weird dinner

48 6 3
                                    

Yeryüzünde yaşayan en zararlı şey bile, özel bir yarar taşır bu yeryüzüne. En yararlı şey bile yanlış kullanılırsa yok edip doğru sonucu ulaşır zarara. Kullanmayı bilmezsen, iyi döner kötüye, kötü de bazen yücelir erdemmiş gibi. Şu minik çiçeğin taze filizlerinde...zehir de var...ilaç da. Koklanırsa, dinçlik verir her yerine insanın. Tadılırsa, durdurur yüreği.

Yüzümde oluşan tebessüm ile bitirdiğim satırdan kaldırdım başımı. Derin bir nefes alıp etrafa baktım. İlerideki ağaç evime, hamağıma ve yan eve taşınan insanlara. Elimdeki kitapı kapatıp masaya bırakırken merakla ayağa kalktım. Mermerlere kollarımı yaslayıp karşı eve taşınan insanlara bakmaya başladım. 2 nakil arabası gelmişti. Eşyaları çok olmalıydı diye düşünürken annem yaşlarında bir kadın gördüm.

"Tatlım, yan eve birileri taşınıyor. Sabah yaptığın kurabiyeleri götürür müsün?"

Annemin sesiyle odama girdim ve kapıyı açıp merdivenlerden aşağı indim. Annem akşam yemeğini hazırlıyordu.

"Kurabiyeler şu tabakta."

Gösterdiği tabağı alıp kapıya ilerledim. Ayağıma terliklerimi geçirdim ve evden çıktım. Bizim ev ve onların evi ortak bahçeyi paylaşıyordu ve beni üzmüştü sonuçta havuzu ve ağaç evi paylaşmak zorunda kalacaktık. Ağaç evi tam ortaya yaptığımız için lanet ederken bahçeden geçip kapılarına varmıştım bile.

Kapının açık olduğunu gördüğümde kapıyı tıklattım ve birinin gelmesini bekledim. Kimse gelmediğinde içeriye bir adım attım.

"Merhaba?"

Etrafa baktığımda eşyaların bazılarının hala kolide olduğunu gördüm. Ama evin içindeki herşeyin siyah olması içimi karartmıştı. Etrafı incelerken bir ses duydum.

"Sen kimsin?"

Arkamdan gelen ses ile arkamı döndüm ve karşımda duran çocuğa baktım. Uzun boylu, zayıf biriydi. Platin rengi saçları, beyaz teni ve mavi-gri karışımı gözleri vardı. Çocuk onu süzdüğümü gördüğünde kaşlarını çattı. Kızarırken bakışlarımı yere indirdim.

"Ben yan evde oturuyorum. Kurabiye getirdim."

Topuklu ayakkabı sesi ile kafamı kaldırıp gelen kişiye baktım. Gördüğüm kadın bana gülümseyerek yaklaştığında tebessüm ettim.

"Annem göndermemi istemişti. Afiyet olsun."

Arkamı dönüp gidecekken kadın bana seslendi.

"Tatlım, otursana."

Arkamı dönüp koltuğu işaret eden kadına itiraz edecekken tekrar konuştu.

"Tanışırız hem."

Kafamı salladım ve beraber koltuklara geçtik. Tekli koltuğa oturduğumda çaprazıma kadın karşımda da oğlan oturuyordu.

"E, adın nedir?"

"Hermione."

Kadın gülümsedikten sonra oğlana döndü.

"Ben Narcissa. Bu da oğlum-"

Oğlan kadının sözünü kesip kafasını bana çevirdi.

"Draco Malfoy."

Hafifçe yutkunurken kafamı salladım ve ayağa kalktım. Daha fazla burada kalmak istemiyordum

"Memnun oldum, bayan Malfoy."

Kadın kalkıp peşimden gelirken hafifçe başımı Draco denen çocuğa çevirdim. Hafifçe gözlerini kısmış bana bakarken tekrar yutkundum ve evden dışarı çıktım. Oyalanmadan eve döndüğümde boy aynasına baktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 11, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AuroraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin