SECRETS

3

Herifler gittiğinden beri yerde öylece oturuyordum. Ne günah işlemiştim de bunlar benim başıma geliyordu Tanrım. Biran önce Sehun'u bulup eve gitmem gerekiyordu ama ondan önce o şerefsizi bulduğum yerde pataklayacaktım. Yerden kalkarak bara girdim. Kim bilir nerede ne yapıyordu şerefsiz. İçeri girince birkaç kişi gözlerini dikip bana baktı ama aldırmadan barmenin yanına doğru adımladım.

"Dostum, buranın başka çıkış kapısı var mı?"

"Hayır yok sadece bir kapı var."

"Peki, şu kapı nereye gidiyor?" Elimle arka tarafta ki kapıyı gösterdim.

"Pansiyonlara açılıyor neden s- hey dostum içeceğin parasını ödemedin!"

"Bekle biraz bir yere kaçmıyoruz!"

Hızlı adımlar ile pansiyonların olduğu yere doğru yürüdüm. Kapıyı açınca karşıma kırmızı led ışıklar ile donatılmış bir koridor çıktı. Kapının hemen arka tarafında esmer bir adam vardı. Sanırım koruma gibi bir şeydi.

"Merhaba dostum. Eh şey, sarışın uzun boylu bir adam buraya girdi mi acaba? Yanında aynı boylarda esmer bir adam da olması lazım."

"İki adam şu odaya girdi ama tarif ettiğin kişiler mi bilmiyorum. Neden sordun?" Hayır yani neden sorduğumu ne yapacaktı ki?

"Hangi oda demiştin?"

"Neden sorduğunu sordum?" İnatçı domuz.

"Sarışın olan benim arkadaşım tamam mı? Onu bulmam lazım."

"Arkadaşı olduğuna emin misin? Yani seninle arkadaş olacak bir tipe benzemiyordu da." Baştan aşağı beni süzerek söyledi bunları.
Tanrım, kafasına bir tane geçirmek istiyorum tam da şuan.

"Arkadaşım diyorum be! Hangi oda söyle şimdi." Omuzlarını silkti.

"Sen öyle diyorsan. Koridorun solunda sondan ikinci oda."

Hızlıca dediği odaya doğru yürüdüm ve kapıyı hışımla açtım. İçerisi karanlıktı, odayı aydınlatan tek şey, odanın içerisindeki başka bir kapıdan yayılan ışıktı, sanırım orası banyoydu. Odanın içerisine girip yatağın bulunduğu yere doğru yürüdüm. Yatakta biri vardı, sessizce yanına yaklaştım. Yorganı kafasına kadar çekmiş, ayakları açıkta kalmış biri uyuyordu. Yorganı sakince kafasından çektim ve nefret ettiğim o yüzü gördüm. Ben orada psikopat adamlar ile cebelleşeyim beyefendi burada uyusun ne güzel be!

Elimle bir tane yüzüne geçirdim. Sıçrayarak yataktan kafasını kaldırıp bağırmaya başladı. Üstü çıplaktı.

"Noluyor lan? Sen kimsin?!"

"Azrail'in gerizekalı! Burada ne halt yiyorsun sen?!" Elleri ile gözlerini ovuşturdu.

"Baekhyun, sen misin?"

"Evet benim! Burada ne halt ettiğini sordum sana!"

"Tamam da balım neden uyuyan adama tokat atıyorsun manyak mısın be!" Bir de neden diye soruyordu. Bir de neden diye soruyordu Tanrım! Kolundan tutup yataktan kaldırmaya çalıştım.

"Daha beterini yapmadığıma şükret! Halk hadi gidiyoruz."

"Dur, dur nereye gidiyoruz? Baekhyun Tanrı aşkına bir dur!" Yataktan kalkıp saçlarını karıştırdı. Altında sadece boxer vardı.

"Hem beni buraya getiriyorsun hem de beni yalnız bırakıp gelip burada uyuyorsun Sehun. Sen yokken neler oldu haberin var mı?" Öylece durmuş beni dinliyordu, yüzüne bir tane geçirmek istedim ama kendimi tuttum.