Gökhan'ı..
Ve bizim en büyük korkumuzu...
Ali bana, ben Ali'ye bakıp tehlike çanlarına eşlik eden ve bize yaklaşan Gökhan'ın ayak seslerini işityorduk. Nasıl açıklayacaktık ona bu durumu. Ya bizi öyle gördüyse? Aklımdan geçen sorulara eşit sayıda cevap ararken Gökhan yanımıza geldi.
-"Gökkuş bak sen çok ya..."
Lafımı bitiremeden işaret parmağını dudaklarına götürüp susmamı istediğini belli edenişareti yaptı. Zaten korkudan bir cümle kurmaya dahi mecalim yokken, bir de üstüne susturulmam iç sesimi harekete geçirdi
"Bu sefer fena sıçtın Yaprak!"
Ben geri planda kalınca Ali devreye girdi.
Ama onun da benden bir farkı yoktu. Gökhan hala durumu idrak edememişken bizim korktuğumuzun aksine gayet sakin bir tavırla söze giriş yaptı.
- Siz? Nasıl?
O an ne desek, nasıl olaydan yırtmaya çalışsak da az önceki halimizi ve elindeki 'aşk defterini' açıklamazdı. - Hoş açıklasa da, bizim konuşmaya yüzümüz var mıydı bilemem-
"Ulan biz birbirimize kardeş dedik, ne yaparsak gizlimiz saklımız olmadı. ' Birimiz kızımız, kızımız hepimiz için.' demedik mi biz Ali!?"
Ali mahcup ve Gökhan'ı onaylayan bir haraket ile sessizliğini korudu. Gökhan söze devam etti.
"Biz bu sözü söylerken sen 'Hepimiz kızımız, kızımız sadece benim için.' mi dedin oğlum?! Nasıl yaptınız lan bunu siz, nasıl ihanet ettiniz sözümüze. Bu mu lan sizin sır saklamayan haliniz. Bu mu bize olan dürüstlüğünüz?"
Gökhan'ı öfkesinin şiddeti ile göz yaşlarım eş zamanlı artmaya başladı.
" Sen Yaprak başkan? Ne oldu o ne bok yese bize sığınan kıza. Noldu verdiğin sözlere? İnternette ' aşk nedir, aşık olduğumu nasıl anlarım' diye aratmaya benzemiyor değil mi başkan? Biz sana burda böyle başkan falan hitap ediyoruz, Ali ne diyor sana bizden gizli görüştüğünüz zamanlar? Aşkım mı? Sevgilim mi? Küçük titan mısın yoksa hala biz çakmayalım diye? Nasıl kandırdınız lan bizi?!"
Ali daha fazla sessizliğini koruyamadı ve Gökhan'ın üstüne yürüdü.
"Gökhan ileri gidiyorsun. Biz size söyleyecektik, zamanı gelince."
Gökhan derin bir nefes alıp gerginliğini atmak adına sahte bir gülüş attı.
"Zamanı gelince? Ne zaman mesela, nişanınıza mı? A, yoksa erken mi olur? Ikıncı çocuğu yapınca çağırın ya acelemiz mi var?"
Ali duyduklarını geçiremedi ve Gökhan'a gelişine bir yumruk geçirdi. Gökhan, Ali'nin darbesi ile sendeledi. O da Ali'ye sağlam bir yumruk geçirdi. Ben hala olayları idrak edemiyordum. O an olayın şiddetinin azalması adına aklıma gelen ilk yalanı sonunu düşünmeden söyleyiverdim.
"Gökkuşum ya, sen bizi çok yanlış anladın..."
Ali bir kaç adım geri çıkıp benim ağzımdan çıkan cümleleri takip etmeye başladı. Ali'nin suratındaki ciddiyet her ne kadar beni tedirgin etse de daha kötüsü olamaz diye sözüme devam ettim.
" Yani hiçbir şey göründüğü gibi değil. Yani öyle ama aslında değil. Şimdi böyle ayaküstü konuşmayalım. Sen bi sakinleş, hatta gelin bizim mekana gidip konuşalım."
Ali'ye " o iş bende" mesajı verecek bir bakış attım ve kafeye yola koyulduk. O sırada aklımda ne tilkiler dönüyordu bir bilseniz. Az daha orada ayaküstü laf dalaşı sürseydi, Gökhan elimize " Ölmek İçin 13 Sebep" şeklinde kaset dolu bir kutu verecek, ve her kasette on üçüncü sebebe gelene ve biz intihar edene kader o sebeplerin 5 katıyla çarpacaktı bizi. Ben aklımda değişik fantaziler kurgularken benim iki kızgın boğa biri sağ diğeri solumda olmak üzere ilerliyordu. Ali beni ani bir hareket ile yanına çekti ve kulağıma benim duyabileceğim bir ses ile
" Yine ne tilkiler dönüyor Yaprak beyninde! Bak zaten sıçmış vaziyetteyiz, gözünü seveyim bir de sen sıvama."
" Valla Alikuşum, ben aşkım uğruna arkadaşlarımı kaybetmeyi göze alamam. Az sonra olacaklar için peşinen özür dilerim. "
---------------------------
Ali ne olduğunu anlamadığını belirten kırışık bir surat ifadesiyle bana bakarken kafenin önüne geldik. Mekân o gün genelin aksine sanki bizim yangınımıza körükle gidiyormuş gibi boştu. Her zamanki masamıza oturduk. -Ali ve Gökhan yan yana, ben karşılarına olacak şekilde- Cümlelerimi son kez kafamda toparlayıp söze bodoslama daldım.
"Gökkuş'um, piercing'ine top, küfürlerine sansür- bugün sebep- olduğum. Ya sende ne anlamadan dinlemeden kafanda kurdun ki? Ay yani gören de biz 3 aydır birlikteyiz de sizden sakladık sanacak.."
" Ne üç ayı Yaprak 12 yıl!"
Ali birden böyle ani itirafta bulununca, ona " konuşursan ölürsün "bakışı atıp söze devam ettim.
' Ay yani sende Alikuşum, ne alemsin. Bak Gökkuşum, o gördüğün manzaranın gözünde nasıl bir karşılığı olduğunu tahmin edebiliyorum..."
Gökhan lafa girdi
" Edemezsin kızım! O vaziyette Oğuz ve Sinan'ı görsem bu kadar yadırgamazdım. Şoke oldum lan. Kardeşim lan, 5 yaşından beri gözümden sakindığım kardeşim, birinin ona duygusunu öğrenince tuvalete sıkıştırıp uğruna çocuk dövdüğüm kardeşim. Lan eşek kadar herif, ben Ali'yi nasıl döveyim!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4N1K|| Bana Bir Masal Anlat Amazon
Teen FictionHepinize merhaba arkadaşlar. ♀️ 4N1K hakkında fazla konuşmaya gerek yok zaten baya popüler bir kitap kendisi. Benim bu hikayedeki amacım #TeamBarış olanların biraz olsun desteklediği çiftçini mutlu görmesi. Ben normalde sonuna kadar #TeamAli destek...