Apar topar eve gelmiştim. Merdivenlerde oturan dostumu görünce hızla ona doğru ilerledim."Jimin?!" sesimi duymasıyla bana sarılması bir oldu. "İçeri geçelim mi ne olur."
Bedenlerimizi nazikçe ayırıp kapıyı açtım.
_
Beni pataklayan arkadaşıma rağmen yarım saat aralıksız gülüyordum. "Ya sen salak falan mısın ödümü kopardın kötü bir şey oldu sandım, neyse neyse ya bir daha anlatsana ne olur, gülmeyeceğim söz." ciddi bi surat ifadesiyle konuşmaya çalıştığımda bıkkın bir şekilde kafasını salladı.
"Ya işte geçen gün parayı vermeyi unuttum ya, aradım ben bunu dedim ki böyle böyle o da bana dedi ki o zaman bugün görüşelim ben buradayım hem sohbet ederiz falan dedi ben de kaçırır mıyım bu fırsatı tabi olur dedim neyse işte tanıdığı bir yer varmış yemek yeriz falan dedi olur dedim tabi, neden olmasın ki demi sonra ben gittim mekana henüz gelmemişti öyle boş boş etrafa bakıyordum sonra bir anda kapı açıldı bu kapıdan bir girdi ama varya nasıl girmek o an aynı filmlerde ki gibiydi etrafta ki her şey dondu zaman durdu mint rengine boyattığı saçları, üzerinde ki deri ceketiyle bana doğru gelmeye başladı bense aklımı kaybettim sandım mal mal sırıttım, yanıma geldi durdu elini uzattı, tabi hemen ben de uzattım bulmuşum o eli bırakır mıyım? Sonra o güzel dudaklardan kelimeler döküldü bir bir "Görüşmeyeli bir kaç gün oluyor ama sanki bayadır görüşmüyor gibiyiz. Nasılsın?" dedi, ama nasıl güzel diyor varya şu dümdüz cümle kulağıma şiir gibi geldi bir de gülümsedi ben iptal oldum o an sesim çıkmayacak falan zannettim, keşke çıkmasaydı çok daha iyiydi zaten, neyse işte ben de gülümsedim ve dedim ki "İyiyim ya sen nasılsınız?" of çok utanç vericiydi kafamı sokacak bir yer aradım kırmızının elli tonu oldu suratım, Min muhteşem harikulâde kibar nazik beyefendi Yoongi ise utanmayayım diye nazikçe tebessüm etti, kahkahasını zorla tuttuğuna eminim. İlişkimiz başlamadan bitti resmen."
"Bu kadar canını sıkma, hem belki onun hoşuna gitmiştir senin bu halin hm?" dediğimde gözlerini gözlerime sabitledi.
"Tae, nasıl hissedersin yani şey..." çekindiğini fark etmiştim, üzülmemi istemediğinden bu tarz şeyleri konuşmazdık pek, güven verircesine gözlerine baktım. "Jimin, istediğini sor sen benim en yakınımsın ve ben iyiyim canım inan bana." gülümsediğimde biraz olsun rahatlamış ve devam etmişti.
"A-aşık olduğunda nasıl hissedersin?" diye sorduğunda burukça gülümsedim. "Aşkı nasıl tanımlarım bilmiyorum bunu zaten tüm benliğinle hissedersin, bedeninle, ruhunla, aklınla kısacası her bir zerrenle... Aşık olduğunda tüm ezberin bozulur, bildiğin ne varsa unutursun, sanki daha önce hiç yaşamamış gibi... Öyle ki ondan önce aldığın tüm nefesler boşunaymış gibi hissedersin, sevince hayatı yeniden öğrenir, karşılık bulursan işte o zaman hayatı seversin. Bir çift göz de kaybolur ama aynı zamanda o gözlerde kendini bulursun, onun kokusuyla sarhoş olur, o sarhoşlukla yoğrulursun... Onu severken kendini de sevmeye başlar, kendini özel hissedersin. Aşk, kelimelere sığamayacak kadar kıymetli bir duygu, onu sadece yaşayarak öğrenirsin."
Dolu gözlerle ona baktığımda benden farksız olduğunu görmüştüm, gülümseyip devam ettim. "Sen ne hissediyorsun peki söyle bakalım." dediğimde eliyle saçlarını geri attı.
"Ne mi hissediyorum? Alenen sıçtığımı hissediyorum. Onu ilk gördüğüm gün ne halde olduğumu hatırlıyorsun değil mi? Eve geldiğimde gram uyuyamadım, sabaha kadar yüzü gözümün önünden gitmedi şuan bile gözümün önüne geliyor. Ne yapacağım şimdi bana akıl ver."
"İnan bana dostum bunu yapabilecek biri değilim." sertçe yutkundum. "Sana tavsiye verebilmem için aklımın yerinde olması lazım." sesim titremişti. "Biliyorsun ki ben yarım bir adamım." akmak için çabalayan yaşlarımın yanaklarımı ıslatmasına izin verdim.
"Her gün biraz daha eksiliyorum." ellerini dizlerine dokundurdu, bunun anlamını biliyordum ikiletmeden koymuştum başımı, parmaklarını saçlarıma yollayıp devam etti. "Kendini sıkma Taehyung ağla rahatla, konuş benimle, kendinle değil benimle konuş bana anlat beraber toparlanalım." hıçkırmıştım.
"Jimin bu artık daha fazla acı veriyor iyileşemiyorum, toparlanamıyorum. Çok özledim, acı içinde kıvranıyorum her gece huzurla uyuduğum o yatak her şeyden daha çok batıyor artık çünkü sol yanım eksik, yatağımın sol yanındaki boşluk ruhumu delip geçiyor oraya dokundukça kavruluyorum, kokusunu alamıyorum artık yastığında çıldıracak gibiyim, katlanamıyorum." sık nefeslerle konuştuğumda saçlarımda ki hareketini ağırlaştırmıştı hiç konuşmadı dinledi, saatlerce ben konuştum o dinledi...
_
Ağlamaktan ağırlaşan göz kapaklarım kapanmamak için dirense de başarısız olmuştu, tamamen güçsüz düşmüştüm.
Titrek bir ses duymuştum sadece, sonrasında teslim olmuştum karanlığa...
"Elini asla bırakmayacağım dostum, birlikte kalkacağız."
Yazarken Jimin' i inanılmaz hayal ettim ya Min Yoongi sonrası gelen feels, o cümleleri hızlı hızlı kuruyor olması falan gözümün önüne geldi size de öyle oldu mu? 😂😂
Bir sonra ki bölüm için çok çok çok heyecanlıyım, her şeyin değiştiği bölümler geliyoor. 💜
Ah şey bir de oy verirseniz çok mutlu olurum şimdiden💜 teşekkürleeer
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe | Taekook
Fanfiction"Yeniden hayat bulabilirmiş insan. Yeniden yeşerebilirmiş kuruyan dallar. Ve çiçekler açabilirmiş en kurak çöller de bile." "Kurak çölümün eşsiz çiçeği, iyi ki geldin."