Başlangıçlar. Küçük başlangıçlar, merhabalar, ilk bakışlar, görüşler, tebessümler, heyecanlar. 9'un başında hissettiklerim bu duygu seremonisinden başka bir şey olamazdı. Sınıf kapısına ilk girdiğimde düşündüğüm ilk şey "Bu kadar çok kafa, nasıl kaynaşacağım ben bunlarla?" olmuştu. Sen de bu kafalardan biriydin. Öyle çok hatırlamamakla birlikte sadece çaprazıma kurulmuş, arada gözümün kaydığı biri olarak hatırlıyorum seni. Kısmen hatıralar kafamda canlanıyor ancak çok bulanıklar. Sen söylersin, ben pek hatırlamam senin yalancınım; şimşek çaktığında ya da gök gürlediğinde sana sarılırmışım. Bu bile bir adımdı bizim için. Hatırladığım bir diğer şeyse yine çok net olmamakla birlikte, en arkada otururken göremediğim tahtayı görmek adına senin yanına geçerdim. Duvar kenarı ikinci sıra. Beni hep duvar kenarına atardın, bahanende şuydu oradan hiçbir şey görünmüyor. Ben de biliyorum görünmediğini lâkin ısrarla duvar kenarında oturtulmama ve hiçbir görmeme rağmen senden ayrılmadım. Voaah bak bu da ikinci adım. Peşi sıra gelecek hepsi merak etme. Sana dört yılımı verdim ben ey çocuk. Farkında olmadan yıllarıma konuşlanmışsın. Sadece bunu anlamam için biraz zaman gerekiyordu. 4 yıllık bir zaman...