elini kızın beline dolayıp onu kendine çekti.
Jimin: -Nefesimi kesiyorsun Park Chaeyoung.
Chaeyoung donup kalmıştı. Sevdiği çocuğun böyle bir şey söylemesi onu çok heyecanlandırmıştı.
Rose: -Sende kalbimi hızlandırıyorsun Park Jimin. Jimin sevdiği kızın kendini sevdiğini biliyordu ama bunu ondan duymak ayrı bir güzeldi.
Jimin sevdiği kıza daha çok yaklaştı ve izin alır gibi kızın gözlerinin içine baktı. Chaeyoung Jimin'in onu öpeceğini anlamıştı. Kısa bir süre düşündü. Jimin'in onu öpmesini istiyor muydu? Evet. Peki öpmesine izin verecek miydi? Kesinlikle.
Chaeyoung hiç birşey demeden dudaklarını Jimin'in dudağıyla birleştirdi. Jimin bunu beklemediği için bir an duraksadı. Ama sonra sevdiği kızın onu şuan öptüğünü farkketti. Ve kalbi sanki içinden çıkacakmış gibi atmaya başladı.
Rose'un dudakları hareketsiz bir şekilde duruyordu. Çünkü Rose daha önce hiç öpüşmediği için öpüşmeyi bilmiyordu. Bir an ne yaptığını anladı ve o utangaç tarafı ortaya çıktı. Jimin den hızla ayrılıp yukarı odasına doğru koştu.
Jimin derin bir nefes alıp Chaeyoung'un peşinden yukarı çıktı. Sesleri takip ederek Chaeyoung'un odasına gitti. Odanın içinde "Ahhhhh Chae resmen öptün çocuğu. Ahhhhh!"diye zıplayan bir sincap görmeyi beklemiyordu.
Jimin bir kahkaha attı ve Chaeyoung'u kolundan tutup yatağa yatırdı. Kendi de yatağa girip yattı. Yorganı üstüne çektikten sonra Chaeyoung'a sımsıkı sarıldı.
Rose: -J-Jimin sen git-medim mi?
Jimin: -Nereye gidim kızım bu saatte. Hem kendimi çok yorgun hissediyorum. Uyuyalım hadi.
