Sil Baştan

260 21 5
                                    

Ya anasını satayım zaten 8 saat bir ton embesille aynı odanın içinde oturup ders dinlemek yeterince zor değilmiş gibi bir de öğretmenlerin tribini çekiyoruz. Neymiş efendim bir günde 20 sınıfın dersine giriyormuş da, biz sadece oturup dinliyormuşuz da, o anlatıp, boğaz patlatıyormuş. Pardon da 2000 küsür maaşı da ben almıyorum, bir zahmet anlatıver. Maaşlı çalışıyorsun lan sen, girdiğin her ders başına para alıyorsun ne bu afra tafra? babasının hayrına öğretiyormuş gibi. Bide ben sizi susturmak zorunda değilim var. Eğer sen bizi susturmak zorunda olmasaydın, 4-5 öğretmene çektirirlerdi müfredattaki konuların konu anlatımını, açardık, izlerdik derste. Sizi de buralara kadar yormazdık ama maalesef ki işler öyle yürümüyor. Hem 30 küsür insanı aynı odanın içine tıkıp da put gibi oturmalarını beklemek nasıl bir kafa yapısıdır? Yaşla alakası yok. Sen, küçücük çocukları da, 17lik ergenleri de, 40lık yetişkinleri de, 70lik yaşlıları da aynı şekilde göt kadar bir odaya doldursan sessiz durduramazsın. Dışarıda hava 40 derece, rüzgar bile melodiyle esiyor be! Sen hala beni oturtmuşsun bana hücre bölünmesi anlatıyorsun, trigonometri anlatıyorsun, İstanbul'un fethini anlatıyorsun. Sonra sessiz ol, dersi takip et! Zaten size her şey serbest. İstediğinizi giyiyorsunuz, istediğiniz zaman çay, kahve içiyorsunuz, kaptan köşkü gibi öğretmenler odanız var, tuvaletleriniz tertemiz. Canın ders işlemek istemezse test dağıtıyorsun, açtırıyorsun konuyu birine okutturup, geçiyorsun ya da iki üç cümleyle üstün körü anlatıp, geçiyorsun. Sonuçta konuyu öğrenmeye çalışıp beyni sikilenler bizleriz dimi, sana ne? Evde kocana, çocuğuna kızıp gelip hıncını bizden çıkartıyorsun. Her gün her gün ödev derdin yok, sınav/sözlü derdin yok, ergenlik problemlerin yok, aile baskısı yok, Lys derdin yok, zaten hayatını az çok kurmuşsun gelecek derdin de yok. Daha neyin tafrasını yapıyorsun sen bize? Zaten hayatımız yeterince zor. Hem belki bağırmak, hakaret etmek ya da düşük notla tehdit etmek yerine arkadaş olmaya, en azından iyi geçinmeye çalışsan belki bizim için de, sizin için de her şey daha kolay olabilir. Hem insanlarla uğraşmaktan bu kadar nefret ediyorsan ne bok yemeye öğretmen ki sen? O, seni o kadar yaşıtının içinde azarlasın, hakaret etsin, küçük düşürsün, hatta vursun. Sen ona karşı ağzını açtığın anda yallah disipline. Sonra kınama cezası, uzaklaştırma cezası hangisini beğenirsen. Sonra yeni nesil neden bu kadar saygısız? neden bu kadar mutsuz? neden bu kadar depresif? neden bu kadar sinirli? Ananın amı için canım, oldu mu!

 

tumblr’ı açtığımda direk karşıma çıkan şey buydu.Belki de bugünü kısaca anlatan bir şeydi.Dersten atıldığım için eve erken gelmek mecburiyetinde kalmıştım.Neyse ki anamlar hiçbir şey anlamadılar. Çünkü sadece ben atılmamıştım. Bizim grubun yarısı atılmıştı. Son sene olmasına rağmen her şey üst üste geliyor. Annem ile babamın boşanması,bu yüzden hem okulumun hem de arkadaş çevremin değişmesi,derslerimin düşmesi,yeni kardeşimin dünyaya gelecek olması.Bu yaşımda abla olucam.Ne kadar saçma.Ha bir de bu kafayı yemiş eski sevgililerim var. Aslında anamla babamın ayrılmaları bu yönden işime yaradı.Sil baştan bir hayata başlamıştım.

Telefon sesiyle uyandım.Uyuyakalmışım.Huyum değildir ki.Her neyse…Çantada telefonu ararken bir yandan da babamın aşağıdan bağırmasını duymamazlıktan geliryordum.Gizli numara arıyor...

Bir de sen eksiktin gizli numara.

-Aymina…

-Sen kimsin olum?

-Aymina hemen gelmen lazım buraya…

(Ses değiştirice kullandıkları ne kadar da belli -,- )

-Kim olduğunu söyle…

-….

-Lan olum sizi bana parayla mı dağıtıyorlar?

-.Aymina

-Ne lan ne?

-Kapatmam lazım.

-Aman ben de sana “Lütfen kapatma” diyecektim.Siktir git ya…

Arkamı döndüğümde babam tip tip bana bakıyordu. Annemin onu aldatmasıyla adam zaten çok değişmişti.Küfür etmeme bir şey demezdi.

-Gizli numara ve ses değiştirci.Klasik şeyler baba.

-Ne diyordu?

-İsmimi ezberliyordu.

-…

-Ne ? Ne dememi bekliyorsun.

-Yemek hazır.

-Ne güzel çık da üzerimi değiştirip geliyim.

-Uyudun mu sen?

-Nerden biliyorsun?

-Ben bilirim ben babayım.

Babaymış.Her şeyi bil zaten bilmesen ölürsün. Turkcell reklamındaki internet hızında giyinip hemen aşağıya indim. En azından babam iş adamıydı ve evde yemek yapma derdimiz yoktu.Nihal teyze her şeyi düşünüyordu. 4 aydır annemin sevdiği yemekler yok. Annemin özel tarifleri yok. Sabah kahvaltılarında portakal suyu yok. Her yemekte kavga yok.Tabi sevgili kardeşim Ayaz ile laf kavgalarımız hariç.

-Ooo abla seni hiç buralarda görür müydük?

-Hergün düzenli olarak yemek yiyorum burada Ayaz.

-Aymina!!

-Baba.

-Abla.

-Ayaz

-Baba.

-Tamam yine başlamayalım.Lütfen…

Ayaz&Aymina:PEKİ!!BABA!!

-Evet.Aymina neden erken döndün eve bugün?

-Dersleri boş baba napsın kız?

-Benim ağızım var Ayaz Bey.

-Aymina sakin kızım.Bir gün de sakin ol be kızım.Aynı annen…

Cümlesini bitirmeden telefon çaldı.

-İnşallah o karı değildir.

-Ayaz o annemiz lütfen.

Babam telefonu almaya giderken Ayaz sessizce;

-Seni burada kurtarıyoruz sen bize laf sokuyorsun bravo abla bravo.Bir de “İngilizce öğretmeni olucam ben” diye tutturuyorsun sen bu gidişle….

-Aymina hani dersler boştu

-Boştu ama baba.

-Arayan Tarih hocan Kemal Bey idi.

(sessizce Ayaz’a) – Seni şom ağızlı salak.

Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin