Türlü türlü acılar varmış şu dünyada.
" Yaşa ki göresin!" diyenler ne kadar da haklıymış.Az yaşadım daha çok olmadı nefes almaya başlayalı. Aldığımın birçoğunu geri verdirdi ama hayat. Onda kalmam için değil ondan aldığımı geri vermem için. Böyle böyle intikam alıyordu benden. Aldığım nefesi geri vermemi sağlayarak. Yaşayacaktım böylece. Yaşayacaktım ki görecektim. Tadacaktım o türlü türlü acıları. Çeşit çeşit sızlayacaktı kalbim. Kaburgalarım kırılacaktı farklı tonlarda. Bekleyecektim. Bekleyecektim ama bitmeyecekti bekleyiş. Yarını bekleyecektim. Sabahı. Güneşi. Mutluluğu. Huzuru. Ama vermeyecekti bana hayat. Vermeden almıştı onları benden zaten. Çıkarmıştı acısını sefasını sürdürmeden. Cefasını zaten çekmiştim. Borçluydu aslında bana ama o kadar kötüydü ki borcunu kapatmadı. Vermedi benden aldığını. Oysa ki ben aldığım her nefesi vermiştim ona. Bozmamıştım anlaşmamızı. Yaşamıştım. Çok az . Çok kısa. Yaşamıştım ama elbet. Görmüştüm hayatın neler yapabileceğini ve görmeye de devam ediyordum. Şahit oluyordum her seferinde nasıl da yaraladığına. Ölümden değil hayattan korkmalıymış insan. Hayatmış asıl karanlık . Asıl yangın. Asıl acıyı yaşarken çekiyormuş insan. Ölümden değil hayattan korkmalıymış insan. Çünkü ancak yaşarsan hissedersin acıyı. Bunu çok iyi biliyordu hayat ve çok iyi kullanıyordu. Hayatmış asıl düşman. Verdiğini alan ama aldığını vermeyen. Alacağı oldu mu boğazına çöken vereceği zaman hakkını aramana izin vermeyen. Ölümden değil hayattan korkmalıymış insan. O değil mi zaten yaşarken öldüren? Peki o zaman, ölümün masumiyetini öldürmek neden?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-
RandomTürlü türlü acılar varmış şu dünyada. " Yaşa ki göresin!" diyenler ne kadar da haklıymış.