BÖLÜM4

92 13 9
                                    

Merhaba arkadaşlar biliyorum baya bir geç oldu ama duyuruda da belirttiğim gibi aklıma bir türlü fikir gelmedi.Arkadaşlar uzun zamandır bölüm atamadığım için sizlerden tekrardan çok özür dilerim. Neyse sizi zaten çok beklettim biraz daha bekletmeyeyim. Lütfen oyları ve yorumları unutmayalım. Hepinize iyi okumalar.Umarım severek okursunuz.

YALIM'DAN:

Bu yıl üvey babamın zoruyla üvey amcamın sahibi olduğu okulda liseye devam edicektim.Özel Yenal Koleji.Üvey babam aslında gerçek babam demeliyim.Çünkü ben bu yaşıma kadar onları gerçek annem babam bildim.Onlar beni çok sevdi bende onları çok sevdim. Çünkü ben kendimi onlara ait hissediyordum. Meğerki benim ait olduğum yer benim değilmiş.Peki ben kime aitim.Aslında ben kimim. Benim bir sahibim var mı bu dünyada. Acaba uzaydan düşmüş olabilir miyim. Niye hiç kimse beni aramıyor.Oooof saçmaladım yine.Yani lafın özü benim kapı önüne bırakılmış bir geçmişim var.Başka bir geçmiş yok benim için.Anne babamın gerçek ailem olmadığını bir yıl önce öğrendim.Kimden mi tabiki amcamdan. Amcam çok soğuk birisiydi bana karşı.Zaten de bu yüzden öğrendim ya.Amcam bir gün babamla konuşurken şöyle diyordu."Babamdan kalan miras senin olmayan çocuğa mı kalacak. İki gün sonra gerçekleri öğrendiğinde seni mi tercih edecek yoksa gerçek ailesini mi?"Babam ağlıyordu."Hayır o benim oğlum böyle konuşma o bizi terk etmez,ben baktım ben büyüttüm onu. Daha kundaktaydı kapıma bırakıldığında.Benim Yalım'ım beni terk etmez.Napıyım söyleyemedim.Onun dünyasını yerle bir etmek istemedim.Sen benim oğlum değilsin diyemedim.O benim oğlum kimse bunu değiştiremez.

Koridorda öylece dikilmiş duruyordum.Kulaklarımda babamın söylediği laflar uğulduyordu. Koridor bir kararıp bir aydınlanıyordu.Odaya girme cesaretinde bulunamadım.Öylece yığılmışım dizlerimin üstüne.Çok sonra fark ettim annemin beni belimden sardığını.Bir şeyler konuşuyordu annem ama hiç bir şey anlayamıyordum.Kulaklarım sağır olmuştu adeta. Sonra her yer karardı.Ne kadar zaman sonra uyandım bilmiyorum.Bayılmışım. Gözümü açtığımda bir hastanedeydim.Annem ve babam baş ucumda ağlıyordu.Biraz yutkunup benim gerçek annem babam kim dedim.Babam "Oğlum lütfen yapma bunu bize .Her şeyi konuşacağız. Senden çok özür dilerim.Bizi affet.Çok özür dilerim. Çok çok çok özür dilerim.Söyleyemedik işte. Çünkü sen bizim oğlumuzsun.Nolursun sus hiç bir şey konuşmayalım." dedi.

Her şey bu kadar basit miydi yani. Böyle bir gerçeği nasıl gizlerler ki benden. En çok sevdiğim, can bildiğim insanlar tarafıdan kandırılmak ne tuhaftı.Bir daha nasıl güvenirim ki bu insanlara.

Beni aradılar mı, beni hiç sordular mı ?

"Oğlum lütfen bunları sonra konuşalım." dedi babam

Size bir soru sordum beni aradılar mı ,beni hiç sordular mı?

Oğlum biz hiç kimsenin seni aradığını sorduğunu duymadık.Hadi sen uyu. Sonra konuşuruz bu konuları.

İçimi inanılmaz bir güvensizlik kaplamıştı.Acaba gerçekten beni kapıya mı bırakmışlardı.Ya da gerçek ailem beni çok aramıştı da beni saklamışlar mıydı. Ya da bunlar beni kaçırmış olabilirler miydi. Yoksa gerçek ailem her yerde beni mi arıyor. Beynimi kuşku dolu bir sürü soru kapladı.Ben susuyordum ama beynim durmadan konuşuyordu.İçimde volkan gibi büyüyen ara sıra patlayan bir öfke vardı.Bu yüzden ara ara sinir krizleri geçiriyordum.Yeni yeni alışmaya başladım bu olayın gerçekliğine.Herkesten her şeyden nefret eder gibiyim.Beynimde milyonlarca soru var.Sokakta yürüyorum yaşlı bir kadına bakıyorum acaba bu benim annem olabilir mi diye. Sonra zengin bir kadın görüyorum düşünmeden edemiyorum bu benim annem olabilir mi diye.Sokak ortasında çiçek satan kadına bakıyorum bana gülümsüyor bir an düşünüyorum bu benim annem olabilir mi diye.Sonra çiçekçi kadının "A be delikanlı al sevdiğine bir çiçek.Mutlu edersin kızcağızı." demesiyle kendime geliyorum.Bazen de genç bir çocuk görsem bu benim kardeşim olabilir mi diye düşünüyorum.Günlerim hep böyle birbirini kovaladı. Anlamsız,cevabı olmayan milyonlarca sorularla.

GÜVEN BANA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin