We lost our childhood, anyway | PART 1

453 35 5
                                    

"O gün görüşürüz Potter!" diye geri iletti Draco dişlerinin arasından, Harry'nin cevap vermesine izin vermeden işaret çekti ve fısıldamaya gerek bile duymadan "GRANGER!" diye bağırdı ve hızlıca geri ona dönen kıza gülümseyip göz kırptı. 

*

Lucinda olan Blaise, kafasının üzerinde şimşek çakmış gibi aniden Draco'ya döndü, "Hadi ama! Bize onu sadece hoş bulduğunu söylemiştin!" en yakın arkadaşının ona anlattığından daha fazlasını olduğunu bilmiyordu, oysaki ona herşeyini anlatırdı, cıkcıkladı.

Draco, bir an birşey söylecekmiş gibi olsada, geri ağzını kapattı ve kafası eğik yürümeye devam etti. Az sonra Barnabas'ın ifritlere bale öğrettiği goblenin arkasındaki boş duvara ulaştıklarında durdular. Sarışın olan arkadaşlarına işaret parmağıyla orada o içeriye gireceği zaman onu gözetlemeleri için kalmalarını işaret etti ve dikkatli olmalarını, şüpheli bir durumda onu uyarmalarını son kez belirtti. Ardından çevreyi üç kere tüm dikkatini ihtiyacı olanı aklından geçirmek üzerine toplayaraktan dolaştı,

"Kaybolan dolabı saklamama ve tamir etmeme yarayacak bir odaya ihtiyacım var."

Goblenin arkasında boş duvarın önünde beliren kapıyı görünce memnuniyetle gülümsedi, Potter'ın yine biryerlerden çıkabileceğinden omzunun üzerinden arkasını kontrol etti, görünürlerde kimseyi göremeyince hıphızlı içeri girdi.

İhtiyaç odası ihtiyacı olana, ihtiyacına uygun bir şekilde görünür. 

İşte neye ihtiyacı varsa onun yanındaydı, içerisi sayısız bazılarının ne olduğunu anlayamadığı ve anlamak da istemediği cisimlerle doluydu, odanın içi kasvetliydi ve sanki içeride olan kişiyi boğazlamak istiyormuşcasına bir havaya sahipti, kravatını gevşetti.

'Burası tam da ruh halime uygun, Karanlık Lord'un benden istediği şey kadar iğrenç ve karanlık.' diye içinden geçirdi Draco. Bir heykeli sollayıp odanın içindeki en eski nesneye yöneldi, kaybolan dolaba.

Uzun ve diğer eşi Borgin&Burkes'da bulunan, ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokabilmesi için yeniden tamir etmesi gereken dolabın üzerindeki uzun örtüyü çekti, titrek bir derin nefes alıp kapağının kulbunu kavradı.

*

Lucinda kılığındaki Blaise kafasını dizlerinden çekip, duvara sırtını dayamış arkadaşına yöneltti, "Sence nasıl gidiyordur? sesinde tedirginlik tınısı vardı.

Ralph olan Vincent dişlerini gıcırdataraktan işaret parmağını çenesine yerleştirdi ve düşünmeye başladı.

Bundan önceki ziyaretlerinde -bugünle beraber üç oluyordu, kötüye gittiğine dair bir işaret almamışlardı. Draco herzaman ki gibi nötr bir yüz ifadeyle çıkıyor, bu da onlara nasıl gittiğini öğrenebilmeleri içinde hiç yardımcı olmuyordu. Vincent, arkadaşının duygularını ne kadar iyi saklayabildiğini biliyordu, dolap ortadan kaybolmuş bile olsa bunu anlayamazlardı. Daha önce sormayı denememiş değillerdi ama her seferinde Draco konuyu değiştiriyor böylelikle de durumun ne olduğunu öğrenme çabaları çerçöp oluyordu.

Parmağını çenesinden çekip, gözlerini karşısındakine dikti, "İyidir herhalde, kötü birşey olsa söylerdi değil mi?"

Söylemezdi.

O ikisi en yakın arkadaşı olmasına rağmen sadece kendi istediklerini söylerdi.

 Senin bilmeni istemiyorsa eğer asla öğrenemezdin, aynı işin bir parçası olsan bile.

"Son zamanlarda onu dalgın görüyorum, iyiye gitmiyor olabili-" Vincent, Blaise'in sözünü kesip, konuyu değiştirdi.

O konu hakkında konuşmak içini ürpertiyordu, 'ya başaramazsa?' düşüncesi üzerinde en ağırından bir lanet kullanılmış etkisi yaratıyordu sanki.

WHAT WE ARE FIGHTING FOR? -ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin