Bölüm 1

45 5 0
                                    

"...eta satefi katerisyo juante gali, ono faltesiya teri kinous in." dedi büyücü. Kafasını kaldırdı ve sakinlik içerisinde, "Tamamdır, istediğin şeyi yaptım." diye seslendi karşısındaki kadına. Burnunun her iki deliğinden ayrı ayrı kan akmaktadır bu esnada çünkü yapmış olduğu büyü onun gücünün çok ötesindeydi .

Mezarlıkta son yanmakta olan mum sanki gecenin gerginliğini üzerinde hissedermişçesine titrediği anda karşısındaki kadın yanıt verdi, "Pekâlâ, özgürsünüz. İkinizde."

Yorgunlukla büyükannesinin mezar taşının üzerine yığıldı büyücü. Özgürlüğünü kazandığı arkadaşı yanına geldi ve ona sarıldı. Onları tutsak alıp zorla büyü yaptıran kadın mezarlığın yanındaki ormanın karanlığına kaybolmuştu. "Biliyor mu?" diye arkadaşı sorduğunda kafasını iki yana salladı büyücü. "Ve kimse bilmeyecek, söz... söz vermelisin."

Kafasını aşağı yukarı salladı arkadaşı. "Fark ettiklerinde?"

"Çok geç olmuş olacak..." ağzından çıkan bu sözlerden sona bayıldı. Mum söndü, ve karanlık ikisini de yuttu. Bu gece burada olan asıl şey bu arkadaşlığın arasında kalacaktı. Başka çareleri yok gibi görünüyordu.

Bu sırada yanlarından ayrılan kadın şehrin merkezine doğru gidiyordu, kurtarmak istediği birisi vardı. Telefonunu çıkarttı ve bu büyüyü ona yaptırtmaya zorlayan kişiye telefon açtı. "Tamam. Evet, istediğin oldu. Kız kardeşimin sesini duyabilir miyim şimdi?"

Karşıdaki adamın ses boğuk geliyordu kulağına, istediğini yaptı. "Alo?" dedi telefonda başka bir incecik ağlamaklı ses.

"Trisha?"

"Abla? Yapmadım de lütfen..." dedi ağlayarak.

"Senin için... Bunu anlamalısın. Onu güvenli bir yere götüreceğim merak etme."

Karşı hattaki boğuk sesli adam geri telefonu almıştı. "Anlaşılan kız kardeşin seninle daha fazla konuşmak istemiyor."

"Anlaşmaya uyacağına söz vermiştin."

"Ah uyacağım. Sadece birkaç gün daha misafirim olduktan sonra kardeşin gitmekte özgür. Sadece garanti amaçlı anlarsın ya. Senin de sözünü tutacağından emin olmak istiyorum."

"Kolyeyi ne zaman bulacağımı bilmiyorum ama." dedi sesini alçaltarak.

"Ama? Ama?! Kısa sürmezse olacakları biliyorsun. Sözü uzatmaya gerek yok gündüz gezen küçük hanım." Telefon kafandı ve hattın bipleyen sesi duyuldu. Kadın adımlarını hızlandırdı, geç kalmamış olmayı umuyordu.

"Ah hadi ama Zake! Benim için yapamaz mısın?" diye sordu Jamio. Hayatında gördüğü en güzel kadının numarasını istemesi için bu kasabadaki güvenebileceği tek insana yalvarıyordu.

"Niçin kendin gidip sormuyorsun?" dedi Zake. Bununla şu an uğraşmak istemiyordu, aslına bakarsanız aracı olmak en nefret ettiği şeyler arasındaydı.

"Çünkü... Çünkü bu çok kendimi ele verici. Hadi ama adamım!" son bir umuda tutunmuştu, belki Zake kabul ederdi. Yoksa gidip kendisi soracaktı zaten.

"Ah pekâlâ pekâlâ. Ama bana büyük borçlandın unutma."

Kafasıyla onayladı Jamio. "Adamsın."

Zake partideki büyük çoğunluğun içkilerini insanca yudumladığı kısımdan ayrılıp herkesin danslar ettiği ve gecenin sonunda kendilerini birbirlerinin üzerlerinde bulacakları bölümün içerisinden zorlanarak ilerledi ve koca odanın karşı duvarında tek başına durarak etrafa bakınan kızın yanındaki sandalyeye oturdu. "Hey!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 10, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gecenin SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin