3 BÜYÜKLER VE PAMELA

24 7 0
                                    

Evet merhaba biliyorum uzun bir ara verdik, ancak bölümü düzenleyip ufak tefek ayrıntılar ekleyerek uzattım. Okuduğunuzda az çok detayları çözeceksiniz,bölüm sonu açıklamasını okumayı unutmayın. İyi okumalar.

~Ariadne~

Sabaha karşı saat 07.00 sularında dünyaya indik ve Cornelius'un verdiği koordinatlarda ilerlemeye başladık. Aklımda iki soru vardı onlardan biri Cornelius'un burayı nereden bildiği. Bir diğeri ise  Pamela'nın nerede olduğu'idi . Umarım iyi bir yerlerde saklanıyorsundur Pamela Cornelius seninle bunu döndüğümüzde konuşacağım tabi geri dönebilirsek.

Pamela

Uyandığımda her yer karanlıktı ev gibi bir yerdeydim ama emin olmak istiyordum. Elimle etrafı yokladım ve bir ışık kaynağı aradım. Gözlerim karanlığa alışmaya başladığında geniş bir koridorda olduğumu fark ettim. Koridorun sonunda bir ışık vardı oraya doğru hızla koşmaya başladım. Kapı koluna erişeceğim sırada ayağıma bir şey dolandı ve beni çekmeye başladı.  geldiğim yönde geri dönerken.''Bir şeye tutundu '' dedi tanıdık gelen bir ses .'' sanırım onu bulduk'' diye bağırdı  başka bir ses ve bir anda ip koptu. Üstüme doğru gelen bir çift göz görüş alanıma girdiğinde hemen elime gölge kılıcı ve kalkanını çağırdım. Saatin kaç olduğu yada hangi günde olduğumuzu bilmiyordum . Böyle bir ortamda tahminde bulunmak bile hata olurdu. Gözler olduğu yerde durunca ilk hamleyi benim yapmamı beklediğinin farkına vardım.  O şey her neyse tedbirli davranıyordu.''Madem tedbirli davranıyorsun bende öyle yapacağım.'' Dedim onunla konuşmaya çalışarak bir kaç adım gerilediğinde işe yaradığını sandım ama bir anda üzerime atladı.  Kalkanımı siper olarak kullanıp ona çarpmasını sağladım bir anda büyük bir gürültü koridoru kapladı. Bu kaplan benzeri kanatları olan yaratık Osiris'ti türleri çok nadir bulunurdu ve yenilmesi uzun kanatlarını kesmekten başka bir yoldan geçmezdi. Arkasından birkaç küçük Osirisin daha olduğunu gördüğümde onun bir anne olduğunu ve iç güdülerini uyguladığını anladım . Ona zarar veremezdim bu yüzden kılıcımı ve kalkanımı geri çektim ellerimi havaya kaldırdım dizlerimin üstüne çöktüm ve gözlerimi kapattım. Büyük bir kükreme duydum ve uzun saçlarım bir anda yere döküldü . Osiris beni test etmek için bana saldırmıştı ancak beni yaralamayacaktı bunu biliyordum.Çünkü bir anne asla başka bir annenin yavrusuna zarar veremezdi . Kafamı yerden kaldırdığım sırada yavruların bana oldukça yakından ve merakla baktığını farkettim elimi öne doğru uzattım ve bekledim. Bir yavru elime bakarak hırladı ve patileriyle elimi kavradı elimi ısırmaya çalışıyordu ve ben gıdıklanıyordum etrafı attığım kahkahalar sarmıştı. Anne Osiris bu durumdan memnun gibi oturmuş bizi izliyordu. Yavrular yaklaşık 1 ay sonra anneleri gibi olacaklardı. Buralarda yaşam hızlı ilerlerdi evet ancak maalesef bu güzel canlılar bile ölümü tadıyordu.Anne bir anda kükredi ve öne doğru eğildi sanırım üstüne binmemi istiyordu. "Beni burdan çıkarabilir misin?" Diye sordum anne Osiris'e kafası hareket ettiğinde üstüne oturdum yavrular annelerinin üstüne atlayıp tüyleri arasında kayboldular. "Sana bir ad verebilir miyim?" Diye sordum biraz homurdandı ama sonrasında mırladı ve benden bir isim bekledi "Wingo" dedim kulağına fısıldayarak. Bundan memnun olmuş olacak ki biraz mırıldandı yavrular Wingo'nun tüyleri içerisinde kaybolurken,bende üstüne bindim ve kanatları açıldı

Wingo kanatlarını çırpmaya başladığında üstümüze doğru gelen ışığı fark ettim .Üstüme gelen ışık hüzmesinin yavaş yavaş tanıdık bir sima haline gelişi beni korkutsada ilgimi çekmeye devam etti. Wingo'yu yavaşlatıp ışığa temkinli bir şekilde ilerledim, karşımda Tanrı Elyus'a benzeyen birini görmek beni korkutsada, bunun Akiranın işi olduğunu düşünerek gardımı indirmeden ilerledim. "Kimsin sen" diye sorduğum sırada beni yeni fark etmiş olacak ki, korkuyla irkildi."Asıl sen kimsin ve gölgelerimin arasında ne işin var" diye soruma karşılık verdi. "Ben Pamela Gölgeler Tanrıçası " dedim. Elini uzatarak kendini tanıttı "Tobias Eskiden bir tanrıydım, ancak şu son birkaç yüz yıldır o işlerle ilgilenmiyorum " dedi alayla. O az önce birkaç yüz yıl mı demişti, anlam veremiyordum bu adam biriyle çalışıyor'du belli ancak kim? Ben bunları düşünürken, etrafında dolaştım ve kendimi tutamayıp "Sen 4 büyüklerden Tanrı Elyus'a çok benziyorsun "dedim. Gözleri şok la açılıp "Elyus yaşıyor mu?" Diye sordu aniden "Ev-evet de siz onu nereden tanıyorsunuz?" Dedim "Çünkü o Aurelion yani benim ağabeyim" dediğin de şok olma sırası bana geçmişti. Aurelion da kimdi ve bu adam neler saçmalıyor'du ? Biran önce öğrenmem gereken şeyler vardı ve bunları cevaplayacak kişi,tam karşımda duruyordu.

~Ariadne~

Etraf bomboştu burada birileri varmış en azından 30 dakika öncesine kadar. Sanırım Elyus, Orianna ve Alfreida buradaydı fazla uzaklaşmış olamazlardı buradaki çalılar yeni edilmişti ve gidilen yolu bize gösteriyordu. “Nereye daldın böyle Ariadne" dedi Sivir. “Pek uzaklaşmamışlar,etrafı incelerken dalmış olmalıyım. Şu derin kuyunun yanındaki evin ordaki, patikadan devam edelim onları o patikanın sonunda bulacağız.  Eminim” dedim. Hava ,yavaş yavaş kararmaya başladığı için Sylvia ,elinde ufak ama önümüzü oldukça aydınlatan bir küre yaratarak tam tepemize fırlattı. Sivirse patikadaki ağaçlar,çiçekler ve kuşlar ile konuşarak bilgi almaya çalışıyordu Bense taktiksel olarak ,nereye gittiklerini bulmaya çalışırken üstümüze doğru bir ateş topunun geldiğini gördüm. Gözlerimi kapattığımda ateş topu,büyük bir gürültü ile bir şeye çarptı ve çıtırtı sesleri kulaklarıma doldu. Gözlerimi açtığımda karşılaştığım şey , Orianna'nın bize öfkeyle bakışıydı. Etrafımızda yanan şey Sivir'in bizi, korumak için oluşturduğu Sarmaşık Topu* idi ancak onunda altında, Sylvia’nın koruma kalkanı vardı . “Burada ne işiniz var sizin Ariadne” dedi Elyus , hafızaları geri gelmişti ve şaşkınlıkla ,karşılarında duran 3 kıza bakıyorlardı . Sivir söze girdi "Biz sizi arıyorduk baba." O an Elyusun gözlerindeki parıltı söndü ve yerini şoka bıraktı. Konuşma sırası Sylvia'ya geçtiğinde "Akira ve birkaç tanrı Avarosada isyan başlattı." Diye konuştu şok olma sırası diğerlerindeydi "Çanı neden çalmadınız?" Diye sordu Tanrıça Orianna. "Aslına bakarsanız 3 kere çaldık anne ancak gelmediniz. Ve bizde sizi aramaya karar verdik." Dedim konuşma sırası nihayet bana geçtiğinde Tanrıça Alfreida söze karıştı "Frieda orada değil mi neden engel olmadı." Dediğinde sinirlerime hakim olamadım ve "Çünkü o da onlarla birlikte ve Pamela derin uykuda gölgelerinin içine gömülü, Waverly güç patlaması yaşadığı için dengesiz durumda, Cornelius ortadan kayboldu ve biz neler olduğunu size burada anlatarak vakit kaybediyoruz." Diye çıkıştım hepsi şok olmuş bize bakarken. "Alfreida sen ve Orianna Sylvia ile Avarosaya gidiyorsun, Ariadne ve Sivir,siz benimle geliyorsunuz." Dedi Tanrı Elyus ve ekledi "Siz üçünüz Avarosadakiler'e desteğe gideceksiniz,biz üçümüz Pamela ve Waverly için bir çözüm bulmak için dünyaya ineceğiz. İdare edebildiğiniz kadar edin en kısa sürede gelmeye çalışacağız."

Tekrar merhaba evet uzun bir ara oldu biliyorum ancak derslerim,staj kaygısı,tatil derken bölümler kaynadı. Yazmayı çokça özlemişim, bu bölümden sonra size gerçekleri anlatacağım bir bölüm olacak,o bölüm sadece Tobias'ı tanımanız üzerine olacak ve aklınızda oluşan o kargaşayı silmek için kurgunun en başlarını anlatacağım size. Evet Aurelion un eskiden Elyusun kardeşi olduğunu öğrenmek,biraz sarsıcı. Ancak can alıcı kısma henüz gelmediniz,buda bir sonraki bölüm demek oluyor bir sonraki bölümde görüşürüz Avarosalılar.

AVAROSA : TANRILARIN ÇÖKÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin