Öyle herkeste olduğu gibi klişe bir hayatım yoktu, dersem yalan olurdu.
Oldukça sıradan hayatım ve oldukça sıradan eğitim hayatım vardı. Hani derslerden sonra okuldan çıkıp arkadaşlarınızla cafede buluşursunuz ve gün bitene kadar dedikodu yaparsınız. Annemin iş sıkıntısı yüzünden okuduğum şehirden ayrılmış ve yeni bir şehre ait olmak için taşınmıştık.Bu taşınma işini yaz tatilinde yapmamıştık. Okulların başlamasından 1 ay geçmişti ve anca taşınmıştık. Hadi sizlere bir yalan daha söyleyeyim: Arkadaşlarımı çok özleyeceğim... Hepsinin canı cehenneme!
"Melek annecim hadi aşağıya in."
Annemin sesini duyduğumda yatağımın üzerinden kalkarak odamdan çıktım. Aşağıya hızlıca indim ve hazırlanmış olan masaya oturdum.Annem şef olduğu için mükemmel yemekler hazırlardı, bazen ben de hazırlamasına yardim ederdim.
Babam ben daha küçükken bizi bırakıp gitmişti, bunu daha sonra anlamış ondan gerçekten nefret etmiştim.
"Yeni lise hayatın için heyecanlı mısın?"
"Bilmem pek düşünemedim." Annem anlayışla gözlerime baktı ve çaresizce gülümsedi.
Bundan sonra hiç konuşmamıştık yemeği biten annem yatacağını söyleyip gitmişti. Bunca zamandır kendisini suçluyordu, terk etmesinin sebebi kendisiymiş.
Boşalan tabakları makineye yerleştirerek masayı topladım. Ve bende uyumak üzere yukarı çıktım.
🌌
Sabah uyandığımda kendimi çok garip hissettim sanki kendi varlığım bugünden itibaren hissedilebilir olmuştu. Daha fazla oyalanmayarak okul formamı giyerek aşağı indim pek aç değildim ve canım istemiyordu zaten.
Annem de işe gitmişti, çantamı alarak dışarı çıktım ve yeni okuluma doğru yürümeye başladım. Okula yaklaşınca bisiklet veya motor sürenler gördüm, veya araba yarışı yapanlar. Çok işlek bir okula gelmiştim.
Bahçeye adımımı attığımda tuhaf bakışları üzerimde hissettim, zaten böyle olması gerekiyordu. Aldırmadan okula giriş yaptım, bazıları yanındakini dürtüp beni gösteriyordu hiç havalı olmayı sevmezdim.
Annem müdürün odasının nerde olduğunu tarif etmişti ve bende aynen uyguladım. Müdürün odasına girdiğimde içeride 2 erkek vardı ve ikisinin de yüzleri kızarmıştı muhtemelen kavga etmişlerdir diye düşündüm.
"Bir daha kavga etmeyin yoksa uyarmadan disipline veririm." Erkekler çıkınca bana döndü.
"Melek?"
"Evet benim."
"Sınıfın 12-D sana yardımcı olurlar iyi dersler."
Sessizce kapıyı çektim ve çıktım. Daha iki çift laf edeceğimizi düşünmüştüm.
Sınıfların üzerindeki şubelere baka baka gidiyordum, en sonunda sınıfımı görünce kapıyı açıp girdim beni gören herkes bana bakmaya başladı.
Boş olan bir yere oturdum ve beklemeye başladım.
"Sen gelmeden ismin geldi. Ben Harun." Önümde duran çocuk bana doğru dönüp konuştu.
"Zaten biliyorsun Melek." El sıkıştık, yanında kimse yoktu ama kız çantası vardı.
"Yanımda kız arkadaşım oturuyor birazdan gelir."
"Yanında kız arkadaşın mı oturuyor?" Bir anlık sordum zaten söylemişti.
"Nerden bildin?" Tökezledim ve kekelemeye başladım.
"Ya-yani tahmin ettim." Harun önüne döndüğünde şok içerisinde kalmıştım. Sanırım iyi uyuyamamıştım. Bir süre sonra bir kız gelip Haruna sarıldı.
"Selam ben Mine, sende Melek olmalısın."
"Evet."
"Desene üçümüz iyi olacağız."
"Bencede." Mine arkasını döndü, neden bana bir şey söylemden dönmüştü ki ona cevap vermiştim yoksa içimden mi söylemiştim?
Bozuntuya vermeden defterimi çıkardım hoca geldiğinde ayağa kalktık ve selamlaştık.
🌌
Okul bitmiş eve gidiyorken yanıma Mine geldi.
"Melek bu akşam parti varmış kesinlikle geliyorsun değil mi? Hem Harun da gelecek."
Cazip bir teklif olsa da annem izin vermezdi.
"Gelmek çok isterim ama annem izin vermez." Işıltılı ve umutlu gözlerle bana bakmaya başladı.
"Ya bi denesen? Belki izin verir."
Gülümsedim. "Pekala denerim ama akşam konum atacaksınız. Yeni geldim ve ilk haftadan kayıp ismiyle çağırılmak istemem."
"Pekala." Mine Harun'un yanına gitti bende eve kadar yürüyecektim.
Eve varmak üzereyken aniden yağmur bastırdı ve ardından ise şimşek çarptı. Islanmamak için eve koşarak gitmeye başladığım sırada az daha araba çarpacaktı.
Yere düştüm bileğim fena haldeydi arabanın içinden bir çocuk çıkıp yanıma koştu.
"Çok özür dilerim iyi misin?"
Elimle gelmemesini söyledim. Acıyordu ama acıyı düşünmemeye başlayınca acıması geçmişti.
Ayağa kalktım tamamen düzelmişti.
"Kendimi kötü hissediyorum istiyorsan seni evine bırakayım."
"Tamam, olur." Arabasına bindim zarar vermeyen birine benziyordu.
"İsmim Tuna, senin?"
"Melek."
Gülümsedi ve fısıldadı.
"Melek gibi."
Beynimin oyunuydu çünkü dudaklarına baktığımda haraket etmiyordu. Tuna beni eve bıraktı bu sırada da yağmur dinmiş güneş açmıştı. O gideseye kadar izledim ve sonra eve girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Power(Devam etmeyecek)
FantasyDünyada yaşıyordum fakat kendi kurduğum hayal dünyamda...