Karpençe uyandı.Güneş in doğmak üzere olduğunu gördü."Fırçakuyruk sen yanına yastıkpati ve ışıkyaprakı alıp ava çık ışıkyaprak çırağını da alsın.Sonra "Kırmızıkulak, kirazpatiyi de al devriyeye çıkıcaz"sonra kendi çırağına seslendi "Menekşepatiiiii" dişi çırak koşarak geldi yeşil gözleri dolunay kadar açıktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hadi devriyeye çıkalım" dedi karpençe arkadan çalıpençe nin onları takip ettiğini gördü. "Bir sorunmu var çalıpençe?" "Bir sorun yok aslında size katılabilirmiyim diye sorcaktım?" "Ee peki sorun olmaz zaten savaştan sonra herkes gergin kalabalık dolaşmamız iyi olur."5 kedi yavaşça yürümeye başladı.Sınıra vardıklarında karpençe kuyruğuyla işaret verdi, kırmızıkulak ve çalıpençe hemen öne çıkıp koku izlerini tazelediler.Menekşepati "Karpençe, kırmızıkulak ve çalıpençe ne yapıyorlar?"Bu soruyu karpençe yerine çırak kirazpati yanıtladı."koku izlerini tazeliyorlar bu sayede düşmanlar sınırı geçemez" Menekşepati yere çömeldi "sınırı geçen tüm düşman kedilerini böyle parçalıycam" sonra kuru bir yaprağı pençeleriyle parçalamaya başladı. Kirazpati dalga geçti "aa yeter ama menekşepati bak zavallı savaşçının her yeri her yerde" sonra kahkalarla gülmeye başladı.😹😹😹😹 Menekşepati sinirle"eğer gülmeyi kesmessen senide bu yaprak gibi parçalarım😾😾😾" dedi. Kirazpati önce durdu,sonra yine kahkahalara boğuldu"hani o bir düşman savaşçısıydı" iki kedinin bu dalaşması karpençeye kendisiyle gölgeçiçeğini hatırlattı.O zamanlar karpati ve gölgepatiydi isimleri.Sonra yanına gelen kırmızıkulak ve çalıpatiyi gördü.Kırmızıkulak miyavladı "karpenće seninle acilen birşey konuşmalıyız" . Çalıpenće söz aldı" gelincik zirvesi...gelincik zirvesinde güneşlenen 3 tane yılan var." "Ne?" dedi Karpençe "gelincik zirvesinde... Hemen gidip bakalım" 5 kedi koşarak gelincik zirvesine çıktı. "Ulu yıldız kabilesi!" Diye bağırdı kirazpati.Karpençe gözlerine inanamıyordu 3 adet ince yeşil yılan gelincik zirvesindeki tasların üstünde miskin miskin uzanıyordu.
